Her Duyguyu ‘Dozunda’ Yaşayın: Aşırı Mutluluk da Kalbi Öldürüyor

Güncelleme Tarihi:

Her Duyguyu ‘Dozunda’ Yaşayın: Aşırı Mutluluk da Kalbi Öldürüyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 05, 2019 11:17

Duygusal açıdan çok hassas olduğunu düşündüğünüz kişilere, özellikle de orta yaş üzerindeki kadınlara üzücü bir haber vermeniz gerekirse kırık kalp sendromunu, sevinçli bir haber ya da sürpriz yapacaksanız mutlu kalp sendromunu aklınızda tutmakta fayda var. Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Biteker, yoğun stres ve üzüntü gibi ani ve aşırı mutluluğun da kalbe zarar verebildiğini söylüyor: “Her duyguyu dozunda yaşayın.”

Haberin Devamı

Hürriyet'ten Mesude Erşan'ın haberine göre, yoğun stres, üzüntü ya da ani, büyük mutluluk ve sevinçler, kalpte sersemletici etki göstererek kasılmasına, bozukluğa ve ani gelişen kalp yetersizliğine yol açabiliyor. Bu hastaların çoğunda damar tıkanıklığı bulunmuyor. Ama hastalar aynı damar tıkanıklığa bağlı kalp krizi geçirenlerin yaşadığı sıkıntıları yaşıyor. Yoğun stres veya üzüntüyle gelen krize ‘kırık kalp’, mutluluk ve şevinçle gelene ise ‘mutlu kalp’ sendromu deniyor. Her ikisi de beyinde başlıyor kalbe iniyor.

Beyinde başlayıp kalbe iniyor

Kırık kalp ve mutlu kalp sendromları nadir görülen hastalıklar. Ancak kanda strese bağlı olarak aniden yükselen noradrenalin, adrenalin, kortizol gibi hormonların bu hastalığa yol açtığı konusunda elimizde kanıtlar bulunuyor. Yaşadığımız tüm duygusal değişiklikler beynimizde analiz ediliyor. Dolayısıyla da kırık ve mutlu kalp sendromunun beyinde başlayıp aşağı kalbe doğru inen bir hastalığı olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Haberin Devamı

Yakın zamanda yayınlanan bir çalışmada, kırık kalp sendromu yaşayan 15 hastanın beyin MR görüntüleri, 39 sağlıklı kontrol hastasından alınan taramalara kıyasla gözle görülür farklılıklar gösterdiği tespit edildi. Beynimizde strese verdiğimiz yanıtı, hafızayı ve öğrenmeyi yöneten en önemli merkezler amygdala, hipokampus ve singulat girus bölgeleri. Prof. Dr. Biteker, “Çalışmada, kırık kalp sendromu olan hastalarda duygularımızı kontrol eden bu bölgeler arasındaki iletişimin, sağlıklı insanlara göre daha az olduğu bulundu. Kırık kalp sendromunun yaşanmasında beyin-kalp arasındaki etkileşimin etkileri olduğu anlaşılsa da beynin bu durumda oynadığı rol ve neden bazı insanların diğerlerine göre daha duyarlı olduklarının anlaşılması için daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç var. Nörobilimciler ve kardiyologlar arasında da işbirliğine geliştirilmeli.

Her Duyguyu ‘Dozunda’ Yaşayın: Aşırı Mutluluk da Kalbi Öldürüyor

Kadınların kalbi erkeklere göre 9 kat daha narin

Haberin Devamı

Kırık ve mutlu kalp sendromları her zaman aniden ortaya çıkıyor. Ancak kırık kalp sendromu olan hastaların yaklaşık yüzde 60’ında önceden bilinen nörolojik ya da psikiyatrik hastalıklar bulunmazken, bu oran damar tıkanıklığına bağlı kalp krizi geçiren hastalarda yüzde 20 civarında. Dolayısıyla her ne kadar ani başlangıçlı bir hastalık olsa da kırık kalp sendromu genelde duygusal anlamda kırgınlığa yatkın kişilerde daha fazla görülüyor. Yine her iki sendrom da 58-77 yaşları arasındaki kadınlarda daha sık görülüyor.

Kalbi kırılanların yüzde 10'u erkek

Kırık kalp sendromu yaşayanların yüzde 10’u erkek. Bu hastalık neredeyse kadınlara has bir hastalık. Neden bu hastalığın kadınlarda erkeklere kıyasla 9 kat fazla görüldüğü konusunda elimizde bir kanıt henüz yok. Ancak kadın ve erkekler arasındaki nöroanatomik farklılıkların, strese verilen psikolojik ve fizyolojik cevabın her iki cinste çok farklı olmasına yol açtığı bilinen bir gerçek. Elimizdeki verilerle söylenebilecek olan ani stres, üzüntü ve mutluluğun kadınların kalbi için erkeklere göre daha tehlikeli olduğu. Kırık kalp sendromunun neden menopozdan sonra daha sık görüldüğünü araştıran çalışmalar, bu yaşlarda azalan östrojen hormonunun etken olduğunu gösteriyor. Östrojen kalp hastalıklarından koruyucu özellikleri olan bir hormon. Menopoz sonrası östrojen hormonu hızla ve giderek azalıyor. Bu da kadınları hem damar tıkanıklıklarına hem de kırık kalp sendromuna daha yatkın hale getiriyor.

Haberin Devamı

Her Duyguyu ‘Dozunda’ Yaşayın: Aşırı Mutluluk da Kalbi Öldürüyor

Ani stres kalbi 'ahtapot çömleğine' dönüştürüyor

Japon Dr. Hitari Sato ve arkadaşları, 1990 yılında yayınladıkları çalışmada yoğun ve ani stres sonrası gelişen laboratuvar, EKG ve ekokardiyografi bulguları açısından damar tıkanıklığına bağlı kalp kriziyle birebir benzer bulguları olan bir hastalık tarif etti. Bu hastalıkta, stres sonrasında kalbin sol karıncığında ani gelişen fonksiyon bozukluğu olduğu, kalbin görüntüsünün Japonya’da ahtapot avlamak için kullanılan ‘tako-tsubo’ denilen çömleğe benzediği düşünülerek hastalığa ‘tako-tsubo kardiyomiyopatisi’ ismi verildi.

Daha sonraki yıllarda bu hastalığa, stres kardiyomiyopatisi, kırık kalp sendromu, sol ventrikül apeksinin balonlaşması da denildi. Hastalarda göğüs ağrısı, nefes darlığı, akut kalp krizini taklit eden EKG değişiklikleri görülüyor. Hem ekokardiyografide hem de anjiyografide kalbin üst kısımları fazlaca kasılırken, alt kısımlarında balonlaşma saptanıyor. Kalp damar tıkanıklığı olup olmadığını anlamak için yapılan koroner anjiyografide tıkanıklık bulunmuyor. Sıklıkla bozulan kalp kasılma fonksiyonları 2-6 hafta içinde normale dönüyor. Nadiren de olsa ağır kalp yetersizliği nedeniyle ölümle sonlanabiliyor.

Haberin Devamı

Kalp krizi geçirten güzel sürprizler

2016’da Zürih Üniversitesi Hastanesi’nden kardiyolog Jelena Ghadri ve arkadaşlarının yaptıkları bir çalışma, mutlu olayların da kırık kalp sendromuna benzer sonuçlar verebildiğini ortaya koydu. Çalışmaya çeşitli ülkelerden tetikleyici etkeni tespit edilebilen 485 tako-tsubo kardiyomiyopati olgusu dahil edilmiş. Hastaların yüzde 96’sında bu etkenin üzücü ya da kaygı verici bir olay olduğu, yüzde 4’ünde ise mutluluk ya da heyecan verici bir olayın tako-tsubo kardiyomiyopatisine yol açtığı tespit edilmiş. Tetikleyici etkenler incelendiğinde doğum günü partisi, evlilik, sürpriz veda partileri, futbol galibiyetleri, büyükanne-büyükbaba olduğunu öğrenme, büyük ikramiye kazanma gibi olayların da tako-tsubo kardiyomiyopatisine yol açabildiği gösterilmiş.

BAKMADAN GEÇME!