Erkekler neden aldatır?

Güncelleme Tarihi:

Erkekler neden aldatır
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 10, 2009 11:00

'Doğru Erkeği Bulma Kılavuzu, Erkekleri Kullanma Kılavuzu, Kadınları Kullanma Kılavuzu, Aldatılan Kadının Kılavuzu, Terk Etme Oyunları Kılavuzu, Aşk Oyunları Kılavuzu', 'Kadın Tamir Servisi' kitaplarının yazarı, Boxer Dergisi'nde 'İlişki Gurusu' olarak yoluna devam eden ilhan Uçkan'la ilginç söyleşi...

Haberin Devamı

İlişkilerde en çok yapılan hatalar neler?
Sanırım en fazla yapılan hata, güven duygusunu kaybetmek. Tabii burada bahsettiğim kişisel güven. Bu olmadan bir ilişkiyi sürdürebilmek tamamen imkânsız. İnsan paranoyak olur yoksa. "Acaba beni aldatır mı, acaba beni ne zaman terk edecek" vs. Korkunç bir durum. Bir de bu güvensizliğin yarattığı kaybetme korkusu var ki daha da trajik. Öylesine yer etmiş ki içimizde, çoğu zaman karşıma son derece sevilen ve terk edilmenin çok uzağında olan kişiler geliyor. Ama böyle bir durum söz konusu değil desem bile şöyle diyorlar, "Umutsuz bir ilişki mi benim yaşadığım?". Evet umutsuz bir ilişki ama tek taraflı bir umutsuzluk bu. Ne yazık ki daha sonra hastalık bulaşıcı evreye geçtiğinden öteki de etkileniyor. Yani bir an önce önlem alınması gerekiyor.

'Kadın Tamir Servisi' çıkardığınız son kitabınız? Garantisi var mı bu servisin?
Var, kesinlikle garantisi var. Öncelikle kendimizle eğlenebilmeyi öğrendiğimiz zaman her şey daha kolay olmaya başlıyor. Garantisi özellikle üzerinizdeki gerilimi yok etme konusu.

Yıpranmış ilişkilerin tamiri mümkün müdür? İlişkinin ne şekilde yıprandığı önemli elbette. Aldatılma nedeniyle yıpranan bir ilişkide bazı şeyleri eski yerine koymak kolay olmasa da onun dahi tamiri var. Korkularınız yüzünden yıpranmışsa onun da var. Bütün mesele silkinip kendinize gelmeniz.

İlişkilerde tamiri en zor olan konu ne?
Güven kaybı sanırım. Karşımızdaki kişiye duyduğumuz güven sarsıldığı anda domino etkisi yaratıyor ve her şey sarsılmaya başlıyor. Çöküş an meselesi ya da uzun sürerse de yıpranma had safhada oluyor.

Bu servis sırasında en çok hangi yedek parçalara ihtiyaç duyuluyor?
Benim kitaplarıma ve önereceğim destek kitaplar ve yardımlara. Bunlara yedek parça demek yerine ekibin tümüne demek daha doğru olur aslında. Bazen bir psikolog ya da psikiyatr yardımı şart oluyor. Tabii söylediğimde çelişki var zannedilmesin diye hemen ekleyeyim, kendi alanlarında destek vermeleri için. Bazen bir hukukçu, bazen bir ekonomist, bazen de bir NLP uzmanı da gerekebiliyor.

İlişkiye yeni başlayan, pırıl pırıl ilişkilerin, kireç tutmamış aşkların tamir durumuna gelmemesi için öncelikle nelere önem verip, dikkat edilmeli?
Sadece aklımıza güvenmemiz yeter ve kendimize yalan söylemememize. Neyin zaaf, neyin aşk, neyin sevgi olduğunu ayırt etmeye ve sonuç olarak aslında bilgiye. Bilgi çok neşeli bir şey olabilir.

İlişkide bilmeden ya da farkında olmadan yapılan hatalar nelerdir?
Çoğu zaman hata olduğunu, bile bile yaptığımız için farkında olmadan ya da bilmeden demek zor geldi. Ama bilmeden yapılan şey hiç durmadan zamanı geri almaya çalışmak. "Eskiden bana şöyle davranırdı" diye başlayan cümleler bunun kanıtıdır. Zaman duran bir şey değil ki. Geriye de almayı hâlâ becermedik. O zaman hiçbir şeyin olduğu yerde durmadığından hareketle önümüze bakmamız ve geçen zamanı sadece pratik yapma adına haneye eklememiz gerekir.

Peki ilişkilerle ilgili en sık, en çok karşılaştığınız sorun nedir?İlginç ama insanların yaşadıkları ilişkiyi görememeleri. Değerlendirme yapamamaları. Hangi aşamada ya da hangi duygularda oldukları konusunda belirsizlik yaşamaları. Ve soruların cevaplarını hep karşıdan beklemeleri diyebilirim özetle.


Bir de "Aldatılan Kadının Kılavuzu" kitabınız var ki, tam anlamıyla bir kılavuz niteliğinde. Aldatılmayı tüm boyutlarıyla ele almışsınız. Erkekler neden aldatır diye sorsam.
Aldatılmanın hep duygusal boyuta indirgenmesi bana oldum olası saçma gelmiştir. Sadece aldatılan kişinin çektiği acılardan harmanlanan ve beslenen bir malzeme gibi ciklet edilip duruyor. Peki, sağlık boyutu, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, ya alet edilen çocuklar, peki ya hukuki haklarımız, ya zihnimizde oluşan ve yerleşen hafıza dosyaları. "Aldatılan Kadının Kılavuzu" diğer kitaplarımdan farklı, çünkü içeriği oluşturmakta destek aldığım Çocuk ve Genç Psikiyatrı, Avukat, NLP Uzmanı, ve Jinekolog var. Erkekler neden aldatır sorunuza gelince. Bunun cevabı çok kapsamlı olmak zorunda. Ama öncelikle cehaletten demek yeterli.

Bir de erkeklerin aldatması olayında akıl almayan şu durum da var. Karısını / sevgilisini çok sevdiği halde, sevdiğinin tam zıttı olan bir kişiyle aldatması olayı. Bunun temelinde ne yatıyor?
Tek kelimeyle ego bile yeterince açıklayıcı olabilir.

Aldatıldığını anlayan kişi ne yapmalı, nasıl davranmalı?
Önce bir ilişki danışmanına, sonra bir psikologa, jinekologa ve kaygan zeminden kurtulmak için bir avukata gitmelidir.

'Bana göre bir ilişkinin olmazsa olmazlarındandır terk etme oyunları" diyorsunuz. Nasıl yani? Terk etmek de terk edilmek de bir kriz aslında. Bu krizi en az zararla atlatabilmek için yapılması gerekenler ne?
Terk etme oyunları değer yaratmak için son derece gerekli. Aşk için, karşınızdaki kişinin maceracı ruhunu oyuna kışkırtmak için ve her gün yeni şeyler keşfetmek için olmazsa olmaz bir oyun. Hele ki nasıl oynayacağınızı bilmeyin, yarı yolda kalıverirsiniz. Bitmemiş bir ilişkiyi bitti zanneder gereksiz kayıplar tarihini yazarken buluverirsiniz kendinizi.

Kim bilir ne çok kişi terk etmeyi ve terk edilmeyi böyle algılamadığı için sonu hüsranla bitmiş ilişkiler yaşadı. Ama aslında tam anlamıyla kazanmadığınız ve sizi terk ettiğini söyleyen birini tam da o anda geri kazanma şansınızın ne kadar yüksek olduğunu bir bilseniz. Tek ve küçük bir hamle, minicik bir cümle ya da belli belirsiz bir mimik her şeyi tam tersine çeviriverir. Bazen bir 'Oh' demek mesela. Nasıl ve nerede diyeceğinizi bilirseniz hayatınızı değiştirebilirsiniz. İlişkileri şansa bırakmamak lazım. Böylece bırakın az zararla kriz atlatmayı, krizi kâra dönüştürebilirsiniz.

Peki ya kriz sonrasında yapılacaklar?
Kriz anında karşınızdaki kişinin tepkilerini aklınızın bir kenarına kaydederseniz bütün krizlerle pek rahatça baş edebilirsiniz. Sadece izlemek ve akılda tutmak yeterli. Yeri gelince de kullanma konusunda yaratıcı olmak lazım elbette.

İnsan; terk ettiğinde ya da terk edildiğinde çaresiz kalmasının nedeni nedir?
Köşeye sıkışma duygusu diye düşünüyorum. Ama köşeye sıkışma aslında o konuda bilginiz olmamasından kaynaklanır. Dünyada elbette çaresiz olduğumuz pek çok şey var ama terk etme ya da terk edilme asla bunlardan biri değil.

Terk ederken en çok yapılan yanlışlar nelerdir?
Karşımızdakini suçlamak, ona bir şans daha vererek pasif kalmak, vicdan azabıyla ilişkinin bittiğini söyleyememek ve uzaklaşıp ulaşılmaz olarak o kişinin bir kazanma savaşı vermesine neden olmak, kırmaktan korktuğumuz için ya da gerçek haliyle "hayır" deme özürlü olduğumuz için terk edemeyip, kötü davranmaktan utanç duymamamız. Zayıflığımızın acısını karşımızdakinden çıkarmaya kalkmak kadar ayıp bir şey olabilir mi?

İkili ilişkilerde kadın, tamamen kopamıyor. Ya da kopmak istemiyor. Neden?
Erkekler de kopamıyor. Çok sayıda ünlü örnek de verilebilir. Tabii erkeklerin ve kadınların kopamamasının farklı sebepleri var. Erkek, 'Helalim' diye tekelinde tutmaya, harem kurmaya meylediyor. Kadınlar da bazen ekonomik, bazen yerine yenisini koyamama, bazen de kaybetmenin dokunduğu hassas noktaları, yaraları tedavi edememekten. Belki de yüzleşmekten korkmak demek daha açıklayıcı olabilir.

Boxer'da 'İlişki Gurusu' olarak yazılar yazıyorsunuz. Erkeklerin kadınlarda asla anlayamadığı konular neler?
Aslında tek hatırlamaları gereken konu kadınların bir periyodu olduğu. Bunu hatırladıklarında her şey çok kolaylaşacak. Ve zor ama vücut dilleri kadınların konuştuklarından daha doğru şeyler söyler. Tabii ritim de çok önemli. Elbette bu karmaşık dilleri okuyabilecek bilgi de gerekiyor.

Peki ya kadınların erkeklerde.
Onların şefkate, korunmaya, kollanmaya ve idare edilmeye ihtiyaçları olduğunu hiç anlamak istemiyoruz.

İlişkilerdeki sorunların büyük bölümünün kaynağının neler olduğunu düşünüyorsunuz?
Kirlenmiş bilgiler demek en kısa tarif olur bence. Birine "Belim ağrıyor" deyin, size mutlaka uzun uzun fıtık hikayeleri anlatır. Birine "Evleniyorum" deyin, daha uzun bir söyleve de hazır olun. Birine 'Çocuk istiyorum" deyin, çocuğu olsun ya da olmasın uzun uzun zahmet, maddi sorunlar ve daha bilumum ezbere cümle dinleyin. O çok konuşan ve olur olmaz konuşanlara kitap, köşe yazdırın. Zengin ve ünlü olacakları garantidir. Bilginin içeriği değil, konusu önemlidir onlara göre.

Hürriyet/Melike Birgölge


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!