Fark yaratan kadınlar

Güncelleme Tarihi:

Fark yaratan kadınlar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2004 06:00

Sanatçı, gazeteci, yazar, modacı... Dokuz özel kadın... Elele yaptıkları işler ve gerçekleştirdikleri projelerle 2004'e damgasını vuran kadınları seçti. Ortak paydada azim ile emek var, sonuçta ise başarı.

Haberin Devamı

Gülse Birsel (Gazeteci-Senaryo Yazarı)

"g.a.g" programıyla geniş kitlelerce tanınmaya başladı. Hem senaryosunu yazıp, hem de oyunculuğunu üstlendiği "Avrupa Yakası"yla hepimizin kalbini kazandı. Sevdiği işleri yapmanın kendisini başarıya götürdüğünü söyleyen Birsel'in Mayıs ayında piyasaya çıkan kitabı "Hala Ciddiyim" 30. baskısını yapmış durumda. Başarısının anahtar sözcüğü yok, "Bunu bilsem parayla satardım" diyor. Gelecekten sağlık, mutluluk ve bir de uzun metraflı filmler, tiyatro oyunları bekliyor.

Zeynep Göğüş (Gazeteci-Yazar)

Türkiye'nin AB üyesi olması yönünde yürüttüğü çalışmalar doğrultusunda, Brüksel'de AB lobisi yapmak üzere yola çıkan "Türkiye İçin Kadın İnisiyatifi" içinde yer aldı. Türk aydınlarıyla birlikte Fransız kamuoyuna yönelik bir mektup hazırlayan gazeteci yazar; "Tüm bunlar belki beni doğrudan doğruya başarıya götürmedi ama dolaylı olarak ülkemizi bir üst seviyeye taşıdığı için herkesle birlikte ben de payımı aldım" diyor. Ona göre başarının anahtar kelimesi; azim ve hedef koymak. Gelecekten en büyük beklentisi ise; oğlunun büyümesini izlemek.

Prof. Dr. Sevil Atasoy (İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Müdürü)

Birleşmiş Milletler'in uyuşturucu sözleşmelerinin denetim organı niteliğindeki on üç üyeli "Uluslararası Uyuşturucu Maddeler Kontrol Kurulu"na, yirmi aday arasından ikincilikle seçildi. Atasoy, bu şaşarılı sonucu elde etmesinde, dünyanın dört bir yanında uluslararası organizasyonlarda yürüttüğü çalışmaların yanı sıra Dışişleri Bakanlığı'nın yönlendirme ve desteğiyle Ankara, New York ve Viyana'da gerçekleştirdiği yoğun temasların da etkili olduğu görüşünde. Ona göre başarısının anahtar kelimesi; düşünmek. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru insanlarla çalıştığını düşünüyor. Gelecekte; gazetelerin üçüncü sayfaları için haber bulamayacağı bir Türkiye bekliyor.

Sertab Erener (Şarkıcı)

Eurovision birinciliğiyle hepimizi sevince boğan şarkıcı, ilk İngilizce albümü "No Boundaries"i Avrupa'da müzikseverlerin beğenisine sundu. Albüm ve albümün ilk single'ı olan "Here I AM" Avrupa7Dan sonra Japonya'da da büyük satış başarısı elde etti. Şarkı Japonya'da gösterime giren, Japon-Kore ortak yapımı "A Tale of Two Sisters" filminin tanıtım müziği ve aynı zamanda filmin soundtrack'inde yer alıyor. Sertab'a göre başarısının sırrı; kendisine inanç, çalışma ve sabır. Gelecekte Türkiye'nin tanıtımına katkı sağlayacak büyük bir film projesini hayata geçirmek istiyor.

Nilhan Sesalan (Heykeltıraş)

Güney Fransa'da kardeşi Fetiye Boudevin'le birlikte tasarladığı, uzunluğu altı metre olan "Yeni Hayat" heykeli ve yine Fransa'nın Elne kentinde bronz, taş ve ahşap malzemeyle yarattığı on heykelin yer aldığı "Yaprak Ağacı" sergisiyle yurtdışı basınında adından övgüyle söz ettirdi. Sanatçı iki metre kalınlığında, 180 cm genişliğindeki masif ahşaba "Yeni Hayat" ismini verme öyküsünü şu sözlerle anlatıyor. "Ahşap ya da heykel olmakdan daha çok 'ağaç' olma sıfatını almalıydı. Ona köklerini geri verdiğimizi düşünüyorum." Başarısının anahtar sözcüğünün "seçmek" olduğuna inanıyor. 2005'te Urfa-Harran için tasarladığı, "Atlas Çıkmazı" isimli projesini gerçekleştirmeyi planlıyor. Gelecekten beklentisi ise; yarın uyanmak ve yapmak istediği şeyler için çaba sarfetmek.

Demet Akbağ (Oyuncu)

2004 yılında iki sinema filmi "Vizontele Tuuba" ve "Neredesin Firuze"yle gündeme oturdu Demet Akbağ. Birbirinden tamamen farklı iki kadın karakteri hemen hemen aynı dönemde canlandırdı. İki filmin çekim takvimi çakışınca, bir ay boyunca Van-İstanbul hattında mekik dokuyan oyuncu, "Sonuçta iki güzel film çıktı ortaya. En zor şeyse, o koşturmaca içinde oğlum Ali'ye hasret kalmamdı" sözleriyle bu yılın özetini yapıyor. Ona göre başarının sırrı, hedefini doğru belirlemek ve o hedefe ulaşana kadar geçen süreci doğru değerlendirmek. Gelecekten beklentilerini ise şöyle özetliyor: "Ben bu mesleği, meslek de beni bırakmadğı sürece oyunculuk adına pek çok projede yer almak istiyorum. Ailemle ilgili tek merak ettiğim şeyse, oğlumun geleceği."

Çiğdem Anad (CNN Türk Haber Koordinatörü)

2004 yılı iki büyük yenilik getirmiş Çiğdem Anad'ın yaşamına. On dört yaşındaki kızından sonra Ocak ayında minik oğlunu da kucağına alacak olması ve yedi yıldır çalışmalarını sürdürdüğü "Hayat Geçiyor Sen Neredesin" isimli romanının yayınlanması. CNN Türk'ün haber koordinatörlüğünü ve aynı zamanda "Ajans" programının sunuculuğunu üstlenen Anad, günlük haber sağanağı, okumak, yazmak, annelik ve sevdiklerine zaman ayırabilme gibi önemli konuları, yaptığı ustaca planlamayla birlikte götürebilmeyi başarabilmiş bir isim. Ona göre başarının anahtar kelimesi, mücadele. Gelecekten beklentisi; şu anki düzenini korumak ve daha çok yazı yazabilmek.

Latife Tekin (Yazar)

Henüz 25 yaşındayken heyecan yaratan iki kitabını, "Sevgili Arsız Ölüm" ve Berci Kristin Çöp Masalları"nı yazmıştı. Genç yaşta gelen bu başarıyı; "Hem şanslı bir başlangıçtı, hem de şanssızdım bir bakıma. İnsana uğursuzluk getirebilecek erken bir başarının ağırlığı omuzlarıma çöktü" sözleriyle yorumluyor Latife Tekin. Yazar, 2004 yılında yedinci romanı olan "Unutma Bahçesi"ni okurlarıyla buluşturdu. Ona göre başarının sırrı; çalışmakta, yoğunlaşma gücünde, iç disiplinde. Güzel ve sağlıklı yaşlanmak istiyor. Acılaşmadan, zihin duruluğuyla, ölene dek kalem tutabilme gücü isityor. Dünya için de huzur ve barış diliyor.

Dilek Hanif (Moda Tasarımcısı)

Paris Haute Couture Haftası'nda koleksiyonunu sunan ilk Türk moda tasarımcısı. Paris7in tarihi Borsa binasında gerçekleşen defilede Osmanlı motifli 32 kostüm sergileyen moda tasarımcısı; "Bu katılım benim meslek hayatımda idealimdi. Böyle bir sorumluluğu üstlenmiş olmaktan dolayı ekibimle birliktemaddi ve manevi tüm sınırları zorlayarak hazırlandık diyor." Ona göre başarının sırır; azim. Çalışırken olulu düşünmek, severek ve isteyerek çalışmak yaşam felsefesi. Gelecekten beklentisi ise şu: Bir Türk tasarımcı olarak, kendimize ait yaratıcılığı ve kültürü uluslarası platformlarda sunabilmek.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!