Güncelleme Tarihi:
Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alagözlü, sindirim sistemine dost yiyecekler "prebiyotik"lerin, kalın bağırsaktaki faydalı bakterilerin büyümesini ve aktivitesini sağladığını bildirdi.
Prebiyotik besinlerin sindirilmeden geldiklerini kalın bağırsakta dost bakteriler tarafından mayalandırıldığını anlatan Alagözlü, sonucunda kısa zincirli yağ asitleri oluştuğunu söyledi. Alagözlü, şu bilgileri aktardı: "Kısa zincirli yağ asitlerinden biri olan bütirik asit, kolon kanserini engellemede çok etkilidir. Prebiyotikler, ilaç formunda olabileceği gibi bazı yiyecekler de bu maddeyi içerir. Yiyecek olarak en fazla da radika, karahindiba, kuru soğan, kuru sarımsak, yer elması, pırasa ve enginarda, az oranda da buğdayda bulunur. Kalın bağırsakta kanser en fazla son kısımda görülür. Nedeni ise proteinleri parçalayan mayalanmanın kalın bağırsağın daha çok son kısmında olmasıdır. Ortaya çıkan zararlı protein yıkım ürünleri, kanseri burada tetikler. Bağırsağın son kısmında parçalandığı için inülin türü prebiyotiklerin faydaları da kalın bağırsağın son kısmı üzerinedir. Bu nedenle et gibi hayvansal proteinlerin yanında mutlaka prebiyotik içeren yiyecekler alınması gerekir."
Et yemeklerinin yanında radika, karahindiba, kurusoğan, çiğ pırasa, kuru sarımsak, yer elması içeren salata yenmesini öneren Alagözlü, "Prebiyotik içeren bu yiyecekler et yemeğinin kansere yol açan ürünlerini etkisiz hale getiriyor" diye konuştu.
Prebiyotiklerin, kalın bağırsak kanserini önleyici etkisinin yanında kalsiyum emilimini artırdığını belirten Alagözlü, kemik erimesi, şeker ve kolesterolde etkili olduğunu, hastalıklara karşı immün direncini artırdığını ve bağırsak fonksiyonlarını düzenlediğini söyledi.
Alagözlü, Antalya'da 11-13 Nisan tarihlerinde düzenlenecek ve eş başkanlığını yürüteceği uluslararası katılımlı 1. Ulusal Probiyotik Prebiyotik ve Fonksiyonel Gıdalar Kongresi'nde bu konuların geniş şekilde ele alınacağını bildirdi.
Diyet & Fitness Kanalları Editörü: Burcunur Yılmaz