Diyet masaya yatırıldı

Fazla kilolar çağın en büyük sorunlarından biri haline gelirken Britanya'da yayımlanan Observer gazetesi, birbiri ardına moda olan diyetlerin eğrisine doğrusuna göz attı.

Gazetenin Britanya Yeme Bozuklukları Merkezi'nden aldığı verilere göre, ülkede son 10 yılda kadınların üçte ikisi ve erkeklerin üçte biri diyet yapmaya başlamış. Nüfusun yarısından fazlası ise aşırı kilolu. Bu, sadece Britanya için geçerli değil. Ancak Britanya Diyetisyenler Derneği ve Amerikan Kanser Araştırmaları Merkezi'nin uyarısı, bazen diyet yapmanın, fazla kilolu olmaktan bile zararlı olabileceği doğrultusunda.

Örneğin Britanyalı biyokimyager Bill Robertson, ünlülerin diyeti olarak bilinen ve faydalı olup olmadığı uzun süredir tartışılan Atkins diyetinin, idrardaki kalsiyum oranını artırarak böbrek taşına davetiye çıkardığını söylüyor.

Atkins diyeti, yaratıcısı olan Dr. Robert
Atkins'in bu yılın başında ölümünün ardından bazı araştırmalarla aklanmıştı. Ancak diyetle ilgili tartışmalar bitmiyor. Britanya Diyetisyenler Derneği'nin sözcüsü Amanda Wynne, Atkins diyetinin sebze, meyve ve karbonhidratları keserek, kalp rahatsızlıkları ve kansere açık kapı bıraktığını savunuyor. Ayrıca bu tür diyetleri uygulayanlar günlük kalori alımlarını 1000 kalori ya da daha aza çekiyor. Bu yüzden vücutta depolanmış olan karbonhidrat daha hızlı yanıyor ve vücut tekrar enerji sağlamak için yağ yakıyor. Ancak bu tercih edilen bir metabolizma işleyişi değil. Bunun sonucunda bünye zayıflıyor, mide bulantıları ve ağız kokusu gibi problemler ortaya çıkıyor. Ayrıca Atkins gibi, doymuş yağ oranı açısından yüklü diyetler kolesterolü yükseltip kalbi tehlikeye atıyor.

Açlığın intikamı acı

Rejim konusunda 'Eat Fat Get Thin' (Yağlı ye, zayıfla) adlı bir kitap yazan Barry Groves, Atkins diyetinin kadınlara çekici geldiğini, çünkü çabuk kilo verdirdiğini söylüyor. Bu diyette ilk iki hafta içinde günde yalnız 20 gram karbonhidrat alıyorlar. Ancak hızlı kilo vermek metabolizmayı yavaşlatıyor. Diyetin ardından eski yeme alışkanlığına dönülmesiyle tekrar kilo alınıyor.

Gazete buna bir de çarpıcı örnek vermiş: "İkinci Dünya Savaşı sırasında yapılan bir araştırmada, 36 genç deneğe altı ay, günlük yiyeceklerinin yarısı verildi. Denekler yemek konusunu takıntı haline getirirken hayata karşı ilgileri de azaldı. Araştırma sona erdiğinde denekler aşırı yemeye başladı ve bunun etkileri yıllar boyu sürdü."

Wynne, doğru diyet şeklinin düşük yağ içeren bir diyet olduğunu söylüyor. Günde 30 dakikalık, çok ağır olmayan egzersiz de yeterli.

Acaba yağ mı gitti, su mu?

South Beach diyeti: ABD'de popüler. Ekmek, patates, dondurma ve şekeri yasaklıyor, bol et ve peynir yenebiliyor. Alkol yasak. İki haftada altı kilo vermeyi garantiliyor. Ancak eleştirmenlere göre verilenler yağ değil su.

Bölgesel diyet: Yüzde 40 karbonhidrat, yüzde 30 protein, yüzde 30 yağ tüketimini öngörürken kalori sınırı 1000. Ancak eleştirmenler günde 1000 kaloriyi yetersiz buluyor.

Greyfurt diyeti: Bu diyete göre greyfurt yağ yakıcı enzimler içeriyor. Bu diyette her öğünden önce yarım greyfurt yemek gerekiyor. Ve günde sadece 800 kalori almak gerek. Kafein serbest. Ancak işin gerçeği şu: Greyfurt aslında yağ yakıcı enzim içermiyor.

Lahana çorbası diyeti: İki haftada yedi kilo vermek garanti, çünkü sadece bu çorba içiliyor. İki haftanın sonunda baygınlık geçirme tehlikesi de cabası.

Atkins diyeti: İstenilen kadar et ve yağ yenebilir ama karbonhidratlar yasak. Ekmek ya da meyve yok. Hollywood ünlülerinin diyeti.

Kan grubu diyeti: Her kan grubuna göre diyet çeşitleri var ancak eleştirmenler 'Tamamen yalan' diyor.

Scarsdale diyeti: Karbonhidratı düşük tutan diyet, vücuttaki kimyasal reaksiyonlara dayandırılıyor. Mineral ve vitamin kaybına sebep oluyor.

Susanne Somers diyeti: Protein ve karbonhidratların beraber tüketilmemesi gerektiği üzerine kurulu. Eleştirmenler diyete adını veren kişinin beslenme konusunda güvenilirliği olmadığını söylüyor.