Güncelleme Tarihi:
“Diyabet cerrahisinin temeli DS (Duodenal Switch) ve BPD (Biliopankreatik Diversiyon) gibi metabolik cerrahi yani obezite cerrahisi operasyonlarına dayanıyor. Metabolik cerrahi yöntemler ile ince bağırsağın önemli bir bölümünün gıda geçişi kapatılarak devre dışı bırakılması sağlanıyor. Metabolik cerrahi ile obezite cerrahisi arasındaki en önemli fark, ince bağırsağın bypass işlemiyle devre dışı bırakılmamasıdır. Bunun yerine, metabolik cerrahinin tüm mekanizması, bir transpozisyon / yerleştirme prosedürü aracılığıyla hormonal değişikliklere ulaşmaya ve bu değişikliklerden faydalanmaya dayanır. Metabolik cerrahinin bir başka farkı, bu hormonal değişimi, obez olmayan tip 2 diyabet hastaları için kilo kaybından bağımsız olarak yapabilmesi ve kan şekeri kontrolündeki olumlu etkisidir. Tıbbi uygulamada bu etkileri elde edebilen iki metabolik cerrahi prosedürü vardır. Bu işlemlerden birisi İleal Transpozisyon (IT), diğeri Transit Bipartisyon (TB). Bu prosedürler diyabet tedavisinde oldukça etkili sonuçlara sahiptir. Ayrıca daha düşük Vücut Kitle İndeksi (VKİ) olan tip 2 diyabet hastalarına da güvenle uygulanabilir.”
“Her iki operasyon kompleks olarak uygulanır. İlk olarak tüp mide ameliyatı gerçekleştirilir. Bunun üç ana sebebi vardır. İlki midenin açlık hissinden sorumlu olan ghrelin bölgesini almaktır. İkinci olarak da midenin boşaltılmasını hızlandırmaktır. Böylece yiyeceklerin daha kısa sürede ince bağırsağa ulaşması sağlanır. İnce bağırsak tarafından salgılanan hormonlar daha hızlı harekete geçer ve bu sayede doygunluk hissi oluşur. Son olarak ise gastrik genişleme önlenir. Böylece, sleeve gastrektomi ile kalori alımı sınırlandırılır, sindirim sürecinin erken safhasında ince bağırsağın ileum bölgesine giren gıda maddesinin pozitif hormon düzeyleri artırılır. Pozitif hormonların artması, sadece insülinin etkinliğini artırmakla kalmaz, aynı zamanda doyum hissine ve gıdayı sindirmeye de katkı sağlar.”
Diyabet cerrahisinin etkisi nedir?
“Transit bipartisyon (TB) operasyonu sırasında, duodenum devre dışı bırakılmaz, ancak bu bölüme gıdanın geçişi sınırlanır. Bununla birlikte TB, özellikle obez tip 2 diyabet hastalarında oldukça etkili bir prosedürdür. Obez olmayan hastalar üzerindeki etkinliği henüz kanıtlanmamıştır. TB prosedürünün en önemli avantajı, gıda geçişinin tüm ince bağırsaklar boyunca devam etmesi ve duodenumun devre dışı bırakılmamasıdır. Bu prosedürde ince bağırsak ve kalın bağırsak arasındaki bağlantı noktasından belirli bir kısım cerrahi operasyonla alınır. Bu sayede ince bağırsağa direkt gıda geçişi sağlanır.”
“Daha önce hiç ameliyat olmamış diyabetik ve özellikle obez diyabetik hastalarda Vitamin D ve Vitamin B1 (tiamin) eksiklikleri oldukça yaygındır. Aynı hasta gruplarında demir eksikliği de görülmektedir. Transit bipartisyon operasyonu geçiren hastalarda bu vitamin ihtiyacı %10'un altına düşer. Hastaların yaklaşık %95'i herhangi bir takviye olmadan hayatını sürdürebilir. Sonuç olarak hastalar hem fazla kilolarından hem de diyabet rahatsızlığından kurtulabiliyor.”
Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Kamil Gülpınar