Güncelleme Tarihi:
Serdar, çalıştığı şirkette terfi ettiğini öğrenince çok sevinmişti. Öyle ya, daha yüksek bir maaş alacak, kariyer yapabilecek ve ailesiyle birlikte daha iyi bir hayat sürebilecekti. Ama görev yerinin Samsun olduğunu duyunca, biraz düşünmeye başladı. Eşi Berna ve üç yaşındaki kızları Sanem İstanbul'da yalnız mı kalacaklardı? Bazen iş bazen eğitim, kimi zaman da başka nedenlerden dolayı çiftler ayrı şehirlerde, hatta ülkelerde yaşamak zorunda kalabiliyor. Peki bu durum ilişkiyi nasıl etkiliyor? İstatistiksel olarak uzak mesafede yaşanan ilişkiler çok uzun sürmese de, her birlikteliğin avantajları ve dezavantajları bulunuyor.
Fedakarlık şart
Uzmanlara göre, çiftlerin 'birlikte olma' istekleri bir ihtiyaç. Özellikle yeni aşk yaşamaya başlayanlar veya yeni evliler neredeyse her anlarını beraber geçirmek istiyor. Ama bir süre sonra her bireyin kendi ihtiyaçlarını göz önünde bulundurması gerekiyor. Eşlerden biri arkadaşlarıyla birlikte vakit geçirmek istediğinde, genelde karşı taraf suratını asıyor. Oysa uzmanlar, arada bir ayrı kalmanın, ilişkinin rutine girmemesi açısından olumlu yanlarının olabileceğini söylüyor. Ayrıca günlük hayatın rutinliği, sorunlar ve özlemler hakkında konuşmaya fırsat tanımıyor. Düşüncelerini içine atan taraf, bir süre sonra en ufak bir olayda sinirlerine hakim olamayıp patlayabiliyor. Bu duruma maruz kalmamak için çiftlerin birbirlerine zaman ayırmaları gerekiyor. Ayrı yaşayan çiftleri ise 'bu gece sofrayı kimin kuracağı' veya 'çöpü kimin atacağı' gibi konular pek ilgilendirmiyor. Buna karşılık uzak mesafede yaşanan aşklarda, çiftlerin birbirlerini görebilmeleri için biraz daha fedakar davranmaları gerekiyor. Özellikle sadece hafta sonları bir araya gelebilenler, yoğun programları nedeniyle sorunlar yaşayabiliyor. Ayrı yaşayacaklarının ve yaşadıklarının bilincinde olanlar ise, ilişkilerini günlük sorunlarla yıpratmıyor. Uzmanlar, ayrı yaşayacak çiftlere önce bunu bir denemelerini, ancak probleme dönüşmesi halinde, birinin diğerinin yanına taşınmasını tavsiye ediyor. Sadece hafta sonları bir araya gelebilen çiftlerin ilişkilerinin nasıl bir hal alabileceği ise ilk karşılaşılan andan itibaren kendini göstermeye başlıyor. Bazıları birbirlerine mümkün olduğunca zaman ayırabilmek için, işlerinin büyük bir kısmını hallediyor. Bir araya gelindiğinde nelerin yaşanacağı ise iki tarafın da keyif durumuna ve daha önce edinilen tecrübelere bağlı. Ayrıca çocuklu ailelerde, ufak bireyler de önemli bir rol oynuyor.
Kavgalı ayrılmayın
Bazı eşler tekrar görüştüklerinde birbirlerini öpücüklere boğarken, bazıları yeniden bir araya gelmenin keyfini çıkarıyor. Birlikte yemek yiyor, bir kadeh içki içiyor ve biraz sohbet ediyor. Uzmanlar, ayrı yaşayan eşlere, bir araya geldiklerinde kavga etmeleri durumunda en kısa süre içerisinde barışmalarını öneriyor. Çünkü kavgalı ayrılan çiftler bütün bir hafta vicdan azabı çekerek keyiflerini kaçırıyor ve hiçbir şeye konsantre olamıyorlar. Özellikle çocukları olan çiftler için sadece hafta sonları bir araya gelmek biraz zor. Çünkü bu durumda evin yükü ve çocukların sorumluluğu daha çok bir kişide - ve genelde bu bir kişi anne - oluyor. Bir de kadın çalışıyorsa, hafta sonları eşinin çocuklarla daha yoğun ilgilenmesini bekliyor. Erkek ise keyifli ve eğlenceli bir hafta sonunun hayallerini kuruyor. Elbette bu, çocuklarla eğlenemeyeceği anlamına gelmiyor, ama her iki taraf da biraz daha 'kendine' zaman ayırmak isteyebiliyor. Hem kadının hem de erkeğin, omuzlarından yükü azaltmak için geçerli nedenleri var. Ama farklı beklentiler, bazen ilişkide gerginliğe ve problemlere yol açabiliyor. İster ayrı yaşayın ister birlikte, aşk kadar sorunlar da beraberliğin bir parçası. Önemli olan, karşılıklı birbirine anlayış gösterebilmek.