Gençlik ve Güzelliğin Vazgeçilmezi: Gençlik Aşısı
"Cildin beslenmesi, her daim genç ve güzel kalması için birçok farklı yöntem vardır. Son zamanlarda bu yöntemlerden en çok kullanılanı ise gençlik aşısıdır. İçeriği hyalüronik asit olan gençlik aşısı, cilt bakım ürünlerinden besin desteklerine kadar, gençlik ve güzelliğin vazgeçilmezidir. Peki gençlik aşısı nedir? Gençlik aşısı hakkında tüm merak edilenleri uzmanlarına sorduk. İşte tüm detaylar…"
Hyalüronik asit cilt bağ dokusunun ana maddesi olup derimizi, nemli, sıkı ve parlak tutar. Aslında tüm ciltlerde bulunan ancak zamanla azalan hyalüronik asitin öneminden bahseden Dermatoloji Uzm. Dr. Emine Özge Ayabakan, “Zaman içinde hyalüronik asidin azalmasıyla direnci zayıflayan cilt matlaşır, kırışır ve sarkar. Yanaklar çöker ve dudaklar incelir. Stres, sigara, güneş, kimyasallar gibi bozucu etmenlere maruziyet, genetik mirasımızla birlikte bu yaşlanmayı tetikler. Ciltte var olan, fakat zamanla dokularda giderek azalan hyalüronik asite takviye amaçlı gençlik aşısı yapılmaktadır. Bu işlem kişinin esneklik ve canlılığa tekrardan kavuşmasını sağlar” dedi.
Cildin en önemli yatırımı olan hyalüronik asidin cildin en önemli yatırımı olduğunu belirten Ayabakan, “Gençlik aşısı deyimi aslında markanın ürününe verdiği tamamen ticari bir isimdir. Hepsi sıvı hyalüronik içerikli ürünlerdir. Canlılık sağladığı için bu isim verilmiştir. Farklı markaların aynı amaçla üretilmiş olan ticari isimde ürünleri olup birbirleriyle küçük miktarda farklılıkları vardır. Yüz ışık dolgusu, gençlik serumu, nem aşısı, ışıltı dolgusu aynı içerikli ürünlere verilen isimlerdir” diye konuştu.
Gençlik aşısında cildin ihtiyaç duyduğu hemen her şeyin olduğunu söyleyen Dermatolog Uzm. Dr. Şale Yılmaz, “Bazı gençlik aşılarının içinde hyalüronik asite ek olarak vitaminler, mineraller, DMAE ve aminoasitler bulunabilir. Bunlar eklendiğinde, ciltte daha yoğun bir toparlanma ve canlanma sağlanır. Hatta lekeli ciltlere özel geliştirilen formüllerde renk açıcı içerikler de bulunur” diyerek aşının pek çok bölge için de kullanılabileceğini söyledi.
Yılmaz, uygulamanın bir öğle molasında bile yapılabileceğini söyleyerek “Tedavi, ortalama olarak 15 gün aralıklarla 3 seans yapılır. Sonrasında seans tekrarları 4-6 ay aralarla planlanır. Cildin ihtiyacı göz önüne alınarak seans sayıları arttırılabilir. En sık uygulandığı bölgeler el, yüz ve dekolte bölgesidir. Uygulama sonrasında kısa sürede geçen kızarıklık, minik morarmalar olabilir. Bunlar makyajla kapatılabilir. Günlük hayatı etkileyen bir uygulama değildir” açıklamalarında bulundu.
Son zamanlarda aşının yanlış uygulanması sebebiyle yaşanan olumsuz sonuçlarla ilgili bazı korkular yaşanmaya başladı. Doğru uygulanmasıyla cildin doğal görünümünü asla bozmayacak bir işlem olduğunu belirten Yılmaz, “Kullanılan formüllerin kıvamı oldukça yumuşaktır. Bu nedenle volüm vermez ve gergin, nemli, taze bir görünüm oluşturur. Tedavi, genç ve sağlıklı cilt görünümü isteyen ama değişimden ve doğal ifadeyi kaybetmekten korkanlar için güzel bir seçenektir” dedi.
Dr. Özge Aybakan ise uygulamanın cilt doktorları tarafından yapılmasının önemine değinerek, “Gençlik aşısının uygulanması cilt doktorunuz tarafından yapılması önerilen bir tedavi yöntemidir. Gereksiz ve sonuç vermeyen geçici çözümler yerine, dermatoloji doktorunuzun tavsiye edeceği cildi yapılandırıcı dermakozmetik uygulamalarla en iyi sonucu alabilirsiniz “ ifadelerine yer verdi.