Güncelleme Tarihi:
Op. Dr. Didem Öncel Yakar, meme kanseri belirtileri ve teşhisi ile ilgili önemli bilgiler veriyor...
Meme kanserinin sık görülen belirtileri arasında meme ve meme başının şeklinde ya da boyutunda değişiklik, meme dokusu içinde ya da koltuk altında ele gelen kitle, meme başı hassasiyeti, meme başının meme dokusu içine doğru dönmesi, meme üzerindeki derinin kızarıklığı, şişmesi, meme başı akıntısı sayılabilir. Meme kanseri genellikle ağrıya neden olmaz.
Henüz hiçbir şikayet oluşmadan meme kanseri taraması yapılması hastalığın erken tanısına ve uygun tedavisine olanak tanır. Kanser ne kadar erken yakalanırsa tedavi başarısı o kadar yüksektir. Bu amaçla kullanılan yöntemler kişinin kendisini muayene etmesi, düzenli doktor muayenesi ve tarama mammografisidir.
Tıp birliklerinin önerisi 20–30 yaş grubunda aylık kendi kendine muayene, 3 yılda bir klinik muayene ve 40 yaşından başlayarak 1 ya da 2 yıllık iki taraflı mamografi uygulanması yönündedir.
Tedavinin planlanması amacıyla hastalığın ne kadar ilerlemiş olduğunun (evresinin) belirlenmesi gerekir. Evreleme için birtakım laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleri kullanılır. Bu testler kanserin büyüklüğünü, yayılıp yayılmadığını, yayılmışsa hangi bölgelerde olduğunu belirler.
Meme kanserinin ilk yayıldığı bölgelerden biri olan koltuk altı lenf bezlerinin durumu ancak cerrahi olarak bu bölge çıkartıldıktan sonra değerlendirilebilir. Hastalık sadece meme dokusunun içerisinde ve sınırlı olabileceği gibi etraf dokulara, koltuk altı lenf bezlerine ya da uzak dokulara yayılmış olabilir.
Kendi kendine meme muayenesi ideal olarak adet döngüsünün 5. ve 7. günleri arasında ayda bir kez yapılmalıdır. Elle muayenede elin üç parmağının iç yüzeyleri kullanılarak tarama yapılır. Meme muayenesi üç aşamada yapılabilir.
Aylık olarak kendi memenizde bir değişiklik olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. Yaşlanma, menstrüasyon (adet dönemi), hamilelik, menopoz ile doğal değişiklikler olacağı akılda tutulmalıdır. Bu dönemlerde meme dokusu daha sert, şiş ya da hassas olabilir. Bunun dışında bahsedilen belirtilerden herhangi biri saptandığında mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Bir aynanın karşısına geçin ve ellerinizi kalçalarınıza koyarken, avuçlarınızı önde sıkarken, kollarınız yanlarda serbest sallanır durumdayken, elleriniz havadayken ve vücut öne serbestçe eğilmiş durumdayken; yani toplam beş ayrı pozisyonda memelerinizi inceleyebilirsiniz.
Memelerinizi yatar pozisyonda elle değerlendirmek için öncelikle sırt üstü yatın. Sağ omzunuzun altına bir yastık yerleştirin daha sonra sağ elinizi de başınızın altına koyun. Bu aşamada meme dokunuz bir yana doğru kaymamalıdır; yani ortada durmalıdır. Daha sonra sol el parmaklarınızla memenizi dokunarak tümüyle tarayın. Yatar pozisyonda elle muayenede yaparken kayganlığı artırmak için pudra kullanabilirsiniz. Sağ memenizin değerlendirmesini tamamladıktan sonra aynı işlemleri sol memenizde gerçekleştirin.
Bu muayeneyi duş altındayken rahatlıkla yapabilirsiniz. Örneğin; elleriniz sabunlu ise daha rahat hareket sağlayabilirsiniz. Suyun ve sabunun etkisiyle meme dokusundaki olabilen kitleler daha rahat hissedilebilirler. Önce sağ elinizi ensenize yerleştirin ve sol el parmaklarınızla memenizi dokunarak tümüyle tarayın. Daha sonra da sol memeniz için tekrarlayın.
Kendi kendine muayene ve klinik değerlendirme ile birlikte rutin değerlendirmenin bir parçası olarak ultrasonografi ya da mamografi gibi görüntüleme yöntemleri istenir. Şüpheli durumlarda etkilenen bölgeden küçük bir doku örneği (biyopsi) alınması gerekli olur. Eğer meme başından akıntı varsa akıntıdan da örnekleme yapılabilir. Patologlar bu örnekleri mikroskop altında inceleyerek kanser hücresi olup olmadığını değerlendirirler. Meme kanseri tanısı konulduktan sonra hastalığın evresini belirlemek üzere ek testler yapılır.
40 yaşından itibaren bir ya da iki yıllık tarama mamografisi yaptırılması önerilir. 40 yaşın altındaki kadınlarda eğer bir risk faktörü varsa doktor kontrolünde daha erken yaşta mamografi takibine başlanabilir. Mammografi çoğunlukla henüz ele gelmeyen kitleleri ve çok küçük boyutlardaki kalsiyum birikimlerini gösterebilir. Bu kitle ya da birikimler kanser, kanser öncesi gelişme ya da diğer bazı durumlarda görülür. Mamografide bahsedilen bozukluklar saptandığında meme dokusunda anormal hücre olup olmadığını anlamak üzere ileri tetkikler yapılır.
Meme kanseri, ameliyat ve ameliyat sonrası destekleyici tedavilerin birlikte kullanılması ile tedavi edilir. Ameliyat yöntemi kanserin boyutuna ve hastanın özelliklerine göre belirlenir. Memenin sadece etkilenen kısmının alındığı yöntemler uygulanabildiği gibi tüm göğsün alınması da gerekli olabilir. Cerrahi girişim sonrasında tedavinin tamamlanması ve kanserin yeniden oluşmasının önlenmesi amacıyla ilaç, hormon ya da radyasyon tedavisi verilebilir. Bu tedavilerin hangilerinin uygulanacağı kanserin büyüklük, cins, yayılım gibi özelliklerine göre belirlenir.