Güneş bizleri çağırıyor
"Güneş... İçimizi ısıtması, vücudumuzun yanı sıra ruhumuzu da dinlendirmesi dışında birçok olumsuzluğu da beraberinde getiriyor. Fazlası geri dönüşü olmayan cilt sorunlarına yol açtığı gibi kırışıklıkların ve erken yaşlanmanın bir numaralı zanlısı. Bu yüzden güneşle dost olmadan önce onu daha yakından tanımalıyız."
Kaynak: Hürriyet
Yaz mevsimi vücudumuza baştan ayağa bakım uyguluyor. Saçlarımız her zamankinden daha hızlı uzuyor, cildimiz hiç olmadığı kadar sağlıklı görünüyor ve güneşle buluşan vücudumuz, mutluluk hormonu üretmeye başlıyor.
Bazılarımız için yaz nedense birtakım sorunlarla birlikte anılıyor; bacak tüyleri uzuyor, vücudumuz her zamankinden daha fazla terliyor, günde bir kez duş yetmez oluyor ve en önemlisi selülitleri artık saklamak imkansızlaşıyor. Oysa her şeye rağmen mevsimlerin en 'sıcakkanlı'sıdır yaz. Üstelik onu sevmemiz için birçok nedeni var... Birçoğumuz yazın cildimizin güzelleştiği konusunda hemfikiriz. Öncelikle kan dolaşımı yoğunlaşıyor. Böylelikle cilt gerekli besin maddelerini rahatlıkla alıyor, bu mükemmel bakım da cilde yansıyor. Güneş saçlarımıza da doğal bir bakım uyguluyor. Ayda yaklaşık 1-1.5 cm. uzayan saçlar yaz mevsiminde daha hızlı uzuyor. Isı hücreleri aktive ederek saç köklerini harekete geçiriyor. İşte, saçların uzaması da bunun bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Erken uyumak kış aylarının geleneksel davranışı. Oysa ışık, vücudun biyolojik saatini devreye sokuyor. Uzun aydınlık akşamlar ve güneşinerken doğuşu yatakta daha az vakit geçirmemize neden oluyor. Ve işte en önemlisi hava sıcaklığı seks yapma oranını artırıyor. Hormonlar yaz aylarında yılın en yüksek değerine ulaşıyor ve seks arzusunu kamçılıyor.
Zen etkisiyle rahatlayın
Gözlerinizi 10 kez hızlı bir şekilde açıp kapayın. Bu hareket gözlerin yaşarmasını önler ve bakışların netleşmesini sağlar. Tuz ve klorlu su ikilisi gözleri olumsuz etkilediği için de alkol, koku ve renk maddesi içermeyen maskara kullanabilirsiniz.
Güneşle flört aynı zamanda sinirleri de yatıştırır.
Güneşe çıkarken mutlaka UV koruyuculu güneş gözlükleri kullanın. Böylece ışığa koruma altında bakmış olursunuz.
Ağzımız vücudumuzun en mükemmel anti-aging bölgesidir. İyice vurgulayarak ve yavaş bir şekilde birkaç kez A-E-I-O-U deyin. Bu, ağız kenarlarının elastikiyetini artırır. Dudaklar, vücudun en hassas organı ve pigmentlerin az olduğu bölgedir. Dolayısıyla güneşte UV koruyuculu bakım ürünleri kullanın.
Siz hangi güneş tipisiniz?
Güneşe doyamıyorum ve sürekli güneşlenmek istiyorum.
Güneşten vazgeçemeyenlerin doğal olarak yüksek koruma faktörlü ürünlere ihtiyacı var. Bu tipler için cildin bağışıklığını güçlendiren kremler ve losyonlar ideal. Çünkü yaklaşık üç hafta içinde cilt hüclerinde bir koruma kompleksi oluşturuyorlar ve vücudun kendi direncini artırmasına yardımcı oluyorlar.
Güneşe kesinlikle çıkamıyorum. Alerjik bir cilt yapısına sahibim.
Hassas koruma gerektiren cilt tipleri güvenli bir güneşlenme için 'Avustralya' standardında ürünlere ihtiyaç duyarlar. Özel güneş ürünleri cildi UVA ışınlarına karşı yüzde 99 oranında koruma kapasitesine sahiptir.
Tüm güneşte yatmak hiç bana göre değil. Ben hareket istiyorum.
Ve güneş altında sürekli hareket terlemeyi de beraberinde getirir. Bunu önlemek için yağsız güneş kremleri mevcut. Su tutkunları dikkat! Su, ciltteki ürosanin asitlerini yok ediyor. Ayrıca suda 40 dakikadan fazla kalıyorsanız mutlaka güneş kreminizi yenilemeniz gerekiyor.
Güneş harika ama cildim çok çabuk yağlanıyor ve kirleniyor.
Sorunsuz bir güneşlenme için tek yapmanız gereken 'yağ içermeyen' ürünler kullanmak. Bir de ürün seçimlerinizde mutlaka yüksek korumalı olanları seçmelisiniz. Çünkü güneş yanığında cilt nasırlaşır, yağ bezleri hareket edemez ve cilt buna öncelikle sivilceler ardından siyah noktalarla reaksiyon gösterir.
Güneşte daha fazla kalmak istiyorum ama kırışıklık ve erken yaşlanma beni korkutuyor.
Tüm bunlara karşı yüksek korumalı UVA ve UVB filtreli, E, C ve betakaroten içeren ürünlerin yanı sıra hücreleri serbest radikallerekarşı koruyan anti-aging etkili güneş kremleri de bulunuyor.
Bronzluk birkaç adım ötenizde
Tüylere veda
Yazın vücudumuzdaki tüylerden kurtulmanın en etkili iki yöntemi ağda ya da epilasyon. Ağdanın tüyleri kökünden alması yaklaşık dört hafta boyunca rahat etmenizi sağlıyor. Yine de uygulama sırasındaki acıya katlanamam diyorsanız, o zaman yumuşak ve acısız alternatifler arasında yer alan tıraş ve tüy dökücü kremleri iki günde bir kullanmaya alışmanız gerekiyor. Küçük bir dipnot; soya proteininin içeren vücut losyonları aşırı tüylenmeyi bir nebze de olsa frenleyici etkisi bulunuyor.
Pürüzsüz bir cilt
Vücut peelingleri cildi hem yumuşacık yapıyor hem de gözenekleri temizleyerek cildin nefes almasını kolaylaştırıyor. Ama dikkat! Peeling, ağda ya da epilasyon uygulamasından bir gün sonra yapılması öneriliyor. Peeling ürünlerinin bileşimindeki mikro kürecikler cilt yüzeyindeki ölü deri hücrelerini temizliyor, kan dolaşımını artırıyor ve cildi bakım losyonlarına hazır hale getiriyor. Eğer cildiniz hassas ve kılcal damarlar yoğunluktaysa o zaman soft peelingler kullanmanız daha doğru olacaktır.
Tüpten gelen bronzluk
Oto bronzanlar artık hem yüzde hem de vücutta sağlıkla parlıyor. İnce bir tabaka şeklinde sürdüğünüzde etkili bronzlaştırıcı madde DHA (dihidroksiateson) cilt proteinleriyle buluşuyor ve ciltte birkaç saat içinde yaklaşık bir hafta kalıcılığı olan bronzluk sağlıyor. Ama siz birkaç saat olsa beklemek istemiyorsanız o zamandekolte bölgesi ve kollarınıza süreceğiniz bronz pudra da cildinizde aynı etkiyi sağlayacaktır.
Çekici makyaj
Turkuvaz ya da turuncu gibi güçlü renkler parlak altın, bronz ve bakırla karıştığında inanılmaz bir görüntü ortaya çıkar. Gözler için de açık mavi, eflatun gibi taze renkler dudaklardaki soluk pembelerle ideal bir uyum oluştururlar. Kiraz dudakların tüm dikkatleri üzerine çekmesini istiyorsanız gözlerde ve yanaklarda hafif bir ışıltı yeterli olacaktır. Eğer doğallıktan yanaysanız bu durumda bırakın yüzünüz ve tırnaklarınız kakaodan kum renklerine kadar sağlıkla parlasın.
Doğru güneşlenme kuralları
Güneş kremini vücudunuza eşit miktarda yayın. Diz kapakları, ayaklar, kulaklar ve omuzları kremlemeyi asla ihmal etmeyin.
Öğlen saat 12-15 arası gölgede kalmaya dikkat edin. Çünkü bu saat dilimleri güneş ışınlarının yeryüzüne en dik ulaştığı saatlerdir. Üstelik ozon değerleri yanan gözler, nefes alma sorunları, dolaşım bozuklukları gibi rahatsızlıklara yol açabilir.
İlaçlarınızı akşamları alın. Antibiyotik ya da alerji haplarının pigment sorunlarına yol açma riskleri vardır.