Erken evlilikler cinsel sorunları doğuruyor

Güncelleme Tarihi:

Erken evlilikler cinsel sorunları doğuruyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2004 06:00

Aile Sağlığı Araştırma Derneği'nin internette düzenlediği ankete göre Türk kadınının yüzde 14'ü orgazmı tanımıyor. Yurtdışında hiç görülmeyen bazı cinsel sorunların ülkemizde hâlâ önemli problemler olması da, genç yaşta ailelerince evlendirilen kızların cinsel bilgisizliklerine bağlanıyor.

Haberin Devamı

Yaklaşık son 10 yıldır fark edilip ilgilenilmeye başlanan kadın cinselliği ve kadın cinsel sorunları, üzerinde derinlemesine araştırma yapılan konulardan biri. Artık kadın cinsel sorunlarının ne olduğunu değil, neden kaynaklandığına yönelik araştırmalara da rastlıyoruz.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Androloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat ve İrem Hattat'ın yaptığı "Sosyo-Kültürel Faktörlerin Türk Kadınının Cinsel Fonksiyon Prevelansısına Olan Etkileri" konulu araştırma da bu amaca hizmet ediyor. Halim Hattat'ın başında bulunduğu, Avrupa'da 12 ülkenin üye olduğu ESDA (Avrupa Seksüel Fonksiyon Bozuklukları Birliği) şemsiyesi altında hizmet veren Aile Sağlığı Araştırma Derneği, kurduğu internet sitesi www.esdaturkey.org'la aile cinsel sağlığı üzerine gizliliği esas alarak danışmanlık hizmeti veriyor. Sitede cinsel sağlık sorunları, tedavileri, diğer hastalıklarla ilişkileri ve kuruluşların faaliyetleri hakkında güncelleştirilmiş bilgiler verilirken forum ve sorgu çalışmaları ile değişik hasta gruplarına ulaşılıyor.

Son olarak yapılan anket çalışmasında da Türk kadınının sosyo-kültürel verileri hakkında bilgi toplamak ve bu verilerin kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluğu sıklığına etkilerini görmek amaçlandı. Ocak 2004-Mayıs 2004 arasında günde yaklaşık 95 kişinin ziyaret ettiği sitede 10 soruluk bir anket hazırlandı. Ankette demografik bilgiler, evlilik tipleri ve yaşı, coğrafi dağılım, cinsel tercih, cinsel ilişki sırasında istek, uyarı, ağrı, kayganlık, tatmin ve orgazm konularını da içeren cinsel fonksiyon soruları yer aldı. Bu soruların karşılığında çarpıcı sonuçlar elde edildi. Toplumumuzda genç yaşta yapılan evlilikler, bekaretin önemi ve evlilik öncesi cinsel eğitim eksikliği gibi sosyal ve kültürel faktörlerin kadınlarda cinsel fonksiyon sorunlarının önemli bir altyapısını oluşturduğu sonucuna varıldı.

Anketi dolduran 756 kadın katılımcının yüzde 85'ini 16-35 yaş, yüzde 13'ünü 36-55 yaş ve yüzde 2'sini 56 yaş ve üzerindekiler oluşturdu. Bu kadınların yüzde 98,1'inin heteroseksüel, yüzde 1,3'ünün homoseksüel ve yüzde 0,6'sının biseksüel olduğu belirlendi. Katılımcıların yüzde 24,8'inin hâlâ bakire olduğu saptandı.

100 kadından 14'ü orgazm yaşamamış, ilk cinsel deneyim yaşı ise 21

16-35 yaşları arasında bulunan grubun yüzde 17,2'sini evliler oluşturdu. Araştırmanın en önemli sonuçlarından biri bu gruptan geldi. Evliliklerin yüzde 67'sine ailelerin karar verdiğinin belirlendiği ankette, aile kararlarında kişinin kendi onayının çoğunlukla (yüzde 72) alınmadığı da ortaya çıktı. Tüm grupta ilk cinsel deneyimin ortalama yaşı 21 olarak saptanırken bunun Batı ülkelerine göre yüksek olduğu belirtildi.

Cinsel fonksiyon incelendiğinde katılımcıların yüzde 14'ünün hiç orgazm yaşamadığı ortaya çıktı. Cinsel birlikteliklerin yarısından azında orgazm olanların oranı ise yüzde 64 olarak belirlendi. Orgazmların yüzde 62'sinin klitoral, yüzde 19'unun vajinal, yüzde 5'inin ise hem klitoral hem de vajinal uyarılmayla gerçekleştiği saptandı.

Türk kadınının yüzde 39'u seks sırasında acı çekiyor

Acı çekmek, Türk kadınının cinsel ilişkisinin bir parçası! Katılımcıların yüzde 39'u cinsel birleşme esnasında bazen acı duyarken yüzde 6'sı her zaman acı duyduğunu ifade etti. Lubrikasyon (kayganlaşma) probleminde ise katılımcıların yüzde 36'sı bazen, yüzde 5'i ise her zaman bu problemi yaşadığını belirtti.

"Bu konuda ne yaptınız?" sorusu karşısında çoğunluğu (yüzde 33) arkadaş tavsiyesi aldığını ifade ederken, yüzde 27'si internet veya telefon hatlarına başvurduğunu, yüzde 12'si partnerinden tavsiye aldığını, yüzde 25'i ise hiçbir şey yapmadığını belirtti, sadece yüzde 3'ü medikal danışmanlık aldığını bildirdi.

Anket sonuçlarını değerlendiren Aile Sağlığı ve Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat konuyla ilgili şunları söyledi: "Yanıtlar başka ülkelerle karşılaştırıldığında çok ilginç sonuçlar çıktı. Örneğin Batılı ülkelerde kadın evliliğe kendisi karar veriyor. Bizde ise kendi karar verenlerin oranı yaklaşık yüzde 30. Ailesi karar verenlerin oranı hâlâ çok yüksek. Bunların içinde de onayı alınanların oranı yüzde 28 gibi çok düşük bir sayı. Bu ülkemizin karakteri."
İrem Hattat da, genç yaşta ergenlik çağında ailelerinin kararıyla evlenen kızların çok fazla cinsel bilgisi olmadan evliliğe adım attıkları ve bunun da beraberinde cinsel birlikteliklerine sorunlar getirdiğine parmak basmaya çalıştıklarını söyledi.

Vajinismusun (vajen kaslarının kasılarak penisin girmesine izin vermeme) yurtdışında neredeyse hiç görülmemesine karşın ülkemizde en başta gelen sorunlardan biri olduğunu vurgulayan İrem Hattat, önümüzdeki günlerde anket sorularının genişletilerek sonuçların uluslararası bir kongrede sunulacağını ifade etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!