Doğuran kadınların vajinası, fark edilebilir miktarda değişmez.
Yapılan istatistiki analizler, doğum yapan ve yapmayan kadınların vajinalarında herhangi bir fark tespit edememiştir. 1996 yılında yayımlanan bir araştırma sonucu, o zamanlarda oldukça şaşkınlıkla karşılanmıştı.G-Noktası, aslında var olmayabilir.En azından birçok insanın hayal ettiği gibi, basıldığı zaman orgazma neden olan bir mekanizma bulunmamaktadır. Sanılanın aksine bu süreç biraz daha karmaşıktır. Öncelikle, G-Noktası ile ilgili biraz bilgi verelim: araştırmacılar vajinanın içinde, yaklaşık 2.5-5 santimetre derinlikte, karın tarafındaki duvarda yoğun zevkle ilişkilendirilen bir bölge olduğunu tespit etmişlerdir. Bu sebeple birçok seks uzmanı, orgazm için vajina içine sokulan parmakla "buraya gel" anlamındaki parmak hareketinin yapılmasını tavsiye ederler. Bu hareket, doğrudan bu noktayı uyarır. Ancak işler burada birazcık karmaşıklaşmaktadır: görüntüleme teknolojileriyle yapılan araştırmalar ve ikizler üzerinde yapılan çalışmalar, böyle bir organın gerçekten var olduğunu tespit edememektedir. Hatta anatominin bu şekilde bariz bir uyarıcı bölgesi olduğundan bile emin değiliz. Hatta kendi kendilerinde deneyen kadınların da hepsi, G-Noktası diye bir noktayı bulabildiklerini söyleyememektedirler. Bu ne demek? Yapılan daha yeni bir araştırma, orgazmlara neden olan spesifik bir bölge değil de, bunun yerine klitoris, idrar kanalı ve ön vajinal duvarın ortaklaşa çalışması sonucu hazzın arttığını göstermektedir. Bu yüzden, bunu sağlayan bölgeye şu anda "klitoüretrovajinal kompleks" adı verilmektedir. Bunların üçü de uygun bir şekilde uyarıldığında, bazı insanların "vajinal orgazm" olarak isimlendirdikleri "G-Noktası orgazmına" erişilebilir. Bu orgazm, çok daha yoğun bir haz verir; öyle ki bütün vücutta müthiş şiddetli kasılmalara neden olur. Bu kasılmaların, erkek spermlerini vücut içinde tutarak üreme şansını arttırıcı bir etkisi olduğu düşünülmektedir.