"Hastane acilinden nikah masasına"

Güncelleme Tarihi:

Hastane acilinden nikah masasına
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2006 00:00

Serdar Bayındır'ın hayatının aşkıyla tanışma hikayesi...

Haberin Devamı

Hayatımda gördüğüm en güzel gözlerdi onlar bunu ilk gördüğümde anladım nasıl mı?

Aylardan Kasım ben hastanedeyim ufak bir rahatsızlıktı benimki ama onu tanıyana kadar ufak olduğunu anlamamıştım kendi minik hastalığımı büyütüp, benden kötü durumda olanları görmemiş bu gözlerim. Hastane koridorunda yürürken önümdeki sedyeden dünyanın en güzel kızı geçti. Yok yok biz ona prenses diyelim, baygındı... Öyle masum bir yüzü vardı ki, içimde bir şeyler onu öyle görünce çok acıdı hızla acilin kapısından girildi. Sebepsizce ayaklarım onu takip etti kapının önünde sevdiği insanlar vardı ve ağlıyorlardı. Dua sesleri yükseliyordu kapıda. Annesi, "Lütfen Allahım, kızım daha çok genç diyordu hasta bakıcıya sorduğumda kızın beyin kanaması geçirdiğinde çok üzülmüştüm evet çok gençti. Anlayamadığım şekilde gözlerimden yaşlar süzüldü, dua ettim onun için. Günler günleri kovaladı hiç tanışmadığım arkadaşım yoğun bakıma alındı. Her gün cam pencerenin arkasına geçip dua ettim onun iyileşmesi için. Bir sabah yine camın ardından ona bakarken dünyanın en güzel gözlerini gördüm, tanışmadığım arkadaşım artık uyanmıştı. Kapıyı açıp içeri girip, ona sarılmamak için kendimi zor tuttum ve avazım çıktığı kadar bağırdım. "Emel hemşire prenses uyandı, prenses uyandıııııı!" Ağlıyordum ama sebebini bilmeden sonra onu odasına çıkardılar... Benim odamın iki yanındaydı ona uyuyan güzel masal kitabını ve kardelen çiçeklerini hemşirem ile yolladım. Fakat henüz çok fazla kendinde olmadığı için bu hediyeleri ona hemşirenin hediye ettiğini sanmıştı. Benim hastaneden çıkmama sadece 1 hafta kalmıştı ve hastaneden nefret eden ben 1 gün daha fazla kalmak için bir sürü bahaneler üretiyordum. Annesi odadan çıkmasını bekleyip, bir gün elimde yine kardelenlerle odasına girdim uyuyan güzelin elinde ona yolladığım kitap vardı, çok mutlu olmuştum. Gülümseyip, "kitabın sonunu biliyorum" dedim. kafasını kaldırıp, "Selam prens, ben de artık gelmeyeceğinden korkuyordum" dedi. Meğer yoğun bakım hemşiresi ona benim her gün cam odanın öbür tarafında onu beklediğimi söylemiş ve tüm her şeyi anlatmıştı. "Ben kitap ve çiçekler için teşekkür etmeye odanıza geldim ama uyuyordunuz bir şey demeden çıktım" dedi. Gördüğüm en güzel gözlerdi onlar ben hastaneden çıktım o bir süre daha kaldı ama ben onu görmeye her gün gitmeye devam ettim sonra aşkımız büyüdü sanki yıllardır tanıyorduk birbirimizi inanmayacaksınız ama birkaç ay içinde sanki yıllardır birlikteydik ve seviyorduk birbirimizi sonra şubat ayında onun gözlerini bağlayıp onu ilk gördüğüm yere cam odanın önüne götürdüm. Gözlerini açıp şunları söyledim: "Seni her sabah buradan seyredip elini tutabilmek ve bunları söylemek için dua ettim sen benim beklediğim meleksin iyi ki geldin hayatıma. Benimle evlenir misin?" Bana sımsıkı sarıldı ve "Evet" dedi. İkimiz de çok mutluyuz şimdi... 2006 senesinin 16 Şubat'ında evlendik aslında 14 Şubat olması için çok uğraştık ama gün kalmadığı için 16 Şubat'a sarktı bizim Sevgililer Günümüz... Hayatımızın en güzel günü çünkü... Biz 14 Şubat'ta sevgilerin en yoğununu güzelini yaşamıştık dilerim herkes doğru insanı bulur ve mutlu olur.

Ve son bir şey: Seni çok seviyorum prensesim, iyi ki varsın iyi ki benimsin seninle yaşayıp yaşlanmak kiraz ağaçları olan o bahçeli evimizde torunlarımızı büyütmek istiyorum. Sen benim her şeyimsin bu dünyada gördüğüm en güzel kalbi olan meleğimsin.

Serdar Bayındır

Oylama sayfasına dönmek ve diğer hikayeleri okumak için tıklayın!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!