Güncelleme Tarihi:
Türkiye'de yüzde 14, yani 7 milyon kişide diyabet olduğu tahmin ediliyor. Diyabet hastaları oruç tutarken hiperglisemi (yüksek kan şekeri) ya da hipoglisemi (düşük kan şekeri) yaşayabilirler.
Tip 1 diyabetli hastalar oruç tutmamalı
Diyabet hastalarında oluşabilecek üçüncü bir risk dehidratasyon yani sıvı kaybıdır. Çok yüksek riskli hasta popülasyonu Tip 1 diyabetli hastalar, yani günde 4 sefer insülin yapmak zorunda olan ve ara öğünlerini saati saatine uygun olarak düzenlemesi gereken hasta gruplarıdır. Doktorlar, bu grupların oruç tutmasını istemiyorlar.
Bunun dışında gebelik diyabeti olan hastaların, kan şekeri 250'nin üstünde olan ve ortalama 3 aylık hemoglamin A1c değerinin yüzde 8 ve üzerinde olan hastaların, ek kronik rahatsızlıkları bulunanların da oruç tutmaları riskli
Bazı hastaların doktor kontrolünde oruç tutmak mümkün
Tip 2 diyabet hastaları ise gözetim altında oruç ibadetini yerine getirebilir. Şeker düşürücü hap kullanan hastalar doktor kontrolünde oruç tutabilir. Oruç tutarken bazı insülin salgılatıcı ilaç grupları hipoglisemi (şeker düşüklüğü) yaratabilir. İlaçları kesmek ya da dozunu ayarlamak gerekebilir. Şekeri düşürürken böbrekten idrar atılımını da arttıran bazı ilaç grupları da bu kapsama girer, dozlarını ayarlanması önemlidir. Bu yüzden muhakkak hekimleri ile ramazan öncesinde iletişime geçmeleri gerekiyor.
Oruç tutacak hastalar nasıl beslenmeli?
Sahuru kahvaltı gibi düşünülebilir. Hafif bir kahvaltı yapılabilir. Sıvı alımı çok çok önemlidir. Diyabet hastalarında dehidratasyon (sıvı kaybı) riski çok fazladır. O yüzden çok fazla su içmelerini önerilir. İftarda da çok yüklenilmemelidir.
Özellikle şekeri çok arttıracak glisemik indeksi yüksek gıdalardan uzak durulmalı. Yemekler yavaş yenmeli. İftar ile sahur arasında ara öğün yapılması öneriliyor. Bir anda yüklenip de kan şekerini çok arttırmak da tavsiye edilmiyor.