Güncelleme Tarihi:
Tüketim çılgınlığına bir son verin
Teknolojinin ilerlemesi, kıyafet üretimini ve birçok şeyi daha hızlı ve kolay hale getirdi. Beğendiğiniz bir inci kolyeye mağazaya gitmeye gerek kalmadan, tek tuşla sahip olabiliyorsunuz. Artık en ucuz ve şık parçalara anında erişebiliyoruz. Ancak bu tür alışkanlıklar ne üretim ne de tüketim açısından sürdürülebilir değil. Hem üreticilerin hem de tüketicilerin alışkanlıklarını gözden geçirmeleri ve alıcıların da sürekli olarak satın alma alışkanlıklarından vazgeçmeleri çevre için gerekli hale gelmeye başladı.
Evdekilerden giyin
Tekstil atıkları son zamanlarda çok fazla artış göstermeye başladı. Her yıl yaklaşık 80 milyar giysi üretiliyor ve tüm giysilerin yaklaşık %80'i ya çöpe atılıyor ya da yakılıyor. Bunda en büyük etken ‘hızlı moda’… Bunlar, en son modaya uyacak şekilde ucuza üretilen ve birkaç kez giyildikten sonra atılan kıyafetlerdir. Bu sorunun çözümü aslında çok kolay: Zaten sahip olduğunuz evde olan giysilerinizi kullanmayı deneyin. Ya da ikinci bir alternatif olarak, asla modası geçmeyen kaliteli klasiklere yatırım yaparak israfı önemli ölçüde azaltabilirsiniz.
Su israfını önleyin
Gözle görünür bir şey olmasa da tekstil endüstrisinde çok fazla su kullanıyor. Aynı zamanda dünyadaki endüstriyel su kirliliğinin %20'sinden sorumlu… Bunun nedeni; pamuk gibi uygun olmayan iklimlere yetiştirmeye çalışırken, sulama ihtiyacını ve pestisit kullanımını artırma gibi yetiştirme yöntemlerinden kaynaklanır. Elyafların işlenmesi ayrıca oldukça fazla miktarda su gerektirir. Özellikle kot pantolonların tek bir çiftini üretmek için 40.000 litre su gerekebilir. Ayrıca kotların asitle yıkanması da su israfını artırır. Atabileceğiniz basit bir adım, daha az kot pantolon satın almaktır. Sade, lacivert olanları satın alın ve uzun süre saklayın. Hatta daha da fazla su tasarrufu yapmak için, kotlarınızı yıkamadan önce bir defadan fazla giyebilirsiniz.
Doğala yönelin
Tekstil üretimi, kimyasalı en yoğun endüstrilerden biridir. Her yıl bu nedenle büyük miktarlarda toksik boya, böcek ilacı ve formaldehit ve ağır metaller dahil olmak üzere diğer ölümcül kimyasallar çevreye atılır. Dolayısıyla da dünya çapında kirliliği artırır. Polyesterler ise ucuzdur, ancak üretiminde petrol kullanılır ve ayrışmaları yüzlerce yıl alır.
Mikroplastikler çevre için büyük bir endişe kaynağıdır. Okyanuslarımızda ve sonunda vücudumuza yerleşirler. Sentetikler ayrıca bakteri barındırma eğilimindedir. Bu, egzersiz için sadece birkaç kez giydikten sonra kötü kokmalarına neden olur ve genellikle daha çabuk eskir.
Bunun yanında keten ve bambu gibi doğal kumaşlar birçok yönden daha sürdürülebilirdir. Üretim süreçleri daha temiz ve atıldıklarında çevreye o kadar zararlı değildir. Buna destek olmak için, herhangi bir ürünü satın almadan önce etiketlerini okuyabilir ve sentetik yerine doğal olanları seçebilirsiniz.