Güncelleme Tarihi:
Formula 1 Dünya Şampiyonası'nın İstanbul ayağının sağlık partneri ve İstanbul Park'ın sağlık sponsoru Anadolu Sağlık Merkezi (ASM) doktorları, Formula 1 izleyicisinin yarışları sağlıklı izleyebilmesi için özel olarak yarış alanlarında meydana gelebilecek hastalıkları, kazaları ve ilkyardımda neler yapılması gerektiğini anlattılar.Fia tarafından seçilen ve İstanbul Park'ta "level one" olarak adlandırılan üst seviyede bir travma merkezi ve acil servisi bulunan Anadolu Sağlık Merkezi, "Sağlıklı Yarış Rehberi" ile Formula 1 izleyicisinin sağlığı için aşağıdaki noktalara dikkat çekiyor.Yarış alanına şapkasız çıkmayın!Yazın sıcağına aldırmadan pistleri dolduran Formula 1 tutkunlarını tehdit eden en önemli tehlikelerden birisi de güneş çarpması. Güneş çarpması kızgın güneş altında uzun süre kalanlarda ve daha çok çocuklarda görülen bir yaz hastalığıdır. Aşırı sıcak sonucu beden ısısını ayarlayan mekanizmanın bozulmasına bağlı ciddi bir durumdur. Şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma ve yüksek ateşle kendini gösterir. Tedavi edilse bile öldürücü olabilir ya da kalıcı zararlar verebilir. O yüzden güneşe çıkarken güneş ışınlarının açısını da göz önüne almak ve en tehlikeli olan öğle saatlerinde gölgede bulunmaya ve mutlaka şapka takmaya dikkat etmek gerekir.Belirtiler:Sıcak çarpmasının üç ana belirtisi, çok yüksek ateş (41º C'tan fazla), terleyememe ve komaya kadar giden sinir sistemi bozukluklarıdır. Ruhsal durum bozuklukları, uyumsuzluk ve baş ağrısı, sersemlik ve yürümede zorluk birlikte görülebilecek ilk belirtilerdir. İleri evrelerde bilinç yitimi de olabilir. İlerlemiş sıcak çarpması çok tehlikelidir, tedavi edilse bile hastaların yüzde 20'sinin hayatını kaybetme riski yüksektir. İyileşenlerin sinir sistemlerinde kalıcı hasarlar oluşabilir; denge ve koordinasyonlarının normale dönmesi ise aylar alabilir. Ama ilk belirtide tanı konur ve tedaviye bilinç kaybedilmeden önce başlanırsa iyileşme şansı yüksektir.Yarışları izlerken koruyucu krem sürmeyi unutmayın!Yarışlar ve sıralama turlarını izlerken güneşin altında saatlerce kalan izleyicilerin cildi, koruyucu krem kullanılmadığı takdirde ciddi yanıklara maruz kalabiliyor. Dermatologlar da hastalarına, güneş yanıklarından ve hatta ileride ortaya çıkabilecek cilt kanserinden korunmaları için güneşten kaçınmalarını ya da sınırlı temasta bulunmalarını öneriyor. Çünkü solar radyasyon; deri kanserlerinin, dışsal deri yaşlanmasının ve düzensiz pigmentasyonun en önemli nedenlerinden biri olarak kabul edilir. Ancak dermatologların toplumu eğitme çabalarına karşı deri kanseri çok hızlı artış göstermektedir. Güneşe maruz kaldığımızda deri kendini korumak için melanositlerini ve melanosit içindeki pigmentleri artırarak kendini korumaya çalışır. Sonuç olarak bronzlaşma derinin kendini koruma yöntemidir. Yani deri ne kadar bronz ise o kadar hasar almış demektir. Güneşin akut ve kronik zararlı etkilerine maruz kalmamak için yaşamın her döneminde güneşten korunmak bir yaşam biçimi olarak benimsenmeli. Çocuklar, yaşlılar ve açık tenliler güneşten korunmak konusunda özellikle duyarlı olmalı.Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden nasıl korunmalıyız?• Güneşe uygun olarak geniş kenarlı şapka, gözlük takılmalı ve sıkı dokunmuş, açık renkli giysiler giyilmeli.• 11.00-15.00 saatleri arası güneş ışınlarının yeryüzüne dik geldiği saatlerde güneş ışınlarına maruz kalınmamalı.• Güneşe çıkmadan 30 dakika önce güneşe maruz kalacak bölgelere koruyucu krem sürülmeli. Su, terleme ile kremin etkinliğinin azalacağı düşünülerek 4 saat ara ile yenilenmeli.İyi bir güneş koruyucu hangi özellikleri taşımalıdır?• Kokusuz ve renksiz olmalı.• Suya ve terlemeye dayanıklı olmalı.• Tahriş edici özellikleri olmamalı.• UVA ve UVB'ye karşı koruyucu olmalı.• F1'in hızını güneş gözlüğüyle takip edin!Ultraviyole ışınlar görünmez olduğu için fark etmeyiz ama hava güneşli ya da bulutlu olsun, her mevsim güneşten yayılan ışınlardan etkileniriz. Ancak yaz aylarında dünyaya ulaşan ultraviyole ışın miktarı, kış mevsimine göre 3 kat daha fazla olduğu için ışınlardan korunmak yaz mevsiminde çok daha önemlidir. Bu yüzden pistte son hızla hareket eden F1 yarış arabalarını takip ederken gözlerimizi güneşe karşı korumayı ihmal etmeyin. Ultraviyole ışınlar, vücudun diğer kısımlarında olduğu gibi göz kapaklarını kaplayan deride ya da konjonktiva tabakasında kanser oluşumuna ve piterjium olarak adlandırılan dejeneratif büyümeye ve uzun dönemde kornea yüzeyinde bozulmaya sebep olabilir. Ultraviyole ışınların ayrıca katarakt oluşumu riskini artırdığı da bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.Gözlerimizi güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korumada kuşkusuz en etkili iki yöntem şapka takmak ve kaliteli bir güneş gözlüğü kullanmaktır. İyi bir güneş gözlüğü görünen ışığı gözü rahatsız etmeyecek bir seviyeye indirirken zararlı ultraviyole ışınları da süzebilmelidir. Güneş gözlüğü alırken şunlara dikkat edin:Ultraviyole koruyucu özelliği olması için bir gözlüğün mutlaka pahalı olması gerekmediği gibi gözlük camlarının renginin koyuluğu ile ultraviyole ışınları süzme yeteneği arasında da hiçbir ilişki yoktur. Numaralı saydam gözlük camlarının çoğu ultraviyole ışınları süzme özelliğine de sahiptir.Gözlük satın alırken en önemli nokta üretici firmanın ürün için belirttiği ultraviyole ışınlara karşı koruyuculuk değerleridir. İyi kalitede güneş gözlüklerinin çoğu ultraviyole ışınların %95'inden fazlasını süzerken bu oran %99 ve daha yüksek de olabilir.Gökyüzünden doğrudan gözümüze ulaşan ultraviyole ışınlar kadar, çevremizden de büyük miktarda ışın yansır. Bu nedenle yanları kapalı ve yüzü saran şekilli güneş gözlükleri yandan göze ulaşan ışınları da engellediklerinden daha sağlıklıdırlar.Polarize camlı güneş gözlükleri ise ultraviyole ışınları süzmenin yanı sıra araba ön kaputu ve yol yüzeyi gibi düz yüzeylerde oluşan ışık parlamalarını da süzerek daha kaliteli bir görüş sağlama özelliğine sahiptir.Yarış arabalarının yüksek sesine dikkat!Yarışırken yüzlerce kilometre hıza ulaşan F1 yarış arabalarının çıkarttığı ses, yarış alanındaki izleyicilerin karşılaştığı en büyük sorunlardan birisi. Uzmanlar, yarış alanındaki yüksek desibelli sese karşı izleyicileri uyarıyor!Ses dalgalarının sinir uyarısına dönüştürüldüğü organ olan iç kulak, son derece hassas sinir uçlarından oluşur. Yüksek şiddette gürültüye maruz kalmak sesin şiddetine ve süresine de bağlı olmak koşulu ile bu hassas sinir uçlarında hasara yol açabilir. Bu hasar birkaç gün süren geçici kulak çınlamasından kalıcı işitme kaybına kadar gidebilen bir yelpazede olabilir. Ne yazık ki işitme sinirinde oluşan kayıplar geri dönüşsüzdür ve medikal ya da cerrahi tedavi şansı yoktur.Normal konuşma sesi ortalama 60 db şiddetindedir. Genelde 85 db üstündeki ses şiddetine maruz kalmanın kulağa zararlı olduğu kabul edilir. Formula 1 yarışları sırasında araçların geçişi sırasında oluşan ses, bu değerlerin üzerindedir ve kulağınızda kalıcı hasarlara yol açabilir. Ses kaynağına yakınlık ve maruz kalma süresi de belirleyici etkenlerdir.Bu tip gürültülü ortamlarda kulak hasarını önlemek için kulak tıkaçları ve/veya kulak maskeleri önerilir. Kendi hazırlayacağınız pamuk veya kağıt tıkaçlar sesin şiddetini azaltmak konusunda yeterli değillerdir. Tıkacın koruyucu olabilmesi için dış kulak yoluna tam oturması gerekir. Uygun bir tıkaç ses şiddetini 15-30 db kadar azaltabilir.Kulak maskeleri de tüm kulak kepçesini kaplayarak dış kulak Kulak maskeleri de tüm kulak kepçesini kaplayarak dış kulak yolunu tıkayan uygun koruyuculardır. Tıkaç ve maskenin birlikte kullanımı tek başlarına kullanıma göre yaklaşık 10-15 db'lik ilave koruma sağlar. Tıkaç ve maske kullanılırken kendi sesimizin kulağımıza daha şiddetli gelmesi koruyucuların dışarıdan gelen sesi azalttığını göstermesi bakımından yararlı bir bulgudur.Yarış alanında sağlıklı beslenin!Gıda zehirlenmelerinin en sık görülen nedeni son kullanma tarihi geçmiş ve mikropların bulaşmış olduğu gıdaların tüketilmesidir. Bu yüzden, yarışlar sırasında açıkta satılan, bozulmaya elverişli yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Bu yiyecekler sıcak havada kolay bozulduğu için besin zehirlenmelerine neden olabilmektedir. Hazır yiyecekler tüketilecekse; ambalajlı, içeriği bilinen, ambalajın üzerinde son kullanma tarihi, üretim izni, saklama koşulları gibi bilgileri bulunan, ambalajı bozulmamış, saklama koşullarına uyulduğuna emin olunan, yüksek yağ içermeyen gıdalar tüketilebilir. Bozulmaya en elverişli gıdalar; süt ve süt ürünleri, yumurta, kıyma, tavuk, balık eti, mayonez ve dondurmadır.Zehirlenme belirtileri:• Bulantı, kusma, ishal• Fenalık hissi, terleme• Karın ve baş ağrısı• Ateş• Komaya kadar gidebilen şuur bulanıklığıÖnlemler:• Aldığınız ürünün son kullanma tarihine her zaman dikkat edin.• Bozuk olduğuna dair (görüntü, tat, koku) en ufak bir şüpheniz bile olsa o gıdayı tüketmeyin.• Çabuk bozulan gıdaların sağlıklı koşullarda saklanmasına ve hazırlanmasına dikkat edin.• Sokaktan çabuk bozulabilen gıda maddeleri almayın.İshal tedavisiİshalin tek tedavisi vardır. O da kaybedilen sıvıyı geriye koymaktır. Kaybedilen sıvı sadece sudan ibaret değildir. Su ile birlikte sodyum, potasyum, klor, bikarbonat gibi yaşamsal önemi olan, "elektrolit" dediğimiz tuzlar da kaybedilir. Bu nedenle, sadece su içmek, ishalle kaybedilen sıvı gereksinimini karşılamaz. İçilen sıvının içinde bu elektrolitlerin de olması gerekir. İshal sırasında maden suyu gibi içinde elektrolitlerin bulunduğu içecekler tercih edilmelidir.Bol bol su tüketin!Vücut için olmazsa olmaz bir gereksinim olan su ise yarışlar sırasında en çok tüketilmesi gereken besindir. Su gereksinimini karşılamak için günde en az 8-10 bardak su içilmelidir. Su gereksinimi günlük enerji harcaması ile belirlenebilir. Harcanan her kalori için 1 ml. sıvı tüketilmelidir. Susama duygusu, su gereksinimini karşılamak için iyi bir gösterge değildir.Susadığınız zaman su içmek için geç kalmış sayılırsınız. Bu yüzden saatlerce güneşin altında kaldığınız yarışlar sırasında susamayı beklemeden su için.Kene ısırmalarına karşı kapalı giysiler giyin!Kırım Kongo kanamalı ateşi, özellikle kırsal ve ormanlık alanda kene ısırmasıyla bulaşır. Kuluçka süresi yani kene ısırmasından sonra hastalığın belirtilerinin ortaya çıkma süresi 3-7 gündür. Daha sonra ilk 7 güne kadar kas ağrıları, ateş, bulantı, kusma ve ishal oluşabilir. Başağrısı, sersemlik ve 41 dereceye kadar varabilen ateş olur. Yüz, boyun ve gövdede kızarma, göz aklarında göllenme oluşabilir. Yedinci günden sonra kanamalar başlar. Kanama en sık dişetlerinden, burundan, mideden, makattan, mesaneden, vajinadan ve akciğerden kaynaklanmakla beraber beyin kanamasına bile rastlanabilir. Hastalık 10-20 gün sürer. Ölüm oranı %3-30 arasında değişmekle beraber erken tanı konan hastalara erken destek tedavisi verildiğinden yaşama şansları daha yüksektir. Her hastaya tedavi gerekmeyebilir. Hastalık ciddi seyrediyorsa ribavirin verilir. Solunum desteği verilir, kan ihtiyacı karşılanır.Hastalıktan korunmak için riskli bölgelerde bulunan insanlar kene ısırmalarının oluşmaması için kişisel korunma önlemleri almalıdır. Deri açıkta kalmamalıdır bu nedenle kolları, bacakları kapacak giysiler tercih edilmelidir. Koruyucu bir ilaç ve aşı yoktur.Kene ısırığı oluşması halinde ise hasta en yakın sağlık kuruluşuna gitmeli ve kene vücuttan bir sağlık çalışanı tarafından çıkartılmalıdır. Kene, bir cımbız yardımı ile vida gibi çevrilerek çıkarılır. Çıkarılan kene incelenmek üzere ilgili merkeze gönderilir. Hastaya başlangıç kan sayımı ve karaciğer tesleri yapılır, herhangi bir belirti oluşması durumunda hastaneye başvurması önerilir ve bu testler tekrarlanır. Bu testlerde bozulma varsa virüs tanısı için gerekli merkezlere hastadan kan gönderilir. Acil yardım gerektiren bayılma, böcek sokmaları, arı sokmaları,kanamalar ve kırık, çıkık, burkulma gibi durumlarda en yakındaki sağlık çadırına gidin.