Güncelleme Tarihi:
Kimi zaman gösteri dünyasının ünlüleri ile yeraltı dünyasının mensuplarının yolları beklenmedik bir anda kesişir... Genellikle de gönül ilişkileri olur bu iki ayrı dünyanın insanlarını biraraya getiren... İşte kimi yeraltı dünyasıyla ilişkileri yüzünden cezaevine giren kimi bu yakınlığın bedelini canıyla ödeyen 'mafyaya aşık' ünlü kadınlar ve benzerine ancak filmlerde rastlanabilecek öyküler.
Sunuculuğunu üstlendiği Dest-i İzdivaç programıyla ünlenen Esra Erol Kürt İdris lakabıyla tanınan Ali Özbir ile aşk yaşamaya başlayınca bu durum da çok konuşulmuştu.
Eşinin mafya üyesi olmadığını söyleyen Erol "Eşimin babası kabadayıymış. Kabadayı garibanlara yardım eden demek. Ali Özbir bir işadamı kendi ayakları üzerinde duran bir insan. Beni hiç korkutmuyor. Allah herkese Ali gibi düzgün vicdanlı, kadına değer veren birini nasip etsin" diye konuşmuştu.
Çift çok konuşulan bir törenle evlendi ve ardından bir erkek çocukları dünyaya geldi.
1995 yılında Bursa’da çalışırken Erol Evcil ile tanıştı. Üç yıl kesintisiz, bir aşk yaşadılar. Erol Evcil’in adı Nesim Malki cinayetine karışınca tüm ilişkileri gibi aşkı da ortaya çıktı.
Ergen, Malki cinayetinin firari sanığı Erol Evcil’in sevgilisi olması nedeniyle gözaltına alındı.
İşadamı adı altında yapılmış tüm işler ve para akışları incelendiği için Ergen bu konuda da zan altında kalıyordu. Ergen daha sonra bu olayları değerlendirirken korkudan ayrılamadığını söylemişti..
Ama hayatını konu alan bir programda, Evcil yakalanmadan önce Gülben Ergen’le evlenme planları yaptığı hatta gelinliğinin bile hazır olduğu ortaya çıkmıştı. Ergen şimdi bu hayatın çok uzağında bir yaşam sürdürüyor.
Yeraltı dünyasıyla gönül ilişkisine giren ünlülerden biri Muazzez Abacı.
Muazzez Abacı ile ünlü kabadayı Hasan Heybetli’nin birlikteliği çeyrek asrı geçti.
Bu süre içinde iki kez evlenip ayrıldılar ama bağlantıyı hiç koparmadılar. Hatta 14 aylık hapis cezası nedeniyle Heybetli’yi arayan polis, kabadayıyı o dönem hasta olan eski eşi Abacı’nın Etiler’deki evine kurduğu pusuda yakaladı.
Onlarınki dillere destan, tutkuyla ve şiddetle yaşanan bir aşktı.
Aşklarının buluşma noktası eninde sonunda cezaevleri oluyordu.
Bir keresinde Abacı aldatıldığını hissetti ve kaçak olan kocasını polise ihbar etti. İntikamını böyle alan Abacı hapishanenin tam karşısında bir daire tuttu ve aylarca kocasıyla ıslık çalarak haberleşti.
2006’da 3’üncü kez evleneceklerini açıklayan çift hâlâ evlenmemelerine rağmen ayrıldıklarını da açıklamadı.
Yeşilçam'ın Küçük Ceylan'ı da Yaşar Öz ile yaşadığı aşk ile gündeme gelmişti.
Başından 4 evlilik geçmiş ama bir türlü mutluluğu yakalayamamıştı. Bir zamanların “Küçük Ceylan”nın değişmek istediği yıllardı.
O artık “Küçük” sıfatından kurtulup olgun ve güçlü bir kadın olmak istiyordu. Tam da bu sırada ablası Nazan “Şu an hapiste olan Yaşar Öz var ya, sana hasta oluyormuş. Seninle tanışmak istiyor” demesiyle ilişkileri başladı.
Yaşar Öz, uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı iddiasıyla Eskişehir Cezaevi’nde yatıyordu.
Cezavinde başlayan mafya-şarkıcı yakınlaşmasının ilk mektupları oldukça masumaneydi.
Daha sonra ilişkileri ateşli bir aşka dönüştü. Her hafta sevgilisini Eskişehir Cezaevi’ne ziyarete giden Ceylan, sevgilisini DGM’deki duruşmalarda da yalnız bırakmıyordu.
Ancak büyük aşk Yaşar Öz’ün cezaevinde kaldığı 2 yıl boyunca sürdü.
Ceylan kısa bir süre önce işadamı Güçal Tanören ile dünyaevine girdi. Damat Güçal Tanören, gelin Ceylan'a düğün hediyesi olarak son model spor bir Ferrari hediye etti.
Yeraltı dünyasının ünlü ismi Alaattin Çakıcı, kırmızı bültenle aranırken 17 Ağustos 1998’de Fransa’nın Nice kentinde sevgilisi Aslı Ural’la birlikte yakalandı. Yapılan takip sırasında Çakıcı’nın telefonda istediği belgeler, Fransa’da bir kadına teslim edildi. Bu kadın Türkiye’nin tanınmış modacılarından Canan Yaka ve şarkıcı Selçuk Ural’ın kızı Aslı Ural’dı.
Nice’teki bir otelde beraber yakalanan Alaattin Çakıcı ve Aslı Ural, Fransız polisine teslim edildi. Aslı Ural’ın çantasında, 20 bin dolar ve Çakıcı adına düzenlenen sahte evraklar vardı. Sevgilisiyle birlikte gözaltına alınan Aslı Ural, polis ifadesinde, “İki aydır Alaattin Çakıcı ile birlikteyim“demişti.
O dönemlerde Alaattin Çakıcı’nın Aslı Ural’la aşkı, ölüm emrini verdiği eşi Dündar Kılıç’ın kızı Uğur Kılıç’a benzerliğine yorulmuştu.
Yeraltı dünyasında ilişkisinin bedelini özgürlüğüyle ödeyen ünlülerden biri Tuğba Özay. İddialara göre sevgilisi Akın Büyükoğlu'ndan ayrılmak isteyen Özay, "Bedelini ağır ödersin" cevabını alınca, Yaşar Öz'den yardım istedi. Öz'ün adamı Abdülcabbar Kibaroğlu, Büyükoğlu ile Özay'ın durumunu görüşmek için Akmerkez'de buluştuğunda taraflar arasında çatışma çıktı. Büyükoğlu'nun yanında bulunan Ümit Ortaç ve kardeşi Levent Ortaç, Kibaroğlu'nu silahla bacağından yaraladı. Bütün bu olaylar Özay için kötü günlerin başlangıcı oldu. Önce gözaltına alınan Özay sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Adını önce podyumlarda duyuran Tuğba Öza, sonra oyunculuğa adım atmıştı.Rol aldığı dizilerde de hep güçlü kadın rollerini üstleniyordu Özay.
Dizilerde de mafya bağlantılı karakterleri canlandıran Özay, kendisini üne kavuşturan Aynalı Tahir'de güçsüzlerin yanında olan, güçlülere karşı kendi kanunlarını koyan genç bir kadını oynamıştı. Özay'ın diziden ayrılması da olaylı oldu. Disiplini bozduğu için kadrodan çıkarıldığı iddia edildi. Ama onun cevabı netti: Kimsenin gücü beni kovmaya yetmez.
Özay bir süre sonra Zehirli Çiçek adlı dizide oynadı. Senaryo gereği bir sevişme sahnesinde oynadığı için o dönemdeki sevgilisi Baran Süzer'den dayak yediği ileri sürüldü.
Dilek Örnek adlı uyuşturucu kuryesinin yaşam öyküsünden yola çıkan Yapayalnız adlı dizide Örnek'i canlandırdı.. Çiçek Taksı ve Bizim Otel gibi yapımlarda rol aldı.
Gerçek yaşamında da karanlık ilişkileri yüzünden zor günler geçiren Özay, şimdi bambaşka bir dünyaya ait olan eşiyle huzurlu ve mutlu bir hayat sürüyor.
Gencecikti... Ve öyle bir sesi vardı ki...Dinleyenin içini titretirdi... Taht Kurmuşsun Kalbime adlı şarkıyla hala hatırlanıyor ama, o aslında dönemine damga vuran müthiş bir arabesk repertuarına sahipti... Gerçek adıyla Esen Ağan'ın ya da herkesin bildiği adıyla Esengül'ün öyküsü de katıldığı bir ses yarışmasıyla başladı..
Konservatuar mezunu bir annenin kızıydı.. Bu yüzden en büyük destekçisi annesiydi... Sokak Çocuğu Ali'ye plaklarında vokal yapan Esengül, ilk 45'liğini 1971'de yaptı. Cavit Deringöl, A. Nail Bayşu, Orhan Akdeniz ve Selami Şahin'le çalıştı. Esengül'ün karmaşık ve biraz da karanlık bir özel yaşamı vardı. Bu yönüyle de ilgi çekiyordu. Adnan Şenses'le imam nikahı kıyan şarkıcının onu terk edip Beşiktaşlı futbolcu Tayfun'a kaçışı da dönemin magazin basınında yer işgal etmişti..
Sadece müzisyen ve futbolcularla değil kabadayılarla da ilişkisi vardı Esengül'ün. Dönemin magazin muhabirleri kadar polisin istihbarat elemanlarını da peşinden koşturuyordu. Esengül'ün izini süren polisler onun ilişki içinde olduğu mafya üyelerini yakalıyorlardı.
Esengül'ün sahneye çıktığı yerlerin müdavimleriyle yeraltı dünyasının ünlüleri.. Hatta acımasız kabadayı Oflu İsmail bir gece Esengül'ün söylediği gazinoya gitti. O sırada seslendirdiği şarkıyı yarıda keserek "Taht Kurmuşsun Kalbime'yi istedi. Olaya müdahale eden gazino sahibi Akbulut Karaoğlu ve şef garson Ofl İsmail'in tabancasından çıkan kurşunlarla hayata veda etti.
Esengül yeraltı dünyasının evli üyeleriyle ilişki kurmayı özellikle tercih ediyordu. Hatta bir röportajında bir magazin muhabirine "Evli erkeklerle aşk yaşamak hoşuma gidiyor. Çünkü eşlerinin çektiği acı bana zevk veriyor' demişti.
Esengül'ün 24 yıllık kısacık yaşamı 18 Nisan 1979 gecesi geçirdiği bir trafik kazasında sona erdi. Yanında yine evli bir adam, işadamı Faruk Özfıratlı vardı. Geç saatlere kadar eğlendi ikili. Sonra da Beyoğlu'na doğru yola çıktılar. Ataköy'den geçerken caddenin ortasındaki kalasları son anda fark eden Faruk Özfıratlı fren yaptı ama arabanın frenleri tutmuyordu. Bir köprünün bariyerlerine çarparak durabildiler ancak. Bu onlar için yolun sonuydu. Bariyer korkuluklarından biri Esengül'e, diğeri Özfıratlı'ya saplanmıştı.
Ertesi gün kaza haberi duyulur duyulmaz dedikodu kazanı da kaynamaya başladı. Söylentilere göre Özfıratlı'nın arabasının frenlerinin tutmamasının sebebi onun için hazırlanan ölüm oyununun bir parçasıydı. Fren telleri gevşetilmişti. Bu kaza polis tutanaklarına "alkol ve aşırı hız" olarak geçti. Ancak " mafya bir hesabı kapattı" yorumları uzun süre devam etti. Hayranları Esengül'ün öldüğünü uzun süre kabul etmedi. Yeni bir hayata başlamak için öldüğü haberlerini yaydığına uzun süre inanmaya devam etti.
Yer altı dünyasının önde gelenleriyle adı aşk dedikodusuna karışan ünlülerden biri de Sibel Turnagöl oldu.
Turnagöl'ün adı önce Sedat Sucak'ın yeğeni Fatih Bucak ile anıldı. Ama ikili hiçbir zaman gazeteciler tarafından birlikte görüntülenemedi.
Turnagöl'ün adı daha sonra da Kürşat Yılmaz ile anıldı.
Türk sinemasının unutulmaz 'vamp' kadınlarından Suzan Avcı'nın kızı Binnaz Avcı'nın adı da bir dönem Dündar Kılıç'ın torunu Onur Özbizerdik ile anılmıştı
Hatta daha sonra Avcı'nın adı silahlı bir olayın ardından yine gündeme gelmişti.
Bunun üzerine Binnaz Avcı'nın annesi Suzan Avcı "Binnaz artık evli bir kadın. Bu olaylarla ilgisi yok" açıklamasını yapmıştı.
Magazin basının duayeni Aykut Işıklar, Hülya Avşar’la ilgili yaptığı açıklamaların birinde şunları söylemişti:
“Hülya Avşar’a, sinemaya geçtiği ilk yıllarda, yeraltı dünyasından bir kişi BMW marka otomobil hediye etti. Avşar bu konuda konuşunca, otomobili geri aldı. Bu kişi mafyanın yakınında duran, önünde ceket ilikleten bir isimdi.”
Bu kişinin kim olduğu ise hâlâ bilinmiyor.
Şarkıcı Sibel Can da, bir şantaj olayı nedeniyle ismi çete ile birlikte anılan ünlüler arasında. İddialara göre Can, dönemin Türkiye erkek güzeli Karahan Çantay ile ilişkisini belgeleyen bir kasetle kendisine şantaj yapan Can Kuzu’yu, Nuri Ergin ve çetesine para karşılığı kaçırttırmıştı.
Çete, Kuzu’yu kaçırıp dövmüş ve çıplak fotoğraflarını çekmişti. Bu iddialarla gözaltına alınan Can, DGM’de saatlerce ifade vermiş, konuyla ilgili olarak 12 yıl hapsi istenmişti.
Aynı davada 30 yıl ceza alan Nuri Ergin, bir anlamda olayı doğrulayarak mahkeme çıkışında, “Sibel Can mahallemizin kızıdır. Kendisini severiz, başarılar diliyorum ona” demişti.
Yeşilçam'ın Sultan'ı Türkan Şoray'ın kardeşi Nazan Şoray da yeraltı dünyasının önde gelenlerinden biriyle yaşadığı aşk ilişkisiyle gündeme gelmişti.
Şoray, Türkiye'nin ilk hayali ihracatçısı olarak hatırlanan Turan Çevik ile yaşadığı ilişkiyle çok konuşulmuştu.
Nazan Şoray, "Onunla çok güzel bir aşk yaşadık. Elbette bana baktı. Eğer bunları yapmasaydı zaten hayatımda olmazdı" demişti.