Güncelleme Tarihi:
Maske takılması koronavirüse karşı hayati bir önlemdir. Hastalık oranının maske takan toplumlarda daha düşük olması bunu göstermektedir. Toplu taşıma araçlarında maske ve mümkünse koruyucu siperliği takmak daha etkili olacaktır. Birkaç gün önce yayınlanan 16 ülke ve 172 bilimsel makalenin derlendiği bir yazıda en az 1 metre sosyal mesafenin koruyucu olduğu gösterildi. Bu makalede en fazla hava yoluyla bulaştığı gösterilirken, el yıkamanın ilave yararlar sağladığı ifade edildi. Tek başına hiçbir yöntem koruyucu değildir. Temizlik, maske ve mesafe bir arada olduğunda risk sıfırlanmasa da olabilecek en düşük noktaya iner. Basitçe TMM (Temizlik, Maske, Mesafe) kuralına uyulduğunda bu iş tamamdır.
Toplumda maske maalesef doğru kullanılmıyor. Sosyal medyada, sokakta, toplu taşıma araçlarında çoğu zaman yanlış kullananlar var.
Ama çoğu zaman burun açıkta kalıyor, maske çene altına iniyor. Böyle örnekler çok. Sosyal medyada maskeyi yüzüne takıp uyuyan bile gördük. Bunlar yanlış kullanımlar ve fayda vermez. Maske kullanımında hava akımıyla ağza girecek virüsler maskenin ön yüzünde toplanır, ön yüze mümkünse dokunulmadan çıkarılmalı ve tekrar takılmalıdır. Virüs göz yoluyla da bulaşabilmektedir. Maskeyle göz kapatmak-uyumak, maskenin ön yüzünü tutarak çıkarmak ve hepsinden önemlisi ulu orta olmadık yerlere atmak maskeden beklenen verimin kaybına neden olmaktadır.
Hastalıkta her zaman ikinci dalga ihtimali var. İran'da 800'lere inen günlük sayının tekrar 3 binlere çıkması bunun önemli bir örneği. Bu hafta yeni normalleşme ile en fazla vakaya sahip olan İstanbul’da sahiller ve caddeler doldu, maske ve mesafe konusunda özen gösterilmediği görüldü. Hafta sonu kısıtlama olmaması, gelecek hafta ortaya çıkacak vaka sayısının çok önemli kılıyor. Bu da ikinci dalga için potansiyel risk taşımaktadır.
Haftaya yeni vaka sayısı artmazsa kurallara uyanların bile etkili olduğunu veya yüksek bağışıklık geliştiğini düşündürür. Ayrıca 2. dalga konusunda da fikir sahibi olacağımızı düşünüyorum. Haftaya vaka sayısında öngörülenden fazla artış olmazsa 18 yaş altı ve 65 yaş üstü kısıtlamanın kaldırılması masaya yatırılmalıdır.
Tartışmalı bir konu, farklı görüşler var ancak bir hususun da altını çizerek belirtmek gerekirse yeni pik ve dalgalanmaları Kovid-19 değil, toplum belirlemektedir.