Güncelleme Tarihi:
İlk buluşmalarınızda neredeyse birlikte yaptığınız her şeyden zevk alırsınız. Kumsalda uzun yürüyüşler, kıyıya düşen dalgaların sesi, şampanya dolu piknikler ve kır çiçekleri… Yavaş, ev yapımı yemekleri, ara sıra bir bardak nane çayı içmeyi, avokado tostu ve ön sevişmeleri... Peki ya sonra?
Kendinizi bunun için suçlamayın. Çoğumuz gereksinimlerimizi gerçekten karşılamayan birine aşık olmuşuzdur. Çünkü mükemmel bir özgeçmiş değil kimya arıyorsunuz. Belki de beklentileri bir kenara bırakıp, bunun yerine kıvılcıma konsantre olmanız gerekir. Beyninizdeki, vücudunuzu doğal afrodizyaklar, feromonlar ve hormonlarla dolduran gerçekler ve kimyasal reaksiyonlar, sizi duygusal, rahat ve aşık olduğunuz kişiye bağlı hissettirir.
Potansiyel parteriniz hakkında uzun vadeli ve güvenilir bir karar vermek için yalnızca 30 saniyeye ihtiyacınız olabilir. Biriyle tanışmanın ilk yarım dakikasında, gelecekte nasıl hissedeceğinizi doğru bir şekilde tahmin edebilirsiniz. Ancak, ilk izlenimlerden yola çıkarak tamamen emin olmanız gerekmediğini unutmamak önemlidir. Potansiyel bir partnere anında fiziksel bir çekim hissetmenize de gerek yoktur. Ancak ilk fırsatta yanından ayrılmak istiyorsanız, bu iyi bir işaret sayılmaz.
Elbette tanışmanın ilk yarım dakikasında, hava durumunu bile tartışmak biraz zor olabilir. Peki nelere dikkat etmelisiniz? Göz teması, başlamak için iyi bir noktadır! Göz temasını sürdürebiliyorsanız; bu hem ikinizin iyi bir kimyaya sahip olduğunuzu gösterir hem de yakınlık duygusu yaratmaya yardımcı olabilir.
Ayrıca potansiyel eşinizin koluna dokunmayı deneyebilirsiniz. Gelecekteki sevgilinizi, Romeo ve Juliet tarzı Fransız öpücüğünün iyi bir fikir olduğuna ikna etmenize gerek yok. Öte yandan, omzunuza nazikçe dokunmasına izin verebilirsiniz. Veya sırtınızın alt kısmına çekingen bir şekilde sarılıyorsanız, bu iyi bir başlangıç yaptığınızın sağlam bir göstergesidir.
İlk randevunuzda içinizde kelebekler uçuşmasa bile, bir saniyeyi ekarte etmeden önce düşünün. İlk buluşma kıvılcımları genellikle abartılır. Aslında, havai fişek patlamasını hissetmemek çoğu zaman iyi bir işaret olabilir. Birinin etrafında sadece rahat hissetmek, istikrarlı ve kalıcı bir romantizm için ihtiyacınız olan en önemli şeydir.
Elbette tek gecelik bir ilişki gerçek aşka götürdüğünde heyecan vericidir. Peki bu ne kadar gerçekçi? Bunun yerine daha ince düşünüp, kimyanızın uyuştuğunu gösteren belirtilere odaklanmaya başlayın. Mesela kendinizi sürekli olarak çilek yemenin en iyi yollarını tartışırken buluyor musunuz? Yoksa konuşmalarınız daha mı derinleşiyor? Randevularınızda savunmasız olabileceğinizi fark ederseniz, bu kimyanız uyduğuna dair iyi bir işarettir.
Mizah şüphesiz önemlidir. Birini tanımaya başlarken bulaşıcı kahkahalar ve istemsiz gülümsemeler, uyumlu olduğunuza dair kesin sinyallerdir. Ancak ilişkiniz iyi bir şekilde devam ediyor olsa da bazı fikirleri ön plana çıkarmalıdır.
Uyumlu çiftler her zaman çeşitli konularda birbirlerine meydan okurlar. Evet, ama bu tam olarak ne anlama geliyor? Meydan okumak, sizinle aynı fikirde olmamak veya sizi yapmak istemediğiniz şeyleri yapmaya zorlamak anlamına gelmez. Aksine, benliğinizi en iyi şekilde ortaya çıkarmanızı sağlamak demektir.
Bale eğitimi alıp tiyatroda baş dansçı olmak istiyorsunuz, ancak cesaret edemiyor musunuz? Ya da belki de içten içe Taylor Swift kadar iyi, yeni bir albüm çalışmasına imza atmak istiyorsunuz. Partneriniz sizi hedeflerinize doğru itmeye yardımcı olmalıdır. Çünkü değerlerimizi yeniden onaylayan, kendimiz ve eşimiz hakkında daha fazla bilgi edinmeniz için bize ilham veren birine her zaman ihtiyaç duyarız.
Öte yandan, partnerinizin etrafında sürekli olarak sıkılmış veya bitkin hissediyorsanız, bu başka bir yöne gitmek isteyebileceğinizin bir işareti olabilir.
Fotoğraflar: İstock, Alamy, İngimage