Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2013 16:02
İlişki Terapisti Yeşim Varol Şen, bugün çoğu kadının yaşadığı ortak bir problemi ele alıyor: Gelin-kayınvalide çekişmeleri…
Bu konuda her ne kadar çok yazılmış, üzerine filmler ve diziler yapılmış olsa da, her çağın gündemden düşmeyen baş konusu gelin-kayınvalide ilişkisidir. Hatta belki hatırlarsınız, birkaç yıl önce gazetede çıkan bir haberde; M.Ö. bilmem kaç yılına ait bir tablet bulunmuştu ve üzerinde bir kadının kocasına çiviyle yazdığı tablet mektubun sebebi kayınvalidesinden şikâyet etmekti. Belli ki bu konu, yüzyıllar öncesinden gelen ve muhtemelen önümüzdeki çağlarda da devam edecek bir sorun…
Gelin-kayınvalide arasında problem yaşandığında arada kalan hep erkek olur ve pek çok erkek de bu paylaşılamadığını sandığı durumdan, silahlar kendisine çevrilinceye kadar gizliden gizliye zevk alır. Ama işin aslı iki kadının iktidar mücadelesidir. Erkek sadece bir araç ve savaşın sonunda aslında çok da değeri kalmayan savaş ganimetidir. Değeri azalır çünkü problem sürecinde her iki kadın da erkeğin her hareketini izler, hangi tarafı tuttuğunu anlamaya çalışır ve hiçbir koşulda erkeğin uzlaştırma çabalarının doğru adımlar olduğunu düşünmez. Dolayısıyla her adımda erkek biraz daha arayı bulamayan, idare edemeyen ve hep diğer tarafın etkisinde kalan aciz bir varlık olarak görülür.
Evliliklerde saygıyı en çok örseleyen problemlerin başında gelin-kayınvalide arasında yaşanan, düşününce aslında karı-kocanın birebir yaşamadığı bir problem olması kulağa tuhaf gelmiyor mu?
Acaba ana neden iktidar savaşı mı?Bu problemin iktidar savaşından kaynaklandığını kaç kadın itiraf edebilir bilmiyorum. İşin özüne bakarsanız, mazeret olarak sunulsa bile aslında
gelin de kayınvalide de çoğu zaman birbirlerinin tarzını kabullenmiş oluyor. Her iki kadın için de asıl sebep birbirlerinden haz etmemeleri ya da birbirlerini asla affedemeyecek olmaları da değil. Aslında iki kadın da kimin daha güçlü olduğunu ve koca/oğulun üzerinde kimin daha etkili olduğunu ölçmeye çalışıyor. Erkek kimin yanında yer alırsa, o kadın kendisini diğerinden daha üstün hissediyor ve gözdağı vermiş oluyor. Böyle düşününce sizin de aklınıza kabarmış hindiler geliyor mu bilmem?
Bu konuda tartışma yaşayan çok çift danışanım olduğu gibi, kayınvalidesi ile yaşadığı problem nedeniyle psikolojisi bozulup da gelen çok bayan da var. Neden kayınvalidelerin bu problem nedeniyle gelinleri kadar yıpranmadıklarını düşünürsek, aslında çözümün bir parçasını da görmüş oluruz.
Çünkü her
kayınvalide bir şekilde gelinini onaylamıyor ve karısına uyduğu için oğluna da kızıyor ama birkaç kayınvalide bir araya geldiğinde dertleşip, geri adım atmak zorunda kaldıkları noktayı ise "ne yapayım, çocuğumun mutluluğu için katlanıyorum" diye açıklıyorlar. "Annelik" fedakârlığı yaptıklarını vurguladıkları bu noktada da birbirlerini takdir ederek yüceltiyorlar. Üstelik onların da kendi kayınvalideleri ile zamanında yaşadıkları problemler nedenleriyle daha antrenmanlı olduklarını da unutmamak gerek.
Oysa gelinler, kilitlendiklerini hissettikleri ve kocalarına annelerine karşı istediklerini yaptıramadıkları noktada, bunu bir yenilgi olarak kabul ediyorlar. Eşlerinin annelerinin tarafını tuttuklarını düşündükleri süreçte eşleri için fedakârlık yapmaları da söz konusu olamayacağından, bu yenilgi içlerinde giderek bir öfke topuna dönüşüyor ve hem kendi hayatlarını, hem de evliliklerini cehenneme çeviriyorlar.
Her gelinin, bu noktada duygularıyla değil aklıyla davranması gerek;
1- Öncelikle kayınvalidenizle yaşadığınız sorun, onunla sizin aranızda; sizin yaşadığınız problemin çözümü eşinizde değil, yine sizde!
2- Kayınvalidenize karşı olumlu duygular beslemiyorsanız ve onun iyi niyetli davrandığını düşünmüyorsanız bile neden sizi üzen bir insan yüzünden eşinizle tartışasınız? Siz kocanızla tartışırken muhtemelen o evde huzur içinde dizisini seyrediyordur.
3- Siz her ne kadar kızgın olursanız olun, unutmayın ki o eşinizin annesi… Eşiniz asla annesini sizin gözünüzden göremeyecek, sorunu sizin gibi yorumlamayacak, yorumlasa da itiraf etmeyecektir.
4- Eşinizin sizi korumasını beklemeyin, siz kendinizi saygı ve nezaket çerçevesinde koruyabilecek kadar büyüksünüz. Eşinizse annesinin karşısına her geçtiğinde, yaramazlık yaptığı için azar işittiği kısa pantolonlu günlerinin psikolojisinde olacak.
5- Eşinize asla "ya o, ya ben" demeyin. Kendinizi, size göre hatalı davranan bir insanla aynı kefeye koymanın mantığı yok. Üstelik hiç kimse tehdit altında
seçim yaparak mutlu olmaz.
6- Kayınvalidenizden şikâyet edip durmak ve evdeki huzurunuzu bozmak yerine bu sorunu nasıl çözeceğinizi düşünün. Kayınvalidenizin size olan davranışlarını değiştirmek istiyorsanız, bu konuda sizin ne yapabileceğinizi düşünün. Kimse siz istiyorsunuz diye değişmez, ancak size nasıl davranılacağını siz belirlersiniz.
Son olarak Sevgili kayınvalideler;
Birçok erkek bu durumda karısına hak veriyor, fedakârlık yapması veya davranışlarını değiştirmesi gerekenin annesi olduğunu düşünüyor. Hatta birçok erkek, annesinin evliliği üzerindeki bu olumsuz etkisinden bizzat şikâyetçi! Ancak çoğu zaman, sadece "anne" olduğunuz için, anneleri üzmemek gerektiği, cennet anaların ayakları altında olduğu veya anne bedduası alanın iflah olmayacağı için ya tepki vermiyor ya da arayı idare etmeye çalışıyor, haberiniz olsun. Bilmem anlatabildim mi?
İlişki Terapisti Yeşim Varol Şen
Yayın: Burcunur YILMAZ