Dil, konuşanın kendisini ifade etme biçimidir. Türkçede 78 bin ana kelime olmasına karşın, nüfusun büyük bölümü ise günlük yaşamında ortalama 400 civarında kelime kullanıyor. Dilimizde bilmediğimiz, veya daha önce hiç duymadığımız o kadar çok kelime varki...İşte onlardan bir kaçı... 1. saçları ağarmaya başlamış ortayaşlı erkek. 2. ağırbaşlı, yaşına rağmen bakımlı, özenli (erkek). 3. (saç sakal için) kırlaşmış 1. Ay`ın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse). 2. Değişken, kararsız (kimse) Kaba saba, görgüsüz insan Davula sol elle vurulan ince değnek Aykırı, ters Bıldırcın sökünü Şımarık Karşısındakini susturacak biçimde ve çok konuşan, çenesi kuvvetli, geveze Dondurulmuş meyve suyundan yapılan bir tür pelte. (a harfi uzun okunuyor) Daha çok bir komedi oyuncusunun rolünün parçası olarak, şakalar, gülünç fıkra ve hikayeler; gülüt Püskülkuyruklulardan, eski kitap sayfalarında, çeşeme aralıklarında, şekerli maddeler ve tahta kırıntıları yiyerek yaşayan, vücutları küçük pullarla örtülü, kanatsız böcek. Haset eden, kıskanç. (u uzun okunuyor; sonuna sesli ile başlayan bir harf geldiğinde t harfi d`ye dönüşüyor) Elbise altına giyilen etek; iç etek Birleşimi alüminyumoksit olan, cam parlaklığında, saydam ve türlü renklerde, elmastan sonraki en sert mineral. Deniz veya ırmaklarda birdenbire derinleşen yer Kara kurbağası Gemileri iskele, rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halat Gümüş üstüne özel bir biçimde kurşunla işlenen kara nakış Teras. ?Gençler ve çocuklar, birbirinin peşi sıra, konağın dördüncü katındaki tahtaboşa çıktılar? -R. N. Güntekin. Kadife, şeftali vb.`nin üzerinde bulunan ince tüy Eskiden yeniçerilerin kullandığı, uzun, ağır, namlusu eğimli, iki yanı da keskin bir tür kılıç Güçlü ve becerikli, çevik, enerjik Hediye, armağan Eskiden işe yaramayacak duruma gelen hasta, zayıf ve yaşlı at, eşek gibi hayvanları salıverme işlemi Kısa boylu olan kimse Yağlı, salçalı ve sulu yemek Kadınların başına kuşandıkları bir çeşit tülbent Yoğurtlu yumurta Giysinin uygun gelmeyip kabarık kalması Arkasından kovalamak Sakar Çabuk olmak, acele etmek. Surat asmak. Acele etmek, gidilecek olan yere bir an önce hazırlanmak Şen şakrak ve girişken kişi. Sinirlenerek herhangi bir eşyayı atabildiği en uzak noktaya atmak. Olgunlaşmamış meyve Vücutta el, kol, ayak ve bacaklar başta olmak üzere bir bölgenin uyuşması sonucu ortaya çıkan hafif sancı