Güncelleme Tarihi:
İlkbahar ve yaz ayları diyetler açısından oldukça hareketli geçiyor. Gazetelerden, dergilerden diyet haberleri kesiliyor, arkadaşlardan reçeteler alınıyor, porsiyonlar küçültülüyor, yasaklı yiyeceklerin listesi çıkarılıyor, tatlılara ve pastalara elveda deniyor. Bir süre gayet başarılı devam eden diyet, günün birinde iştahınıza yenik düşüyor. Ve siz pişman olacağınızı bilseniz dahi kendinizi o en sevdiğiniz çikolatalı pastadan bir parça tatmaktan alıkoyamıyorsunuz. Her yolu denemenize rağmen eğer iştahınızı kontrol altına alamıyorsanız bazı konuları gözden kaçırıyorsunuz demektir. İşte size yardımcı olacak ipuçları! Beyin, vücudunuzun enerjisinin azaldığını fark ettiğinde, aç olduğunuzu hissetmenize yol açan kimyasal maddeler salgılıyor. Beynin bu kimyasal maddeleri salgılayan kısmı, aynı zamanda duyguları da kontrol ediyor. Bu yüzden de sıkıldığımız veya kendimizi kötü hissettiğimizde hemen buzdolabına koşuyoruz. Ayrıca yemeklerin tadı, kokusu veya görüntüsü de açlık duygusuna sebep oluyor. İştahınızı kontrol etmenin başlıca adımı, gün içinde az ama sık öğünler yemek. Ne yaparsanız yapın yine de atıştırmaktan vazgeçemiyorsanız sağlıklı karbonhidratlara yönelin, çünkü sağlıklı karbonhidratlar sindirim sisteminde daha uzun süre kalır ve şeker seviyenizi yavaşça yükselterek kendinizi daha uzun süreli tok hissetmenizi sağlar. Sağlıklı yaşamın olmazsa olmazlarından biri de su içmek. Su, tokluk hissi verdiği için günlük diyet listenizde mutlaka olmalı. Üstelik vücut susuz kaldığında, beyin açlık hissine benzeyen sinyaller gönderiyor. Yiyecekleri uzun süre çiğnedikten sonra yutmak da beynin vücuda giren besinleri farketmesi için zaman tanımak anlamına geliyor. Üstelik bu şekilde tat alma duyusu da tatmin oluyor. Böylece insanın doyduğunu anlamasıyla, yemeye son verme arasındaki zaman kısalıyor. Fazla yemekten kaynaklanan sindirim sorunlarından da kurtulmuş olunuyor.