Güncelleme Tarihi:
İşte “HORMON SIFIRLAMA” reçetesi!
1., 2. ve 3. günlerde: Et ve alkol tüketmeyerek östrojen seviyenizi sıfırlıyorsunuz.
3., 4. ve 6. günlerde: Şekersiz beslenerek vücudunuzdaki insülini dengeliyorsunuz.
6., 7., 8. ve 9. günlerde: Meyve yemeyi bırakıp tokluk hissi veren ve yağ yakımını artıran leptin hormonunu düzenliyorsunuz.
9., 10., 11. ve 12. günlerde: Kafeini bırakıp stres seviyenizi düşürüyorsunuz. Böylece kortizol hormonunuz da dengeye giriyor.
12., 13., 14. ve 15. günlerde: Tahıl yemeyi bırakıyorsunuz. Bu da tiroit hormonunu yeniden aktive ediyor. Bu sayede insülin ve leptin hormonları da düzenleniyor.
15., 15., 17. ve 18. günlerde: Süt ürünleriyle vedalaşıyorsunuz. Bu da büyüme hormonunu sıfırlamanızı sağlıyor.
18., 19., 20. ve 21. günlerde: Toksin içeren her şeyden uzak durarak testosteron hormonu seviyenizi normal düzeye getiriyorsunuz.
Hormonlar, vücudumuzun pek çok fonksiyonunu öyle ya da böyle etkiler ve bunlar arasında bağışıklık sistemimiz, davranışlarımız, düşünme şeklimiz, motivasyon seviyemiz hatta iç organlarımızın çalışma düzeni bile yer alır.
Vücudumuzdaki sistemler arası iletişim bile hormonlar aracılığıyla gerçekleştirilir. Dolayısıyla hedef 21 günde yedi kilo vermek gibi görünebilir ama amaç daima hem sağlıklı hem de saat gibi işleyen bir vücut olmalıdır. Ayrıca her zaman beslenmede çeşidin zengin tutulması, kişinin günlük lif ve vitaminlerini besinlerden tam olarak sağlaması her zaman ön planda olmasına dikkat edilmelidir.
21 günde 7 kilo dediniz…
Hormon diyetine göre bu durum evet, mümkün olarak gösteriliyor… Çünkü yapmanız gereken tek şey üç günlük evrelerden oluşan bir diyet uygulamanız ve sırayla et ve alkol, şeker, meyve, kafein, tahıl, süt ürünleri ve toksin içeren gıdaları tüketmemek! Öncelikle 21 gün boyunca her üç günde bir beslenmenizden bazı gıdaları çıkarıyorsunuz. İlk çıkardığınız gıdaları da 21’inci günün sonuna dek tüketmemeye devam ediyorsunuz. Neydi o gıdalar? Örneğin şeker, rafine gıdalar ve alkol hormon seviyelerini olumsuz etkiliyor. Alkol, kortizon seviyesini artırarak bel çevresini yağlandırıyor, östrojen seviyesini de yükselterek kalça ve göğüslerde yağ birikimine neden oluyor. Yani ilk üç gün et ve alkol almayarak östrojen seviyenizi dengeliyorsunuz. Sonraki üç gün meyve yemeyi bırakıyorsunuz ve bu sayede tokluk hissi vererek ve yağ yakımını hızlandıran leptin hormonunu düzenliyorsunuz.
Böyle adım adım ilerleyip 21 günü tamamladığınızda, hem hormonlarınız birbiriyle uyum içinde çalışmaya hem de iyileşen metabolizmanız sayesinde fazla kiloların yanı sıra depresif ruh halinden de kurtulmaya başlıyorsunuz. Bu basamakların beslenmede uygulanması halinde kişide herhangi rahatsızlık yoksa ve düzenli spor ile beslenmesini destekliyorsa kişinin kilosuna göre 4-7 kg arası kayıp mümkün olabilir.
Hormonlar, kilolarımız üzerinde o kadar etkili mi gerçekten?
Elbette… Yağı nerede ve ne kadar depoladığımızdan tutun da doymak bilmez iştahımız, yeme isteğimiz, hatta herhangi bir yiyecek için hissettiğimiz bağımlılığa kadar kilo almamıza sebep olan her şeyi hormonlar yönetiyor! Dolayısıyla ideal kilomuza ulaşmak için hormon seviyemizi düzenlememiz şart.
Hep “hormonlar” der geçeriz. Vücudumuzda kaç farklı hormon var peki?
İnsan vücudunda yedi farklı hormon faaliyet gösteriyor: Kortizol, tiroit, testosteron, büyüme hormonu, leptin, insülin ve östrojen… Zaten 21 günde fabrika ayarlarına dönebilmemiz ve yaklaşık yedi kilo verebilmemiz için bu hormonların tümünü verimli çalıştırmak ve hormon reseptörlerinin gelişmesini sağlayan bir beslenme şekli geliştirmek şart.
Kilo vermek için kendimizi spora adarız, bir bakarız ki verilen kilolar teker teker alınmış… Uzun süreli diyetler yaparız, sonra yine bir bakarız ki canımıza tak etmiş, vazgeçeriz. Oysa Diyetisyen Emre Uzun, “Neden kilo veremiyorum?” sorusuna en doğru yanıtı hormonlarımızın vereceğini söylüyor: “Harvard Üniversitesi mezunu bir doktor var, adı Sarah Gottfried… Yazdığı ‘Hormone Reset Diet’ (Hormon Sıfırlama Diyeti) adlı kitabı ABD’de ve ardından tüm dünyada epey yankı buldu. Dr. Gottfried, bu kitabında metabolizmamızı sadece 21 günde ‘fabrika ayarlarına’ geri döndürebileceğimizi ve hem ideal kilomuza hem de sağlığımıza kavuşabileceğimizi anlatıyordu. Bunun anahtarı ise hormonlarımızdaydı…”