Diyeti bozmanızın nedeni arkadaşınızsa...

Güncelleme Tarihi:

Diyeti bozmanızın nedeni arkadaşınızsa...
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2010 06:00

Restoranda arkadaşınla birlikte yemek siparişi vermek üzeresin. Sen, kremalı jambonlu spagetti düşüncesiyle ağzının sularını akıtırken bir anda kendine itiraf ediyorsun: "Hayır, yapmamalıyım!". İşte o anda arkadaşın garsona tam olarak aynı yemeğin siparişini veriyor. Sen de arkasından "İki olsun" diye ekliyorsun.

Haberin Devamı

Yakın arkadaşların kararlarının bizim üzerimizde aslında çok eğlenceli bir etkisi var. Onların kararları o kadar önemli ki Dünya Sağlık Örgütü, insan sağlığı üzerindeki arkadaş faktörüne genetik ve gelir düzeyi faktörleri kadar önem atfetmiş. Arkadaşların birbirinin beslenme ve sağlık alışkanlıklarına etki etmesi Healthy People 2010 raporunda bile işlenmiş. Sigara içmek, grip aşısı olmaya karar vermek ve vitamin almaya başlamak sosyal çevreden bulaşan davranışlar. Ancak arkadaş çevremizin etkisini en çok hissettiğimiz zamanlar yemek, içmek ve egzersiz saatleri.

(Sözde) Dalga etkisi
Hızla kilo alan bir arkadaş sahibi olmak senin de yüzde 57 oranında o yolda ilerlemene neden oluyor. Bunu yaptıkları bir araştırma ile ortaya koyan ikili sosyal ağlar üzerine 10 yıldır çalışmalar gerçekleştiren Harvard Üniversitesi'nde Sosyoloji Profesörü Nicholas Christakis ve Kaliforniya Üniversitesi'nde Profesör Doktor James Fowler. Fowler, bu konuda "Bilinçli ya da bilinçsiz olarak, insanlar ne kadar yiyeceğine ya da ne kadar kilonun fazla kilo olduğuna başkalarına bakarak karar veriyor" diyor.



Aslında tatlı mönüsüne bakmaya gerek bile görmezken yemeğin ardından brownie sipariş eden arkadaşlarına katılıp sen de fikrini bir anda değiştirebilirsin. Hatta bazı durumlarda yemek konusunda teslim olacağımız ilişkiler bile geliştirdiğimiz oluyor. UCLA Centre for Human Nutrition'dan Susan Bowerman'e göre pek çok kadının sadece "Berbat bir gün geçiriyorum ve birkaç tane kızarmış patates yersem daha iyi olacağım" demek için "yemek arkadaşları" bulunuyor.

Sosyal çevre içki içme alışkanlıklarına da çok fazla etki ediyor. Alkol, fazlasıyla nam salmış bir diyet düşmanıdır. (Eğer Martini'den sonra baharatlı cipse hayır diyebiliyorsan o ayrı.) Pennsylvania Üniversitesi araştırmalarına göre içki içmek risk kategorisinde bulunuyormuş. Çünkü arkadaşları içtiyse içki içme isteği iki katı artan katılımcılarla karşılaşılmış. Bu kadar çabuk etkilenip kendimizi bırakmamızda fiziksel bağlantının etkisi olabilir. Emory Üniversitesi Psikiyatri ve Ekonomi Profesörü Doktor Gregory Berns araştırmalarının ardından şu sonuca ulaşmış: Başkalarından etkilendiğimiz zaman, beynimizin bilinçli kararlar veren bölümü harekete geçmiyor. Bunun yerine kafanın arkasında yer alan bir bölüm (occipital lob) harekete geçiyor (ki burası görme fonksiyonuyla ilgili olan kısımdır.) Türkçesi: Bizim için iyi olacak şeye odaklanmak yerine (bir elmayı ısırdığımız an) başkalarının o sırada ne yaptığına odaklanıyoruz (birinin çikolatalı pastadan ısırık alması).

Sağlıksız yarış
Arkadaşının yaptığını aynen kopya etmen o kadar da kötü değil çünkü kötülerden etkilendiğin gibi dostlarının iyi davranışlarından da aynı oranda etkilenmeye açıksın. Eğer herkes salata sipariş ediyorsa, burger ve patates kızartması isteyip savurganlık yapan kişi olmak istemezsin. Aynı şey içecekler için de geçerli. Toronto Üniversitesi'nde bulunan Profesör Doktor Patricia Pliner, başka insanlar üzerinde olumlu etki bırakmak istediğimizi ve buna uygun olarak davranma eğiliminde olduğumuzu belirtiyor.

Hayranlık uyandırıcı değil mi? Bu yemek sahnesinin aslında bir de alt metni bulunuyor. İki kız arkadaş birbiriyle yarışma halindeyken (erkekler, iş ya da notlar üzerine olabilir) yemek masasında bu rekabet açıkça ortaya çıkar. Az yemek yemek de üstünlük sağlama çabasının farklı bir şeklidir. Pliner, konu üzerinde çalışırken enteresan bulgular elde etmiş. Örneğin kadınlar çeşitli beceri kategorilerini içeren rekabetlerini tamamladığında yenilgi aldığını düşünen taraf öğle yemeğinde karşısındakinden daha hafif bir yemek sipariş ediyormuş: "Kadınların kazanma yollarından biri bu". Başka araştırmalar ve farklı bulgular da var: 24 saat boyunca açlıktan kıvranan kadınlar bile yemek zamanı geldiğinde en fazla arkadaşının yediği kadar yemek yiyor (300 kaloriye kadar düşen bile olmuş).

Konu arkadaşını baltalamaya geldiği zaman işler daha da çirkinleşiyor. Örneğin rejimde olan arkadaşına patates kızartması yemek için ısrar etmen ya da o günlük spora gitmeyi boş vermesini söylemen gibi... Bowerman, "Dikkatli seçimler yapıp hafif yemekler yiyen birini izlerken kendi kilomuz ve kendi mücadelemizle ilgili düşüncelere kapılmaktan hoşlanmıyoruz. Onun da bizim gibi olmasını istiyoruz" diyor.



Kendi takvimini belirle
Bilinçli arkadaşlarla takılmak zayıf kalmanı sağlar. Ama yeni komşular ve yeni iş arkadaşlarının olduğu farklı bir ortama girdiğinde yaşayacağın sosyalleşme bambaşka etkiler yaratacak çünkü yeni arkadaş grubun elmayı sadece elmalı turtanın içindeyken yiyor. Bu durumda ne yapacaksın? Kendine yeni jean'ler mi alacaksın? Tabii ki hayır. O yüzden yemek konusunda mantıklı seçimler yapmak için kendini zorlamanın zamanı geldi. British Columbia Üniversitesi, Pazarlama Bölümü'nde Doçent Brent McFerran, diğerlerinin bizi ne kadar fazla etkileyebildiğinin farkında olmanın bile önemli bir adım olduğunu söylüyor. "Kalabalığı ne gibi durumlarda takip ettiğini çözebilirsen izlediğin yolu doğru olanla değiştirme şansın da o kadar çok olur." Mc Ferran'ın önerileri ise şunlar: İşe öğle yemeğini götür. İlla dışarıda yiyeceksen ilk sipariş veren sen ol. Seni özgür hissettirecek olan bu davranış uzun vadede daha sağlıklı ve mutlu olmanı sağlayacak.

Women's Health

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!