Güncelleme Tarihi:
Krizleri yenmek için duygu lazım
Evlilikte ideal olan şekil hem aşk hem de mantık evliliğinin bir arada olduğu modeldir. Burada doğru olan aslında ikisi bir arada olan evliliklerdir. Atalarımız, ‘Aşkın gözü kördür kaynanalar olmasa’ diye boşuna söylememiş. Aşkın gözü kördür. Evlilikte bir müddet sonra hayatın gerçekleriyle karşılaşıldığı zaman aşk buharlaşıyor. Sadece mantık evliliği olduğunda da şöyle bir durum ortaya çıkabiliyor; evlilik öyle bir kurum ki kar zarar analizleri, hesaplamalar yaparak evlilik yürümez. İlk krizde dağılır. Krizleri yenmek için de duygu lazım.
Bir otomobil düşünün. Bu otomobilin motoru ve direksiyonu var. Direksiyon, nereye gideceğini yönlendirir, motor da enerji verir. Motor aşktır. Direksiyon da duygudur. İkisinin muhakkak birbirini tamamlaması gerekiyor. O nedenle ideal evlilik için aşk ve mantığın bütünsel birlikteliği demek lazım.
Aşk evlilikte sebep değil, sonuçtur
Aşk evliliğin sebebi mi sonucu mu? Yapılan incelemeler var. Eğer aşk evliliğin sebebi olursa yani taraflar iyi ilişki kuramıyorsa aşk buharlaşıyor. Eğer aşk evliliğin sonucuysa, kişiler de iyi iş birliği kuruyorlarsa fakat sevgileri başlangıçta çok da yoksa aşk sonradan ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle aşk evlilikte sebep değil, sonuçtur. Evliliklerde anne ve babanın kararları önemli. Günümüzde Batı tipli evlilikler var. Anne baba hiç karışmıyor. Çocuk tamamen kendi kararını kendi alıyor. Bunda da bir risk var. Gençler anlık hislere kapılıp yanlış kararlar verebiliyorlar bazen.
Eş seçiminde evlilik olgunluğu analiz edilmeli
Evlilik insan hayatındaki iki önemli konudan biridir. Bu nedenle eş seçimi önemlidir. Psikiyatride kullanılan evlilik olgunluğu ölçeği vardır. Bu ölçekte dört ana kategoriyle ilgili sorular soruluyor. Biyolojik, duygusal, ekonomik ve sosyal yönden faktörler var. Mesela burada kişi, ‘Eş olarak seçeceğim kişiyi seviyor muyum?’ şeklindeki soruları yanıtlıyor. ‘Evlilikten önce gözünüzü dört açın, evlendikten sonra da yarım açın’ şeklinde bir söz vardır. Evlilik insan hayatındaki en önemli iki karardan biri. Bu kararlar eş seçimi ve meslek seçimidir. Eş seçiminde kişi evlilik olgunluğunu analiz etmeli. Ortalama veya ortalamanın üzerinde bir cevap veriyorsa kişi evliliğe hazır demektir.
Evlendikten sonra hayat senaryosunu yeniden yazmak gerekiyor
Evlilikte mental esneklik ve çiftler arasında uyum çok önemli. Hepimizin çocukluğunda öğrendiği hayat senaryoları vardır. Herkesin annesi, babası, abisi kardeşi var. Bu kişilerle oluşturduğumuz bir hayat senaryosu var. Evlendikten sonra kişinin hayat senaryosunun içine yeni bir aktör daha giriyor. O zaman da o aktöre göre hayat senaryosunu yeniden yazmak gerekiyor. ‘Eşim babam gibi olsun’ diyorsanız bu gerçekçi değil. O ayrı bir insan çünkü. Böyle durumlarda mental esneklik dediğimiz yeni duruma uyum sağlama becerisi olması lazım kişinin. Kişinin eşiyle empati yapması gerekli. Tartışma ve özeleştiri gibi kültürleri aileden başlatmamız lazım. Demokrasi ailede başlar diye bir söz vardır. Demokraside herkese söz hakkı verilir. Ailede de bu böyle olmalıdır. Bu çağda adalet istiyorsak bunun en ideal yöntemi aile içi demokrasiyi sağlamaktır. Aile içerisinde adalet olmazsa fitne çıkar.
Maddi paylaşım adil olmalı
Evlilikteki problemlerin çoğu iki tarafın ailelerini kıyaslaması, maddi sorunlar ve ego savaşlarından kaynaklanıyor. Sorunlar büyük ölçüde senin ailen benim ailem, senin paran benim param gibi konulardan çıkıyor. Bu, ego savaşlarına sebep oluyor. Burada en önemli şey evde maddi paylaşımın olması. Bu paylaşımın adil bir şekilde yapılıp yapılmaması sorunlara yol açıyor. Genelde bu paylaşımlarda kadın tarafı hep fedakârlık yapıyor. Geleneksel kültürlerde erkek parayı kadına karşı sopa gibi kullanıyor. Böyle kullandığı için de ilişki bozuluyor.