1 Temmuz'da Merkür Güneş'in Kalbinde! Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Venüs, Güneş’e yaklaştıkça konuları daralır. Venüs ‘sevgi’ ve ‘değer’ konularını gösterir, Güneş’ten yandığında değerini ortaya çıkarmak konusunda baskı altında kalır. Örneğin; eşi nedeniyle kendisini ifade edemeyen bir kadın rolüne bürünür ya da kendi değerini göstermek isteyen bir çalışanın, patron gölgesi altında ezilmesi ile alakalı şekillenir. Fakat bu gezegen Güneş’e 0 derece 17 dakika ile yaklaştığında Güneş’in kalbi konumuna gelir. Korunur ve bu yanma etkilerinden kendini tecrit edebilir.

Bu konuma şöyle bir örnek verebiliriz. Balina sizi yuttu. Fakat onun midesinde korunuyorsunuz. Çıkamıyor, önünüzü göremiyor, balina nereye doğru yüzerse oraya gitmek zorunda kalıyorsunuz ve tehlikelerden korunuyorsunuz.Merkür’ün bu konumunu çok özel işler ve süreçleriniz için kullanmamanızı önereceğim. Eğer ki zorunlu olarak kalmadıysanız. Fakat içe dönme ve ruhsal çalışmalar yapmak için çok ideal! Merkür bu konumundan sonra Mars ile sert bir açı yapacak ve Ay tutulmasını tetikleyecek.

Hüsranlar, hayal kırıklıkları ile karşılaşacağız. Bu hüsran ve üzüntünüz sizi şiddete, hiddetlenmeye meylettirebilir. Her şeye karşı kızgın olmanızın altında kırgınlıklarınızın saklı olduğunu bilmelisiniz. Bir adım geride durup ben bu hiddetin bir parçası olmak istemiyorum demeyi başarmalısınız. Mars, Koç'ta bu hiddeti daha da kızıştırıyor haliyle. Sizle birlikte herkesin hiddetli olduğunu unutmamalısınız!

Yani olaylara çözüm bulmak istiyorsanız hiddetli davranışlar bir çözüm üretmeyecek. Aksine tartıştığınız kişinin de sizinle tartışmasına izin verecek. Bazen bir kıvılcım, koca bir ormanın yanmasına vesile olabilir. Etrafımızdaki olup biteni görmemezlikten gelemeyiz fakat tam bu hiddetli anlarımızda kendimizi yakalamanın bir yolunu bulmalıyız.

Bu saatler arasında iki mektup yazıyoruz...

Hiddetlendiğimiz kişilere, her kimse! Önce en kızgın ve intikam dürtüleri beslediğimiz kişiye yöneltiyoruz kalemimizi. Önce ona bir mektup yazıyoruz. Tüm öfkemizi, kızgınlığımızı akıtıyoruz.

Daha sonra bir mektup daha yazıyoruz. Bu sefer iyi şeyleri bulmaya çalışarak. Kendinizi zorlamanızı rica ediyorum. Çünkü hiddet ve kızgınlık değer verdiklerimize duyduğumuz dürtülerdir. Değer yargılarımızla yüzleşmek adına kaleminizi güçlü tutmanızı rica ediyorum.

Sonra ilk yazdığımız mektubu tutulmaya kadar saklıyoruz… Tutulmadan sonraki günlerde kendimizi sakin hissettiğimiz an açıyor ve ilk mektubu okuyoruz. Kendimizle yüzleşiyoruz… Neden böyle düşündüğümüzü görmeye çalışıyoruz ve sonunda yırtıp atıyoruz. İkinci mektubunuzu ise ister o mektubu yazdığınız kişiye gönderin, isterseniz kendinizde saklayın. Burada iç sezilerimize kulak verebilmek için düşüncelerin gücünü deneyimlemeye odaklanmalıyız!

Şifa Olsun!

Fotoğraflar: İngimage