Güncelleme Tarihi:
Mükemmel bir aşçı, baştan çıkaran bir sevgili ya da eş, şefkatli bir anne, başarılı bir iş kadını... Peki ya bütün bunlara yetişmek isterken sağlığınızdan olursanız?Bazen bir günün yetmediği oluyor mu size de? Bu durumda demek ki siz de bir numaralı kadın hastalığından muzdaripsiniz. Yani, "Hastalık derecesinde mükemmeliyetçilik". Belki de bunun sebebi, kendinizi bir kadının pek çok zorlukla baş etmesi gerektiğine inandırmış olmanızdır. İyi bir anne, mükemmel bir eş, becerikli, hassas, duygusal, seksi, güçlü bir kadın... Bunların hepsini olmak istiyorsunuz. Oysa, bütün bunları başarabilme çabası belki de sizi çok yoruyor.Çocuklukta başlıyorPeki neden kadınlar böylesine ağır bir yükün altına giriyorlar? Aslında bu sorunun cevabını bulmak için ta çocukluğumuza gitmek gerekiyor. Genellikle anneler, kız çocuklarını erkek çocuklarından daha farklı yetiştiriyorlar. Örneğin, kız çocuğu yatağını toplamak zorunda olmasına rağmen, ağabeyin ya da erkek kardeşin böyle bir zorunluluğu olmayabiliyor. Bazı görevler konusunda erkek çocuklarına gösterilen tolerans, çoğunlukla kız çocuklarına gösterilmiyor. Bu durumda da kadınlar daha küçük yaşlardan itibaren, aile içinde gördükleri bazı rol dağılımlarına göre hareket etmeye koşullanıyor.Hastalıktan kurtulunHata yapma korkusu, kadınların her yerde kendilerini tüketircesine çalışmalarına neden oluyor. Ölesiye çalışıp karşılığında belki de kuru bir teşekküre razıyız. Ama bazen bunu bile çok görüyorlar. O zaman da kendimizi mutsuz, başarısız hissediyoruz hemen. Daha çok çalışıyor, bir dahaki sefere daha mükemmel olmanın yollarını arıyoruz. Böylece, önemli ile önemsizi ayırt etme yeteneğimizi kaybediyor, gerçekten ne istediğimizi anlama şansı bile vermiyoruz kendimize. Yoğun bir stres ve baskı altında yaşayıp gidiyoruz. Ta ki bu stres bizi bir gün hasta edene kadar. Bağışıklık sistemimiz çöküyor. Panik ataktan tutun da, aşırı bitkinlik ve kalp rahatsızlıklarına kadar geniş bir yelpazede çeşitli hastalıklar bize el sallıyor.'Hayır' demeyi bilinPeki mükemmeliyetçilik hastalığından kurtulmak mümkün mü? 'Ben' demeyi yeniden öğrenmek ve ara sıra yüksek sesle 'Hayır' diyebilmek, belki de bu yolda atılacak birinci adım. Örneğin, her gün toz almak yerine bunu iki günde bir yapmak, çocuğu okuldan almasını bazen de babasından rica etmek gibi... Yavaş yavaş üstünüzden giden yükler sizi hafiflettikçe yaşam kaliteniz artacak ve her şeyden önemlisi bir şeyi çok net göreceksiniz: "Mükemmel olmayan da sevilir." Eğer kanınızın emildiğini hissediyor, geceleri rahat uyuyamıyor, sürekli yapacağınız şeyleri düşünerek, onları kafanızda sıraya sokarak bir sağa bir sola dönüyorsanız ve hasta oluyorsanız, artık frene basmanız gerekiyor demektir. Ne yaparsanız yapın; çocukları, erkekleri, işyerindeki yöneticilerinizi tatmin etmeniz mümkün değildir. Bu yüzden daha sık 'Hayır' demeyi öğrenmelisiniz artık.Önce liste yapınİşe bir liste yaparak başlayabilirsiniz. Önce kendinize bir soru sorun: Benim için hayatta asıl önemli olanlar ne? Nelerden vazgeçebilirim? Böylece hayattaki önceliklerinizi belirlemiş olacaksınız. Listenin alt sıralarındaki, yani aslında vazgeçebileceğiniz, ya da sizin yerinize pekala başkalarının da yapabileceği işleri üstlenmeyin. Görev dağılımı yapın. Diyelim bir hata yaptınız, bir şey unuttunuz. Ne olmuş yani? Bu dünyanın sonu değil ki! Bir dahaki sefere aynı hatayı yapmamayı öğrenmiş olursunuz böylece. Ya da unutmamak için not almayı. Ama herkese yetişmekle, her işe koşmakla geçirecek kadar uzun değil yaşam. Üstelik sırf kendimiz için yapabileceğimiz öyle güzel, öyle eğlenceli şeyler var ki! Sahi en son ne zaman tek başınıza sinemaya gittiniz?Psikolojik Danışman Şebnem Kanmaz diyor ki:Mükemmel olmasanız da değerlisinizBazı bireyler daha fazla onay alma ihtiyacı duyduklarından, tüm enerjilerini her şeyi iyi yapmak için harcarlar. Kendilerine hata yapma hakkı tanımazlar. Oysa mükemmellik dediğimiz şey herkese göre farklı tanımlanabilir. Kadınların bu konudaki çabaları, erkek egemen bir toplum içinde kendilerini kabul ettirme arzularından kaynaklanıyor olabilir. Özellikle çalışan bir kadının, diğer görevlerini yerine getirememe gibi bir kaygısı vardır. Çünkü asıl işinin çocuk bakmak ve iyi bir eş olmak olduğu konusunda şartlanmıştır. Oysa hayat bir bütündür ve her şeyi çok iyi yapma mücadelesi, hayatta bize armağan edilen güzellikleri kaçırmamıza sebep olmamalıdır. Çünkü mükemmellik insan için ulaşılamayacak bir noktadır. "Mükemmel" olmasak da önemli, değerli ve eşsiziz. Tıpkı hayat gibi...Kelebek