Güncelleme Tarihi:
Bütün ilişkiler, istisnalar hariç, romantizmle başlar. Çiçekler, kartlar, mektuplar hepsi art arda gelmeye başlar fakat bir gün gelir artık ne çiçek gelir, ne kart yazılır, ne mektup. Bu sadece sizin ilişkinizde değil çevrenizdeki herkesin ilişkisinde böyledir. Peki bu doğal bir süreç mi? Kendine uygun birini arayan ve bulduğunda da kaybetmek istemeyen erkek ve kadın gün geliyor da nasıl böyle yabancılaşıyor?
Aslında aşkın kaderi bu; romantizm öldüğünde aşk da yavaş yavaş ölüyor. Her ikisinin de ölme nedenini ise 3 olaya bağlayabiliriz; hayal kırıklığı, kırgınlık ve sahiplenme duygusu.
1. Hayal kırıklığı: İnsanlar ve ilişkiler bizi her zaman hayal kırıklığına uğratır. Bu bilenen bir gerçektir. İlişkinin en başında karşımızdaki kişi aradığımız kişidir ve ondan iyisi yoktur. Fakat zaman geçtikçe onun tüm karakter özelliklerini tanımaya ve onun nasıl bir insan olduğunu anlamaya başlarsınız. Ve işte hayal kırıklığı. Aslında o sizin düşündüğünüz kişi değildir. Bu hayal kırıklığı yaşandığı andan itibaren daha az heyecan hissetmeye ve karşınızdaki kişiye daha az ilgi duymaya başlarsınız.
2. Kırgınlık: Her ilişkide yaşanan bir olaydır kırgınlık daha çok da en baştan beri sorunlar yaşanan ilişkilerde görülür. Verilen sözlerin unutulmasına, randevuların ertelenmesi ile kırılmaya başlarız. Daha sonra ise sevgilimizin bize söyledikleri ya da söylemedikleri bizi incitmeye başlar. Kırılganlıklar ihtiyaçların giderilmemesi ile daha çok artar.
3. Sahiplenme duygusu: Belki bir ilişkiniz var belki de evlisiniz. Bütün zorluklar aşılmış. Öyle değil mi? Sizin ya da eşinizin tüm ilgisi çocuklarda, işte, arkadaşlarda vs. Artık bu ilişki aynı ilişki mi? Birbirinizi kaybetme korkusunu yitirdiğiniz zaman o ilişki de romantizm kalmaz. Böylece herkes kendi hayatına birlikte ama yalnız olarak devam eder.
Eğer romantizm size bir anlam ifade ediyor ve aşk için romantizm diyorsanız yazımızda geçenleri tekrar gözden geçirin ve bir an önce önlem alın.
Sonsuz aşkı yaşayın