Güncelleme Tarihi:
Enerjimizin tamamını gün içinde tüketmek bize kesinlikle iyi gelmiyor. Çünkü akşam kendimiz için bir şeyler yapmaya zamanımız olsa bile halimiz olmuyor. Sırf bu yüzden hayatımızdaki pek çok zevkten mahrum kalıyoruz. Peki ya cinselliği bu rutin döngünün dışında tutabiliyor muyuz? Ne yazık ki; hayır! Üstelik bu konuda biz kadınların işi erkeklerden daha da zor. Çünkü vücudumuzun sekse hazır hale gelmesi onlarınkinden çok daha fazla zaman ve çaba gerektiriyor.
İşte tam da bu yüzden, artık kimsenin partneri için öyle fazla zahmete girmeye yanaşmadığı bir cinsel ortamda, daha da şanssız hale geliyoruz. Sabit bir ilişkimiz olsa da olmasa da, seksin hayatımızdaki yeri yavaş yavaş küçülüyor, farkına bile varmadan cinsel ihtiyaçlarımızı arka plana atmaya ya da en basit şekilde, en kısa yoldan karşılamaya başlıyoruz. Kısacası, dışarıda çalıştıkça yatakta tembelleşiyoruz.
Kim kime 'hizmet' edecek?
Süre olarak ortalama uzunlukta bir sevişmeyi asla hafife almayın çünkü işin bütün eğlencesi bir yana, hem fiziksel hem de zihinsel olarak üst düzey efor gerektiren bir eylemden söz ediyoruz. Forma girmek isteyenlere tavsiye edilen başlıca spor dalının seks olmasına şaşmamak gerek!
İdeal bir yatak diyalogunda, kadının ve erkeğin eşit, en azından birbirine yakın derecede hareketli olması ve karşı tarafı tatmin etmek için uğraşması beklenir. Fakat her gün işten yorgun argın eve gelen bir çiftin cinsel hayatında kısa bir süre sonra şöyle kritik bir soru ortaya çıkabilir! Yatakta kim kime hizmet edecek? Doğal olarak her ikisi de uğraşıp didinen olmak yerine sırtüstü yatıp keyfine bakan olmayı tercih eder ve böylece birçok sevişme denemesi, ikisinin de sırtüstü yatıp, keyfine değil ama televizyona bakmasıyla sonuçlanabilir.
Oysa cinsellik hayatımızın, mutluluğumuzun ve ruh halimizin de önemli bir parçası. Ertesi sabahki toplantının üzerimizde yarattığı baskı bizi bunaltıyor, yorgunluktan bütün vücudumuz ağrıyor ya da gözümüzden uyku akıyor olabilir ama şunu kabul etmeliyiz ki bu durum hiçbir zaman değişmeyecek. İşe gidemeyecek kadar yaşlı olduğumuz gün, verimli seks deneyimleri için de fazla yaşlanmış olacağız. Acı ama emin olun ki gerçek. Bizim bugünü kurtarmaya, rutin koşuşturmalarımızın kaçınılmaz etkileriyle, seksin yaşamımızdaki yerini dengelemeye ihtiyacımız var ki bu aslında çok da zor değil. Tek yapmamız gereken, seksin nasıl olması gerektiğiyle ilgili kalıplaşmış, klişe düşünceleri bir kenara atmak ve yaşam biçimimizin gerektirdiği yeni bakış açıları ve uygulamalar için yer açmak. İşte bunlardan bazıları...
Seksi ödül haline getirin!
Özellikle uzun soluklu bir ilişkiniz varsa şunu unutmayın ki seks kesinlikle bir göreve dönüşmemeli; eğer dönüşürse, ondan giderek uzaklaşacağınıza, ondan kaçmak için bir sürü bahaneye, özellikle de o meşhur baş ağrısına sığınacağınıza kuşku yok. Oysa cinselliği ilişkinizde bir ödüle dönüştürürseniz, bunun sizi hem duygusal olarak birbirinize, hem de sevişme fikrine yaklaştırdığını göreceksiniz.
Peki, böyle bir ödül sistemi nasıl işler? Aslında çok basit! Son derece tuhaf bir organ olan beynimiz, neden-sonuç ilişkilerini kurma konusunda özellikle başarılı. Örneğin bir erkeğin beyni; 'Kız arkadaşımı okşadığım zaman hoşuna gidiyor, öyleyse bunu daha sık tekrarlamalıyım' tarzı keşifleri rahatlıkla yapabilir.
Burada tek yapmanız gereken, birbirinizde hoşlandığınız ve etkilendiğiniz davranışları kavramak için biraz daha fazla dikkat sarf etmek ve seksi bu davranışların bir sonucu, yani ödülü haline getirmek. Bu yaklaşım ikinizi de heveslendirecektir.
Birbirinize dokunmak için yatağa girmeyi beklemeyin!
Akşam evde birlikte geçirdiğiniz zamanı çok daha iyi değerlendirebileceğinizden hiç kuşkunuz olmasın. Örneğin partnerinizle birlikte film izlerken, kitap okurken, yemek hazırlarken ya da yerken birbirinize daha fazla temas edin. Her temasın hemen o anda sevişmeyle sonuçlanmasını beklemeyin; küçük öpücükler, okşamalar, gıdıklamalar, bunların hepsi sizi gecenin ilerleyen saatlerindeki güzelliklere ve her şeyden önemlisi, sevişme düşüncesine hazırlar.
Bilindiği gibi, kadın bedeninin 'uyanmak' için çok daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu düşünecek olursak, birbirinize dokunmaya ne kadar erken başlarsanız, o kadar vakit kazanmış olursunuz. Ayrıca bunu bir alışkanlık haline getirmek, zamanla aranızda çok hoş ve farklı bir bağ kurulmasını da sağlayacak, bu bağ fiziksel düzlemden ruhsal düzleme de yansıyacaktır. Kısacası, küçük ve zahmetsiz dokunuşların her anlamda büyük faydasını göreceğiniz kesin.
Pasif kalmaktan korkmayın!
Adalet duygusu gelişmiş her kadın gibi belki siz de sevişirken bütün işi partnerinize bırakmaktan hoşlanmıyor, ne kadar bitkin ya da gergin olsanız da belli oranda katılım göstermek, yani parmağınızı kıpırdatacak haliniz olmadığı halde hareket etmek istiyor olabilirsiniz. Ne de olsa yatakta put gibi yatıp kendisine 'bir şeyler yapılmasını' bekleyen bir kadından hiçbir erkek haz etmez. Fakat burada es geçtiğiniz bir nokta var, teslimiyetten kaynaklanan pasiflikle isteksizlikten kaynaklanan pasiflik arasındaki fark.
Akıllı ve sağduyulu bir erkek bu farkı iyi bilir ve kollarındaki kadının teslimiyetten ileri gelen pasifliğini, kendini onun ellerine bırakmasını 'sıkıcılık' olarak nitelemeye kalkmaz. Eğer partneriniz o gece sizden bir nebze daha enerjikse ve siz tam anlamıyla 'istek var, kuvvet yok' durumundaysanız, rahatça uzanıp keyfini çıkarabilirsiniz. Bu durumda, aldığınız yoğun zevki belli etmeniz onun kendisini mutlu ve gururlu hissetmesine yetecektir.
Karşılık verme psikolojisinden kurtulun!
Diyelim ki partneriniz size uzun uzun masaj ya da oral seks yaptı. Siz ise bir yandan zevkten uçarken, bir yandan da acaba sizin de bu gece aynı şeyleri ona yapmanız gerekir mi diye düşünüp dertleniyorsunuz; çünkü o kadar gevşedikten sonra uyuyakalacağınızın farkındasınız. Oysa suçluluk duymanıza hiç gerek yok. Çünkü partneriniz belki de çok daha doğrudan bir yolla tatmin edilmeye ihtiyaç duyuyordur. Yani söylemek istediğimiz şu: Yatakta size yapılmasından hoşlandığınız şeylerin aynılarını ona yaparak emeğinin karşılığını vereceğinizi düşünmeniz çok saçma. Çünkü eğer mesele partnerinize zevk vermekse, onun zevkinin araçlarına yönelmelisiniz, kendinizinkilere değil.
Ayrıca burada bir iş sözleşmesinden bahsetmiyoruz. Yani; 'Onun beni mutlu ettiği gece içinde mutlaka ben de onu mutlu etmeliyim' diye düşünmeniz çok anlamsız. Bir gece siz yatakta tembel kraliçeyi oynarsınız, bir başka gece o kralınız olur ve siz de küçük, seksi bir hizmetçi rolüne bürünmenin tadını çıkarırsınız! Üstelik erkekleri memnun etmek çok daha kolay olduğu için her durumda avantajlı olacağınız kesin. Uzun lafın kısası, yatakta karşılıklılık ilkesinin; 'Şimdi ben de aynısını yapmazsam olmaz' düşüncesine dayanmadığını hatırlayın ve meseleye daha geniş çaplı, en azından birkaç geceyi kapsayacak çapta bakın!
Pozisyon çıkmazını eşitlikle aşın!
'Altta kalanın canı çıksın' sözü seks için; 'Üstte kalanın canı çıksın' şeklinde değiştirilebilir; çünkü biliyorsunuz sevişirken üstte olmak her zaman daha fazla hareket etmek demektir. Peki, şimdi ne olacak? Tabii ki eşitlik taraftarı kadınlar sıfatıyla farklı arayışlara yöneleceğiz. Ne biz üste çıkarak zaten yorgun olan üst bacak kaslarımızı mahvedeceğiz ne de partnerimizi yoracağız.
Öyleyse; yüz yüze gelecek şekilde yan yana uzanınca bacaklarınızı makas şeklinde birbirinizinkilerin arasından geçirerek birbirinize ulaşabildiğinizi göreceksiniz. Bunun için vücudunuzun üst kısmını biraz geriye vermeniz gerekebilir, böylece cinsel organlarınızın buluşması kolaylaşacaktır. Ayrıca bu pozisyonda ikiniz de aynı derecede yorulacağınız için kimse birbirini kazıklamış olmayacağından, içiniz de rahat edecektir!
İştah açın, iştahınız açılsın!
Cinsel tembelliği aşmanın yollarından biri de elbette seks isteğinin ateşleyici silahlarından faydalanmak. Şunu aklınızdan çıkarmayın ki; partneriniz sizinle sevişmeye daha fazla istek duyarsa bu sizin isteğinizi de artıracaktır. Önemli olan iki tarafın arzusunun birbirini tetiklemesi. İşte bu tetiklemeyi sağlamak için biraz gayret gösterip evin içinde eşofman altları yerine mini şortlarla dolaşabilir, duştan sonra vücudunuzu salonda, partnerinizin gözü önünde kremleyebilir, banyodan çıktıktan sonra saçınızı hemen kurutmak yerine bir süre ıslak sergileyebilir, kısacası biraz poz kesebilirsiniz!
Aynı şekilde, gün içinde birbirinize atacağınız erotik mesajlar ya da kısa telefon konuşmaları da sizi akşama hazırlayacaktır. Bu tür küçük ayrıntılar çok işe yarar; çünkü hem fazla çaba harcamanız gerekmez, hem de gerçekten etkili olur.
Strese teslim olmayın
Kafanız son derece önemli meselelerle dolu, öyle değil mi? Ertesi gün yetişmesi gereken işlerin bütün ağırlığını daha şimdiden omuzlarınızda hissediyorsunuz, yapacağınız sunum için hazırlanmanız gerek, annenizle kavga ettiniz, en yakın arkadaşınız birkaç gün önce sevgilisinden ayrıldığı için gelip gelip size ağlıyor, evde yemek yok, ortalığı da biraz toplamak gerek. Bütün bunların arasında debelenirken, seks de neymiş? Peki, öyleyse size başka bir soru! Sevişmek için kafanızın içinin tertemiz olmasını beklemek niyetindeyseniz, aşağı yukarı ne kadar bekleyeceğinizi tahmin ediyorsunuz?!
Bunun hiçbir zaman mümkün olmadığını siz de gayet iyi biliyorsunuz. Hayatınızda her zaman sizi üzen, yoran, sıkan, geren, düşündüren, endişelendiren bir şeyler ve birileri olacak. O yüzden siz en iyisi seks için arınmayı beklemek yerine, seksle arınmayı deneyin. Çünkü cinselliği bir stres atma aracı olarak kullanmak hiç de fena fikir değil. Havaya girmek için zaman zaman kendinizi biraz zorlamanız gerekebilir ama bir kez açıldıktan sonra kopup bambaşka diyarlara gittiğinizi ve her türlü derdi tasayı unuttuğunuzu göreceksiniz!