Güncelleme Tarihi:
Özellikle yaz aylarında daha sık rastlanan ödem, günlük yaşamı çekilmez hale getirebiliyor. Bu durum bazen ciddi hastalıkların habercisi olabileceği gibi bazen de sebebi bilinmeyen ve hastalıklardan bağımsız bir şekilde meydana gelebiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Sevil Nas Can, ödem belirtileri ve dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili önemli bilgiler paylaştı.
Ödem neden olur?
Ödem; özellikle kadınlarda sıkça ortaya çıkan, vücutta sıvı birikimi olarak tanımlanan, bazen de bazı ciddi hastalıkların belirtisi olan klinik bir durum. Yani vücutta anormal su toplanmasıdır. Ödeme neden olan hastalıklar ise şu şekilde sıralanabilir; böbrek hastalıkları, kalp hastalıkları, damar hastalıkları, hormonal bozukluklar ve karaciğer hastalıkları.
Eğer ödemin kaynağı hastalık değilse şu nedenlerden dolayı da oluşabilir; fazla kilolu olmak, stres, aşırı tuzlu yiyecekler tüketmek, az su tüketimi, yorgunluk, uzun süre ayakta durmak, fazla karbonhidratlı beslenmek, aşırı sıcaklık, adet öncesi (pre-menstural) dönem
ve hamilelik sırasında oluşan ödem.
Ödem belirtileri nelerdir?
Vücutta ödem oluşması durumunda göz kapaklarında, ellerde ve ayaklarda şişmeler olur. Yüzük takılamaz, ayakkabı giyilemez hale gelinir. Ayrıca deri altı dokusunda şişlik belirginse, bastırıldığı zaman içine çökme ve çukurlaşma gözleniyorsa vücutta ödem olduğu düşünebilir. Bu durumda mutlaka doktora başvurulmalı, gereken tahlil ve tetkikler yaptırılmalı. Eğer, tetkikler sonucunda ödem ciddi bir hastalık nedeni değilse, idiyopatik (nedeni bilinmeyen) ödem olarak adlandırılır.
Ödem riskini azaltmanın yolları
Öncelikle fazla kilomuz varsa; bir diyet uzmanıyla birlikte, düzenli beslenme ve uygun aktivite programıyla ideal kiloya inilmeli.
Kişiye göre değişmekle beraber günde 8-12 bardak olmak üzere yaz aylarında ve spor yapan kişilerde daha da artırılmalı. Su içme alışkanlığımız yoksa gün içinde mutlaka bunu hatırlatıcı önlemler almalıyız. Masanızda her zaman su bulundurmak, belli bir ölçü (1.5 litrelik pet şişe gibi) edinip her sabah bunu su ile doldurmak, yatana kadar aralıklı tüketmek, zorla birkaç bardağı birden içmek yerine yavaş yavaş su içmeye alışmak gibi önlemler alabiliriz. Özellikle egzersiz ve seyahat sırasında mutlaka yanımızda su bulundurmalıyız.
Karbonhidrat içeren yiyecekler aşırı tüketilmemeli; pirinç, beyaz ekmek, makarna, hamur işleri, şerbetli-hamurlu tatlılar, çikolata ve fazla şeker gibi. Kompleks karbonhidrat içeren kepekli, tam tahıllı, çavdarlı gibi unlardan yapılan ekmek, kepekli pirinç veya makarna, kepekli unlardan yapılmış az yağlı kekler, sütü tatlılar gibi daha sağlıklı alternatiflerle değiştirilmeli.
Posa içeriği yüksek gıdalar tercih edilmeli. Posalı gıdalar, bağırsak çalışmasını da artırdığından ödemin atılmasında fayda sağlar; kepekli tahıllar, kabuklu sebze ve meyveler, salata gibi.
Alkol, asitli içecekler, kahve, aşırı ve demli çay, kafein içeriği yüksek içecekleri tüketiminden kaçınmak gerekir. Bunların yerine su, bitki ve meyve çayları, taze meyve suları, tuzsuz ayran, az yağlı süt gibi içecekler tercih edilmeli.
Herhangi bir sağlık sorunu yoksa tamamen tuzsuz yemek zorunluluğu yok. Yemekleri az tuzlu tüketmek yeterli olacaktır. Örneğin az tuzlu pişirilmiş sağlıklı bir yemeğe sofrada ayrıca tuz katılmamalı. Fakat bazı yiyeceklerin kendi yapısından kaynaklanan görülmeyen tuza dikkat etmek gerekir. Bu yiyecekler şu şekilde sıralanabilir:
• Çok tuzlu peynir ve zeytin çeşitleri tüketmeyin. Orta yağlı peynir alıp, peynir ve zeytini akşamdan suya koyarak tuzunun azalmasını sağlayabilirsiniz.
• Turşu, konserve, aşırı soda tüketimi, hazır ayran, hazır çorbalar, çeşniler ve et-tavuk suyu tabletleri gibi sodyum içeriği yüksek olan gıdaların tüketimine dikkat edilmeli.