Güncelleme Tarihi:
Başlıktaki formül, bir matematik denklemini düşündürse de, kullananların uzmanlığı ne matematik ne de fen bilimleri... Ancak bilinen şu ki, bu formül hayat boyu kalp kriziyle karşılaşma şansını, çok büyük oranda düşürüyor.Son yıllarda kardiyologların üzerinde fikir birliği ederek ortaya çıkardığı bu formül, "Teropatik yaşam tarzı değişikliği (TLC) ve A2BS olarak kısaltılan Aspirin, Ace inhibitörü, Beta bloker ve Statin grubu ilaçların baş harflerinin kısaltılması olarak ifade ediliyor. Tercümesi ise şu; Kalp krizinden yüzde 85 ve daha fazla oranda korunmak için ömür boyu uygulayın...Birçok ülkede TLC + A2BS formülünün uygulanmasıyla kalp krizi, 65 hatta 70 yaşın üzerindekilerin hastalığı oldu. Halen 1,5 milyon kişinin kalp hastalığıyla yaşadığı bir nüfusa sahip olmamız, kalp doktorlarını da harekete geçirdi ve 'Koruyucu Kardiyoloji Derneği' kuruldu.Vücudun 'ABS' sistemiA2BS'yi, otomobillerdeki ABS fren sistemine benzeten Dernek Başkanı Dr. Erdoğan Aygar, "Bizim de fren sistemimiz bu" diyor. A2BS'nin hem sağlıklı, hem de kriz geçirmiş ve risk faktörlerini taşıyan kişilerde ömür boyu uygulanması gerektiğini anlatan Aygar, buna yaşam tarzı değişikliğinin de mutlaka eklenmesini şart koşuyor. Aygar'la koruyucu kardiyolojiyi, kimlerin hangi yaşlarda ve neden kalp krizinden korunması gerektiğini, A2BS'yi konuştuk...Neden koruyucu kardiyolojiye ihtiyaç var?Kalp hastalıkları hem dünyada hem de Türkiye'de en sık görülen hastalık. Türkiye'de 20 - 40 yaş arasında 30 milyon kişi var. Bunların yüzde 60 - 70'i sigarayla büyüyor, kötü diyetle besleniyor. Hareketsiz, stres altında yaşayan geniş bir nüfus var. Avrupa'da kalp hastalıkları artık 80'li yaşların sorunu. Biz de koruyucu kardiyolojiyi seçmezsek, 10 yıl sonra yılda 2,5 milyon kalp hastamız olduğunda 10 bin by - pass yapmaklabaşa çıkamayız.Koruyucu tedaviler by - pass, stent takma gibi girişimlerin yerini alır mı?10 yıllık planda by - passla ya da sadece tıbbi tavsiyelere uyulmakla varılacak yer neredeyse aynı. 10 yıllık yaşam şansı by - pass'tan sonra yüzde 85 ise, ilaçla da yüzde 84 - 86'dır. Yoğun bir ilaç tedavisi, egzersiz, diyet ve sigarayı bırakmayla by - passla elde edilecek başarıdan fazlası sağlanabilir. Bazı hastalarda korunmak çok daha önemli. Çünkü bazen tedavi ve müdahale şansımız olmuyor. İlk belirti bazen ani ölüm oluyor. Göğüs ağrısı olmayabiliyor.Koruyucu kardiyolojinin hedefinde kimler var?Öncelikli amaç, risk altındaki nüfusu saptayıp korumaya almak, kalp krizi ve ani ölümleri engellemek. Riskli kişilerde risk derecesi düşük, orta, yüksek olarak sınıflandırılıyor. Yüksek riskliler, örneğin kalp krizi geçirenler, ikinci krize karşı korunmaya alınıyor.Krizden korunmanın kaç yolu var?- Korunma primordial, primer ve sekonder olarak üçe ayrılıyor. İlk basamak korunma `primordial' (öncül) korunma. Bu korunma 0 - 20 yaş döneminde başlar. Bu yaşlarda önemli olan kişilerin sigarayla hiç tanışmaması. En sık 12 - 18 yaş grubunda başlanıyor. Primordial korumada giderek artan ergen obezitesi de çok önemli. 10 - 15 yaşındaki çocuklar çok kalorili yemekler tükettiğinden bir kısmı diyabet oluyor. 15 yaşında tip 2 diyabet olanlar var. Önceden diyabet,40 yaş ve sonrası görülen bir hastalıktı.Gençlikte korunmaya nasıl başlanmalı?En önemlisi kalori kısıtlamasına gitmek. Ailesinde kalp hastası olanlar 20 yaşını beklemeden kolesterolünü ölçtürmeli. Bu ölçüm 10 - 15 yaşında bile yapılabilir. Babası 35 yaşında by - pass olmuşsa o çocuğun kolesterolünü 5 - 10 yaşlarında bilmeliyiz. Bu çocuk özel beslenmeli, tansiyonları ölçülmeli, egzersiz yapmalı.Bir yılda riski düşürünPrimer koruma kimler için öneriliyor?20 - 40 yaş grubu için. Bu kişiler kalp krizi geçirmemiş ama riski yüksek hastalar. Bir anketle kişinin riskini çıkarabiliyoruz. Yaşı, kötü huylu kolesterolü, günde kaç sigara tükettiği gibi. Aile öyküsü sorgulanıyor. Kişi sağlam olsa da riskli kategoriye giriyorsa, hemen kardiyologla görüşmesi lazım. Efor testi, kalp damarlarında kireç tarama testi, eko veya talyum testleri yapılabilir. Bunların hepsi yapılırsa ve normal çıkarsa kalp krizi riski önümüzdeki 10 yıl içinde yüzde 1'den düşüktür.En yüksek riskli grupta koruyucu önlem ve tedaviler riski ne kadar düşürürür?Hasta yaşam tarzını değiştirip, ilaç kullanıp, kilo verip, egzersiz yapıp sigarayı bırakırsa bir yıl içinde riski yüzde 80'den fazla düşürebilir. Hemen hemen hiç risk olmamış hale getirebilir.İkincil koruma kimlere uygulanmalı?By - pass olmuş, kalp krizi geçirmiş veya stent takılmış kişilere. Biz biliyoruz ki bu kişinin başına bu iş bir daha gelecek. Bunlarda A2BS dediğimiz 4 ilacın bir arada kullanılması çok önemli.A2BS'yi kimler, nasıl kullanmalı?By - pass veya kalp krizi sonrasında, tekrarlamasın diye A2BS mutlaka ömür boyu verilmeli.Riski ne oranda azaltıyor veya önlüyor?Kalp krizi geçirenlerin bir yıl sonra yüzde 30 hayatını kaybediyor. Şimdi bu ilaçlar bu oranı yüzde 2'ye düşürüyor. Bu oranlara göre ilk bir yılda yüzde 80 - 90 olan risk, yüzde 10'a düşüyor. Yaşam beklentisini artırıyor.Sağlıklı kişiler de kullanabilir mi?Kalp hastalıklarıyla ilgili şikayeti olmayanlar da 55 yaşından itibaren azaltılmış dozlarda A2BS'yi kullanabilir.Hangi ilaç nasıl koruyor?Aspirin : Pıhtılaşmayı ve buna bağlı atardamarlarda tıkanma ve daralmayı önlüyor.Ace inhibitörleri: Hem tansiyonun belli bir düzeyde tutulmasını sağlar, hem de böbrek üzerindeki hipertansiyon baskısını ortadan kaldırırlar.Beta blokerler: Düşük miktarda verildiği zaman kalbi koruyucu etkiye sahipler.Statinler: Damar duvarında yağ birikimini engellediği ve total kolesterolü düşürdüğü için bunlara bağlı damar tıkanıklıkları ve daha sonra oluşabilecek koroner yetmezlikleri önlüyor.İstanbul'da günde 300 kalp krizi!Dr. Erdoğan Aygar, kalp krizinin ne kadar yaygın olduğunu şöyle anlattı: "İstanbul'da günde 300 kalp krizi oluyor. Bunun100'ünü olay yerinde, yani ilk bir saat içinde kaybediyoruz. Hastaneye gelenlerin yüzde 10'u da kaybediliyor. İstanbul'da 25 yıl içinde 80 bin kalp krizi çıkacak. Koruyucu kardiyolojiyi devreye sokmazsak 20 yıl sonra by - pass yapacak hastanemiz olmayacak.""Ahmet Piriştina kurtulabilirdi"Dr. Erdoğan Aygar, A2BS'nin önemine de şu sözlerle dikkat çekti: "Kalp krizleri nedeniyle üretken çağda çok insan kaybediyoruz. A2BS uygulansaydı, Ahmet Piriştina da kurtulabilirdi. Kendisi söylüyor, "Babamın öldüğü yaştayım" diye. Hastanın ilaç kullanmama ihtimalini en aza indirmeliyiz. Ben hastalarımı eşini, kızını, şoförünü uyararak takip ediyorum. Arabasında, ofiste, çantasında bir tane ilacı olacak diye uyarıyorum."Hazırlayan: Ayşegül Aydoğan/ Milliyet