Bu sonbahar gezebileceğiniz sergiler
.
Anne, ben barbar mıyım?” ( 14 Eylül-20 Ekim )Başlığını şair Lale Müldür’ün aynı adlı kitabından alan 13. İstanbul Bienali, politik bir forum olarak kamusal alan fikrine odaklanacak. Bienalde sanat aracılığıyla “kamusallık” kavramını yeniden düşünme imkânı yaratmayı, yeni düşünce ve hayal gücü kanalları açmayı ve tartışma zemininin yaratılmasına katkıda bulunmayı hedefleyen işler yer alacak.
Gizli Yüz “Ellipsis Gallery Elipsis Galeri, 10 Eylül - 20 Ekim tarihleri arasında Şahin Kaygun'un "Gizli Yüz" sergisine ev sahipliği yapacak. Türkiye’de çağdaş fotoğrafın öncüsü Şahin Kaygun, 20 yılı aşkın süredir ilk kez İstanbul’da solo sergisi ile karşımıza çıkıyor. Serginin küratörlüğünü ise Yekhan Pınarligil üstleniyor.
Foto Muhabirliğinin 40 yılı “Fransız Kültür Merkezi”2014 e kadar devam ediyor.İstanbul Fransız Kültür Merkezi, Gökşin Sipahioğlu’nun kurucusu olduğu Sipa Press Haber Ajansı Fotomuhabirlerinin geçtiğimiz40 yıl içerinde tanıklık ettikleri yakın tarihin önemli olaylarından oluşan bir fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. 27 Eylül'de Fransız Kültür Merkezi'nde düzenlenecek.
Vadedilmiş Bir Sergi “Salt Beyoğlu” ( Tarih: 10/9/2013 - 3/1/2014 )Gülsün Karamustafa’nın Türkiye’de uluslararası platformda bugüne kadar düzenlenen en kapsamlı sergsi Vadedilmiş bir sergi, SALT Beyoğlu ve SALT Galata ‘ da yer alıyor. Sanatçının Vaat Edilmiş Resimler ( 1998-2004) serisinden esinlenen sergi adı,bu büyüklükte bir projenin zamanının geldiğini işaret ederken ,Karamustafa’nın iki farklı sanatsal varoluş biçiminin; resimlerinin ve avangart sanat pratiğinin buluşma noktasının da altını çiziyor.Sergi, sanatçının 70’lerin sonundan günümüze kadar devam eden işlerini içeriyor.
Ottomatik Düşler “G-art Galery”Sanat hayatında 10 yılı demlendirmiş ve kendi düş dünyasını kurmayı başarmış genç sanatçı Can Yeşiloğlu / Onston, geçmişin Osmanlı imgesi ile bugünün megapol İstanbul'u arasında yeni köprüler kurarak bir paralel evren kuruyor. Bu düş aleminde; yapılar hayvanlarla, makineler insan bedenleri ile iç içe girip, yeni ve mutant diyebileceğimiz formlar yaratırlar. Bu dünyanın iş makineleri etsel formalara, fesli "neo Osmanlı" beyleri ise sokak punk' larına karışırlar.