Güncelleme Tarihi:
Op. Dr. Abdülkadir Göksel/yenibir.com İstatistiklere göre her 10 kadından biri yaşamının bir döneminde meme kanserine yakalanıyor. Bu oranın çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzün şehir yaşantısını göz önüne alırsak, hayatımızı sürdürdüğümüz kanserojen havuzunda elbette bu hastalığın görülme sıklığının artacağını tahmin etmek güç değilKanser kelimesi çözümsüzlük, çaresizlik ve ölüm çağrıştırıyor. 'Erken tanı hayat kurtarır' cümlesi hep bir kulağımızdan girip diğerinden çıkıyor. 'Benim başıma gelmez' deyip gecikiyoruz. Bütün bunlara rağmen meme kanseri cephesinde sevindirici haberler var. Sıklığı giderek artmasına rağmen tüm dünyada meme kanserine bağlı ölüm oranları giderek azalıyor. Durum böyleyken bize düşen görev de okuyucularımızı uyarmak ve erkenden önlem almalarını sağlayabilmek.İşte meme kanseri konusunda bilmeniz gerekenler...1. Risk grubunda kimler var?En sık görüldüğü dönem 40 yaşın üzeri olmasına rağmen aslında tüm kadınlar risk grubunda sayılıyor. Ailesinde meme kanseri ya da diğer jinokolojik tümörler olanlarda, hiç çocuk sahibi olmamış ve emzirmemiş kadınlarda, erken adet görmüş ve geç menopoza girmiş kadınlarda daha sık görüldüğüne dair araştırmalar var.2. Doğum kontrol ilaçlarının meme kanseriyle ilişkisi nedir?Doğum kontrol ilaçlarının meme kanseriyle ilgili olup almadığına ilişkin kesin veriler bulunmuyor. Bununla beraber bu ilaçların özellikle menapozda kullanımıyla ilgili bir risk taşıyıp taşımadığı konusunda uzun süredir tartışılan şüpheler var. Ancak son yıllarda bu ilaçların menapozda kullanımının getirdiği yararların yanında bu riskin önemsenecek boyutta olmadığı yönünde fikir birliği ortaya çıktı.3. Meme kanserinin ilk bulguları nelerdir? En önemli bulgu memede daha önceden olmayan bir kitlenin varlığıdır. Özellikle böyle bir kitlenin tek bir memede var olması mutlaka doktora gitmeyi gerektirir. Her iki kadından biri yaşamı boyunda böyle bir kitleyle karşılaşmasına rağmen bu kitlelerin istatistiksel olarak yüzde 20'sinde kanser saptanır. Bu aslında oldukça yüksek bir oran sayılabilir. Bu nedenle memede ele gelen ve daha önceden olmayan bir kitleyle karşılaşıldığında mutlaka doktora gidilmesi gerekmektedir. Meme başının simetrisinin bozulması, cilt üzerinde portakal kabuğuna benzer girintili çıkıntılı düzensiz, pütürlü yüzeyler oluşması, meme üzerinde çöküntüler ve toplardamarlarda mor renkli görüntülerin belirginleşmesi de sık görülen bulgulardandır. Meme başının çevresinde iyileşmeyen yaralar da meme kanseri bulgusu olabilir. Meme ağrısı şikayetler arasındadır ancak genellikle geç bulgudur. Meme kanseri takibinde amaç bu bulgular ortaya çıkmadan tanı koyabilmek ve böylece çok daha erken safhalarda müdehaleyle hastalıktan kurtulmaktır.4. Erken tanının kuralları nedir? - 20 yaşından sonra düzenli olarak kendi kendine aylık meme muayenenin yapılması.- Her yıl düzenli olarak doktor muayenesine gitmek.- 35 yaşında ilk mamografi tetkiki, 35 yaşından sonra 50 yaşına kadar iki yılda bir, 50 yaşından sonra her yıl düzenli mamografi tetkiki.Bu kurallar hiçbir özel riski ve şikayeti olamayan her kadın için geçerlidir. Ailesinde meme kanseri olan veya diğer risk faktörlerine sahip olan kadınlar için mutlaka öncelikle doktor muayenesi ve bu tetkiklerin daha erken yaşta yapılması veya sıklığının değişebilmesi söz konusudur.5. Kendi kendine meme muayenesi nasıl yapılmalıdır?Başparmak dışındaki diğer dört parmağın iç yüzüyle muayene yapılır. Önemli olan analitik bir yaklaşımla bir önceki muayeneye oranla bir değişiklik olup olmadığının saptanmasıdır. Her defasında meme dört eşit parçaya ayırılarak bu dört kadranın muayenesi ve karşılaştırması yapılmalıdır. Hem yatarak hem de ayakta muayene daha yararlı olur.6. Erkeklerde meme kanseri olur mu?Çok daha nadir olarak erkeklerde de meme kanseri görülüyor. Ancak nadir olmasına rağmen erkeklerde görülen meme kanseri çok daha hızlı ve tatsız seyrediyor. Bunun nedeni çoğunlukla erkekte bu hastalığın beklenmemesi ve erken tanının çoğu zaman konamamasıdır.7. Memede kist ile tümörün farkı nedir?Kistlerle tümörler birbirinden tamamen farklı grup hastalıklardır. Kistler içi sıvı dolu ve iyi huylu oluşumlardır. Tümör ise içi katı kitlelerdir ve tümörlerde iyi huylu ya da kötü huylu ayrımının yapılması gerekir. Memede ele gelen kitlelerin büyük çoğunluğu kistlerdir. Bunlar her ay hormonal değişikliklerden dolayı süt kanallarının genişlemeleri ile oluşur. Ağrıya yol açabilirler.8. Meme protezleri (silikonlar) kansere yol açar mı?Meme büyütmede kullanılan silikonların meme kanserine yol açtığına dair kesin bir kanıt yoktur. Ancak meme kanserinin erken tanısında kullanılan ultrason ve mamografi gibi önemli tanı yöntemlerini engelleyerek ya da yanıltarak erken meme kanserinin saptanmasını engelleyebilir.9. Meme kanserinde tedavi yöntemleri nelerdir?Meme kanseri tedavisinde en sık kullanılan yöntem ameliyatlardır. Ancak hormon tedavileri, kemoterapi ve radyoterapi de kullanılan yöntemler arasındadır. Eskiden meme kanseri ameliyatlarında memenin tümü alınırken erken tanı ile başlangıç safhasında yakalanmış kanserlerde sadece kanserli bölüm çıkarılarak hastalıktan kurtulmak mümkün oluyor. En önemli konulardan birisi koltuk altındaki lenf bezlerine bir sıçrama olup olmadığıdır. Bu bulgu hastalığın yayıldığının işaretidir ve ameliyat sırasında buradan alınan biopsilerde kanser saptanırsa mutlaka koltuk altınında ameliyatla temizlenmesi gerekir. Günümüzde meme kanseri, tedavideki gelişmeleri de göz önüne alacak olursak korkulacak bir hastalık olmaktan çok uyanık olunması gereken bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bu bilgilerden yola çıkarak çevremizdekileri uyaralım ve bildiklerimizi aktararak bu kadar sık görülen bir hastalıktan nasıl korunabileceğimiz yönünde uyanık olalım.