Güncelleme Tarihi:
İnsanlık tarihine yolculuk Afrika’da, taş devrine doğru bir yolculuk yapmaya ne dersiniz? Kalahari Çölü’nde, halen avcı-derleyici toplum aşamasında olan Kunglar, Namib Çölü’nün kuzeyinde yaşayan yarı çıplak göçebe halk Himbalar... Eğer gezi programınıza Afrika’nın bu uzak ülkesini alırsanız, vahşi hayvanlar arasında, dünyanın en ıssız ülkesinde yaşayan bu toplulukları görme olanağını bulabilirsiniz.
İspanya’nın ruhu Ülkeye ruhunu veren Güney İspanya’nın gözde yerlerinden. Şairlere, ressamlara, yazarlara ilham kaynağı olan yedi asırlık İslam egemenliğinin izleri, flamenko dansının en gerçeği, muhteşem Arap sarayları, boğa güreşlerindeki acımasızlık ve kanlı gösteriye tutulan alkışlar, birbirinden ilginç festivaller... Endülüs görülmesi gereken yerlerden biri.
Amazon’un büyüsü Rengârenk ve gizemli yolculuklar ülkesi... İşte bunlardan birkaçı: Nazca Çölü’nde hâlâ sırrı çözülemeyen, Tanrı’ya giden patikalarda yolculuk... İnkaların gizem dolu imparatorluğu ve onların yaşayan torunları... Dünyanın en yüksek gölü Titika’da, saman kayıklarla keşif turları... Dünyanın akciğeri Amazon Ormanları... Bunlar sanırım Peru’ya gitmek için yeterli sebepler.
Asya’nın kalbi Asya’nın en eski ve en büyük kentlerinden biri olan Semerkant... Hayyam’ın ve dünyaya hükmetmek isteyen Timur’un kentindeki görkemli eserler... Türk kültürünün büyülü izlerini taşıyan Buhara ve Hiva kentleri. Efsane Sriderya Nehri’nin doğduğu, yüksek dağlarla çevrili, bütün devletlerin ele geçirmek istedikleri Fergana Vadisi... Masallardan fışkırmış bir rota.
Çin mistisizmine açılan kapı Çin İmparatorluğu’nun eski başkenti ve Çin mistisizminin kalbi olan kent ve yakınlarındaki efsanevi Terra Cota. Gerçek boyutlardaki binlerce topraktan asker ve atlarla birlikte gömülmüş imparatorlar... Kapitalizme ve modern dünyaya doğru yelken açmış Çin’in, geçmişteki ruhuna yapılacak yolculuk sanırım çok keyifli olacaktır.
Değişmeden mutlaka Castro’nun tüm dünyaya direnen ülkesi artık teslim bayrağını çekmek üzere. Nostaljik objeler, içimine doyum olmayan Havana puroları, şekerkamışı tarlaları ve oradan damıtılan ateş suyu rom. Tüm bunlara eşlik eden oynak bir ritm ve neşe dolu dost insanlar. Bütün bu sihir bozulmadan gidilmesi gereken bir adres.
Dünyanın en güzeli Çar Deli Petro’nun 18. yüzyılda taştan bir biblo gibi yonttuğu bu şaheser kent, eğer dünyanın en güzel kentleri yarışması yapılsaydı, sıralamanın değişmez birincisi olurdu. Dünyanın en büyük müzelerinden Ermitaj Sarayı, köşkler, köprüler... Rusya’nın Batı’ya açılan penceresinden bakmaya ne dersiniz?
Lezzet avcıları için Yemeye içmeye düşkün olanlar, bu kentteki üç Michelin yıldızlı Arzak lokantasında yemek yiyebilmek için aylar öncesinden yer ayırtıyorlar. Sen Sebastian’da, lokantalar kadar, arkadaşların toplanıp yemek yaptıkları ‘Erkekler Kulüpleri’ de çok ünlendi. O kulüplerdeki yemek seanslarına katılabilirsiniz.
Maceracılar buraya Darwin’in türlerin kökenini aradığı, evrimin sırlarını bulduğu adalar topluluğu Galapagos, macera tutkunları için en doğru adres... Ekvador açıklarındaki bu adalarda dev kaplumbağaları, iguanaları, albatrosları, denizaslanlarını, ispinozları her an yanı başınızda görmeniz olası.
Sualtı tutkunlarına Zamanda kaybolan adalar topluluğu, yeryüzünün en bakir sualtı yaşamı ile dalmayı sevenler için adeta bir cennet. İkinci Dünya Savaşı sırasında adı bir ara duyulan ve sonra unutulan 900’den fazla adayı, fazla ‘ayakaltı’ olmadan gezmenizi öneririm... Daha sonraki yıllar çok geç olabilir. Kaynak: Hürriyet - Mehmet Yaşin