Güncelleme Tarihi:
- Sende bir şey yoksa kimse kimseyi yaratamıyor, ama sende bir enerji varsa yürüyüp gidiyor. O zaman için soruyorum, bu işin formülü neydi sence?- Aykırı gitmek, akla ilk geleni değil de farklı bir şey yapmak. Ben bir talk show’cu karakteri yarattım ve o aslında birebir ben değildim. Aykırı sorular soran bir adam yarattım televizyonda. Çünkü hakikaten aykırı sorular sormak gerekiyordu. şimdi Okan aynı şeyi çok iyi yürütüyor. Oysa normalde çok tatlı, pamuk gibi bir heriftir. Bu özellikleri senden mi devraldı yani?- Devralmadı ama Okan’a ve Beyaz’a emeğim geçti. Hiçbir şey yapmasan da seni seyretmiş oluyorlar. Ne yapacaklarını değilse bile ne yapmayacakların öğrenmiş oluyorlar.Aykırı soru sorma tekniği televizyon için yaratılmış bir fikir miydi yoksa sen zaten günlük hayatında böyle miydin?- Bilineni, görüneni sorup ne yapacağız? Cevabı belli soruları sormanın alemi yok. “Eee daha daha nasılsınız, nasıl gidiyor, albümde kimlerle çalıştınız?” gibi sorular yani...
- Televizyon yöneticileri sanırım beni sevmiyorlar. Benimle ilgili kafalarında negatif şartlandırmalar oluşturmuşlar.Bunun başlangıcı nereye uzanıyor sence?- Aleyhimde büyük kampanyalar oluşturuldu. Onun sonucu... Çok konuşan biriydim. Oradan kaynaklanan bir etkiyle televizyon yöneticileri seyircinin beni istemediği kanaatine varmış. Oysa sokakta benimle dolaşsalar öyle olmadığını görecekler. Nerede yanlış yaptın peki Cem?- Bilmiyorum ki... Çok yalaka davranmadım. Çok el pençe divan durmadım. Olur olmaz hâl hatır sormadım. ınsanlara hediye almadım. Yaptığım işle var oldum sadece. Asosyal tipli bir adamım. Ben canayakın olmak istemedim. Bir ara küstüm gittim falan. Bir sürü yanlışım var herhalde. Şu andaki talk show’ları nasıl buluyorsun? Televizyonda olsan farklı neler yaparsın?- Televizyonla ilgili üç tane projem var. Hani Cem Yılmaz bir DVD çıkardı ya, ona benzer bir şey. Ege Üniversitesi’nde bir sinema kulübünün “Sıcak” filmiyle ilgili söyleşisini kameraya almıştık. Benim sohbetlerim de stand up gibi oluyor zaten. Onu televizyon formatı haline getirmeye çabalıyorum. Pazartesi, salı, çarşamba, perşembe günleri seyircisiz, sadece konuklarla bir saatlik program, cuma ise daha büyük bütçeli bir şov programı düşünüyorum. Çünkü insanlar sohbeti özlediler. Her şey şov oldu artık. Oradan bir şey çıkıyor, buradan bir şey çıkıyor, ya artık biraz da sohbet et adamla!
- Nöbetçi oyuncu gibiyim. Bir cast çalışması yapıyorlar, tutmayınca hadi Cem’i çağıralım diyorlar. O filmin promosyonu da bizim üzerimizden yapıldı. Tüm röportajlara karı koca çıktık. Ama bizim üzerimizden promosyon yapılınca film geride kaldı.Peki ya reklamlar... Kan damlasını oynadığın o reklam filmi Türk televizyon tarihinde bir ilktir herhalde...- Serdar ve Sinan’la yaptık o işi. Ben orada regl kanını oynadım. Bu mesela bana çok cazip gelmişti. Çünkü hem itici hem de sevimli bir roldü. Çok eleştirildi. Kimileri “Bu rolü yakıştıramadık Cem Özer’e” dedi. Rol yakıştırmak ne demekse.Peki Cem, şu andaki talk şovları nasıl buluyorsun? - Beyaz’ı da Okan’ı ara sıra izliyorum. Keyifli. Seyirci de izlediğine göre devam ediyor. Çok büyüttüler programları. Çok fazla şey oluyor içinde. Yoğunlaşamıyorsun. Artık talk şov olmaktan çıkmış.Çok mu gözlemcisindir?- İlk çıkmaya başladığımızda Nurgül bana kızıyordu. Her yere bakıyordum. Algıda seçililik, sadece kadınlara baktığımı zannediyordu. Sonradan anladı ki ben otobüse, otobüsün üzerindeki ilana, garsona, köpeğe, her şeye bakıyorum. Sonra Nejat doğdu, ben yırttım. Ben suya yayılmış malak gibi görünsem de, içerisi çok hiperaktiftir.