Diyet haplarıyla riskli zayıflık

Güncelleme Tarihi:

Diyet haplarıyla riskli zayıflık
Oluşturulma Tarihi: Nisan 28, 2008 06:00

Sağlıklı kilo verebilmek için öncelikle cesaret ve irade gerekiyor. Bunların olmadığı noktada ise çare diyet haplarında aranıyor.

Haberin Devamı

Şişmanlar, dünyanın 'yeni siyahlar'ı sanki! Ama bu baskıya rağmen zayıflamak kolay iş değil. Sağlıklı kilo verebilmek için öncelikle cesaret ve irade gerekiyor. Bunların olmadığı noktada ise çare diyet haplarında aranıyor.Sıfır beden devriGenç kızlar sıfır beden kıyafetlerin içine girebilme peşinde. Sonuç olarak, herkesin kendini şişman olarak gördüğü bir dönemde yaşıyoruz. O kadar ki bu kış sezonu için tasarımcılar, sıfır beden kadınlardaki artıştan ilham alarak aşırı hacimli, yumurta modelli, kadını kalçalı gibi gösteren (!) kıyafetler tasarladılar. Balon gibi elbiseler ve çırpı bacaklar pek 'in' anlayacağınız... Zayıflığı kafasına takanların yapmayacakları şey yok! Kimi yemiyor, kimi yediklerini kusuyor; yeme isteğini tutamadığını söyleyenlerin kaçış noktası ise tokluk hissi veren besin takviyeleri. Dost sohbetlerinde, diyetisyen isimleriyle birlikte Avrupa'dan yeni gelen diyet hapları konuların başını çekiyor. Hele bir eczaneye girip raflara bakmayagörün, zayflamaya yarayan içecekler, suya karıştırılan toz halinde besin takviyeleri, su atıcı haplar, tok tutan diğerleri...Reçetesiz satılıyorAslında obezite tedavisinde kullanılan yağ atıcı ya da tok tutucu ilaçlar da eczanelerde reçetesiz satılıyor, onları deneyenlerimizin sayısı da azımsanacak gibi değil. Ancak şimdilerde asıl artış besin takviyesi olarak adlandırılan ve ilaç olarak kabul edilmeyen ürünlerde. Malum eczanelerin rafları çeşit çeşit besin takviyesiyle dolu. Kaç çeşit ürün var dersiniz? Bu soruyu, Türk Eczacılar Birliği Başkanı Mehmet Domaç, ellerinde diyet ürünleriyle ilgili ayrıntılı bir çalışma olmadığını belirtiyor. Ama görüşmemizin ardından bu konuda ayrıntılı bir çalışma yaptıracağını da sözlerine ekliyor.Zayıflayan siz değil, cüzdanınız! Dr. Muzaffer Kuşhan ise besin desteği adıyla piyasaya sunulan ürünlere çok karşı. "İncelmek düşünceyle başlar/açlık hissine son/48 saatte çözüm gibi sloganları olan ürünlerin içinde genellikle yeşil çay, siyah çay, zencefil, arpa, frenk üzümü, hindiba, yulaf özü var.Bana göre bunlar, davultozu minare gölgesi! Bunların zayıflatmada hiçbir etkisi yoktur! Şişmanın iki zaafı vardır: Yediklerinden vazgeçmek istemez ve tembeldir, hareketi sevmez. Bu uyanıklar, bunları kullanarak insanları kandırıyorlar. Bunların ne faydası ne zararı var. Besin desteği olarak ithal ediliyorlar ve sadece kiloluların cebini zayıflatıyorlar!" Bu arada Dr.Kuşhan, Amerika'da yapılan bir araştırmayı referans göstererek, kilo vermek isteyenlerin yüzde 95'inin "aldatmaca" olarak nitendirdiği bu yöntemlere başvurduğunu da söylüyor. Ayrıca yan etkilerini gözeterek zayıflamada hiçbir ilacın yerinin olmadığını da ekliyor. Şu anda bir diyet furyası var, diyen uzman diyetisyen Selahattin Dönmez ise Amerika'da özellikle alternatif tedavi kullanım sıklığının 1990'da yüzde 33 iken 1997'de yüzde 42.1'e çıktığı bilgisini veriyor. Diyet destekleyicilerini en fazla kullanan ülke ise Almanya. Halkın yüzde 50'si kullanıyormuş. "Amerikan Diyetisyenler Derneği diyet destekleyicilerin sağlıklı beslenme içinde yer almayacağı görüşünde. Bu konu, dünyanın her yerinde tartışma yaratıyor. Ben de katılıyorum" diyor Dönmez. Kendi tedavilerinde asla diyet destekleyicisi kullanmadığını sözlerine ekliyor ve ama bir noktada da "olabilir" diyor. Bütün bunlar gerçekten aklımızı karıştırıyor. Bir yanda diyet ilaçlarının birini bırakıp diğerine başlayan, birbirine yeni ürün isimleri tavsiye eden arkadaşlar, eczanelerde izinli bir şekilde rafları dolduran ürünler; diğer yanda aman ha diyen doktorlar...İşin uzmanlarına danışınca, bu tip zayıflamaya yardımcı ilaçlara el sürülmesin, dense de eczanelere ve mail kutuma her gün düşen 'yepyeni' 'mucizevi' 'inceltici' ürünler yorumu size bırakmamı söylüyor!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!