Havuz suyu değil ıslak mayo mantara zemin hazırlar

Güncelleme Tarihi:

Havuz suyu değil ıslak mayo mantara zemin hazırlar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2004 06:00

Yaz aylarıyla birlikte güneş, havuz, deniz isteği artıyor. Ama bu istekler beraberinde başta mantar olmak üzere çeşitli enfeksiyonları da beraberinde getiriyor. Islak kalmamakta, çıplak ayak dolaşmamakta fayda var.

Haberin Devamı

Yaz aylarına yaklaştığımız şu günlerde havuz ve deniz mevsimi de açıldı. Sıcaktan bunaldıkça sık sık soluğu aldığımız havuz ve deniz kenarlarında bu keyifin eziyete dönüşmemesi için bazı sağlık kurallarına uymamız gerekiyor. Çünkü yaz aylarında havuza ve denize girme sonucunda bazı enfeksiyonlara yakalanma riski de artıyor. Kulak, göz, cilt (mantar) enfeksiyonları ile ishal gibi sindirim sistemi sorunları, serinlemek için koştuğumuz deniz ve havuzların beraberinde getirdiği risklerden bazıları. Özellikle hem cilt hem de vajinal mantarlar, yaz aylarında büyük artış gösteren sağlık sorunlarından. Uzmanlar, aktif cilt mantarı, göz-kulak enfeksiyonu olan kişilerin havuz ve denize girmemelerini aksi takdirde enfeksiyonlarının iyileşmesinin gecikeceğini söyleyerek ayak mantarı olan kişilerin ise havuz kenarında dolaşmasının hastalığın onlarca kişiye bulaşma riski yaratacağı yönünde de uyarıyor.

Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Alper Mumcu, yaz aylarında mantar enfeksiyonlarına sıkça rastladıklarını, ancak bunun havuz suyuyla temas yoluyla geçmediğini kaydediyor. Mumcu, havuz suyunun değil, klor ve ıslak mayonun mantarın ortaya çıkmasına zemin hazırladığını belirterek bunun nedenini şöyle açıklıyor:

"Havuzdan sonra mantar enfeksiyonları görülebilir ama bunlar, başkasında bulunan mantarın havuz suyuyla geçmesi değil, kadının vajinasında zaten normalde bulunan mantarların aktif hale geçmesinden kaynaklanıyor. Vajina içersinde mantar hücreleri hemen herkeste bulunur. Vajina içinde var olan mikroorganizmaların bir kısmı yararlıdır. Bir kısmı ise fazla miktarda çoğalırsa enfeksiyona yol açar. Bu yararlı olanlar asit üreterek asit baz dengesini koruyor. Denge bozulursa bazı bakteri ve mantarlar aktif hale gelerek enfeksiyona yol açıyor. Havuz suyu içindeki klor, pek çok mikrobu öldürdüğü gibi bu asit salgılayan yararlı bakterileri de olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla vajinanın ph dengesini bozuyor ve var olan mantar sporları, aktif hale geçip enfeksiyona yol açabiliyor. Tabii bu her havuza girende olur diyemeyiz."

"Yazın tayt ve sentetik çamaşır giymemeli"

"Havuz kenarındaki ıslak zeminden cilt, ayak, tırnak mantarı bulaşabilir" uyarısını yapan Dr. Mumcu, bu bulaşmanın da nedeninin havuz suyuyla ilgili olmadığını, mantarın havuz kenarındaki ıslak alanlarda üreme imkanı bulduğunu belirtiyor.

Genital bölgenin çok sıcak ve nemli kalması mantarın üremesi için ideal bir zemin hazırladığını anlatan Mumcu, mantar sporlarını aktif hale getiren diğer bir nedenin de ıslak mayo olduğunu vurguluyor. "Mantar sporları nemli ortamlarda çok rahat ürüyor" diye konuşan Mumcu, sözlerine şöyle devam ediyor:

"Bu nedenle o bölgeyi çok fazla ıslak ve havasız bırakmamak lazım. Özellikle yaz günlerinde sentetik iç çamaşırları giyilmemeli. Sentetik çamaşırlar genital bölgede hava sirkülasyonunu engellediği için mantarın ortaya çıkmasına uygun ortam sağlıyor. Havuz ve deniz kenarında ıslak mayoyla oturmak yerine mayonuzu değiştirmeniz mantarın oluşumunu önler. Tayt tarzı dar kıyafetler de terlemeye neden olduğundan, yaz aylarında giymekten kaçınılmalı."

Hamileler nelere dikkat etmeli?

Hamilelerin gebeliğin ilk başından sonuna kadar havuza ve denize girmesinde bir sakınca bulunmadığını belirten Mumcu, hamileliğin her döneminde yapılacak en uygun sporun yüzme olduğunu söylüyor. Mumcu, "Eğer gebelikle ilgili bir sorunu, komplikasyonu yoksa hamileler rahatlıkla havuza ve denize girebilir" diyor.
İki yıl önce İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre çok fazla klorlanan havuz suyunda klor metabolize olduktan sonra ortaya çıkan bazı maddelerin erken doğumlara ya da düşüklere neden olabileceği yönünde bulgular elde edildiğini ancak bunun kanıtlanmadığını aktaran Mumcu, şunları söylüyor: "Bu araştırma sonrasında şöyle bir fikir benimsendi. Hamile kadınların havuzların çok fazla klorlandığı yoğun günlerde girmemelerini öneriyoruz. Örneğin hafta sonlarında çok daha fazla klorlama yapılıyor. O günlerde dikkat edilmeli. Girilirse de çok iyi duş yapılmalı. Klor artıkları yutmayla vs. değil, cilt temasıyla geçiyor. Çok iyi duş alınırsa bu risk de ortadan kalkıyor."

Mumcu, adet günlerinde, çok yoğun kanamaların olduğu günlerde enfeksiyonlara biraz daha açık hale gelindiğini bunun da rahim içinde enfeksiyonlara neden olabildiğini hatırlatıyor.

Mantar kumdan da geçer

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Aydemir de şu bilgileri veriyor: "Basılan kum dahil tüm zeminler mantar riskini beraberinde getirir. Başkasına ait tokyo, terlik giyilmesi de mantarın geçmesine zemin oluşturur. Kişide önceden varsa ve tedavi olmuşsa daha sonra nüksetmesine yol açar. Mantarın yerleşim yeri ayak altı ve parmak aralarıdır. Ancak havuz ve deniz, mantarın tek faktörü değil. Yazın nemin artması da mantar riskini artırıyor. Havuz, deniz ve duştan sonra iyi kurulanmak bir önlem olabilir. Eğer bu tür lezyonlar farkedilirse hiç zaman kaybetmeden bir cilt hastalıkları uzmanına başvurmakta fayda var."

Denizi tercih edin ama...

International Hospital kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Erhun Şerbetçi de yazın çok görülen, havuzdan ve denizden kaynaklanan dış kulak enfeksiyonlarına dikkat çekerek şu bilgileri veriyor: "Öncelikle kulaklarına tüp takılan çocukların kesinlikle havuza girmemeleri gerekiyor. Ya da başlarını sokmamaları lazım. Bakımı yapılmayan havuzlarda dış kulak yolu enfeksiyonlarının ortaya çıkma riski yüksektir. Enfeksiyona bağlı olarak bazen çok şiddetli olmak kaydıyla kulak ağrısı, dış kulak yolunda şişme, kulak akıntısı, tıkanma ve duyma sıkıntısı görülür. Bazen hasta bu belirtiler ve ağrıda şiddetlenme nedeniyle çiğneme bile yapamayabilir. Bu durum mutlaka kulak burun boğaz uzmanına başvurmayı ve ilaç tedavisini gerektirir. Havuz veya denize girerken vazelinli veya gliserinle yağlanmış pamuk tıkaçlar çoğu kez en etkili yöntemlerdir. Havuz suyundaki klor, özellikle alerjik çocuk ve erişkinlerde burun tıkanıklığı ve sinüs alerjisi belirtilerinin artmasına yol açabilir. En temiz havuzlarda bile dış kulak enfeksiyonunun görülme riski var. Deniz suyunda ise bu risk, yok denecek kadar az. Tercihi denizden yana kullanmakta, ayrıca sinüzit ve nezle iken havuz ve denize girilmemesinde fayda var."

Deniz suyu da masum değil!

Dr. Mumcu'ya göre deniz suyu havuza göre çok daha güvenli. Ancak tamamen masum değil. Denizde en büyük tehlikenin kanalizasyon ve E.coli denilen bakteri olduğunu belirten Mumcu, bununla ilgili şu açıklamayı yapıyor: "Kolibasili insan ve hayvanların bağırsaklarında bulunan bir bakteri. Bunun denizde fazla bulunması kanalizasyonun karıştığını gösterir. Bu da ishallere cilt, göz enfeksiyonlarına neden olabilir. Denizlerden çok fazla bir tehlike gelmez ama yine de kolibasili oranı yüksek olan, kirli denizlere girilmemesi lazım."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!