Güncelleme Tarihi:
Diyetinizi evinizde, iş ortamınızda kısacası alışık olduğunuz çevrelerde rahatlıkla sürdürüyorsunuz da deplasmana çıktığınızda mı tökezliyorsunuz?
Çevresel uyaranlar, tarik eden yüksek kalori yemekler sizi yolunuzdan mı çıkarıyor? İşte bu gibi durumlarda hazırlıklı olmak, hataya düşmemek için nasıl davranmanız gerektiğini bilmek çok önemlidir.
Dışarıda yemek yerken de kontrollü gitmek, diyetinize ihanet etmeden doğru seçimler yapmanız mümkün yeter ki isteyin ve menünün dilinden anlayın.
Küçük bir farkla süper menü ister misiniz? Kahvenizin yanında 1 dilim cheesecake alır mısınız?
Bir pizza alana ikincisi bedava şeklinde tuzaklar ya da arkadaşlarınızla çıktığınız bir akşam 'Bugün ye yarın diyete girersin' kandırmacaları ya da 'Bütün hafta çalıştım bugün kendime ödül vereyim' psikolojisi ile fazlaca yemek her dışarı çıkanın karşılaştığı sorunlardan sadece bir kaçıdır, korkmayın yalnız değilsiniz.
1. Mönünün dilini doğru deşifre etmeyi öğrenin. Bunun için özellikle aşağıdaki pişirme yöntemleri ile hazırlanmış yemeklerden uzak durun.
Au gratin (ograten): Peynir, un ve yağ soslu.
Bearnaise: Beyaz şarap, yumurta sarısı, soğan, sirke, tereyağı ile hazırlanan soslu.
Hollandaise: Yumurta sarısı, sirke, tereyağı ve limon suyu karışımıyla hazırlanmış.
Escalloped: Yemeğin, üzerinde ekmek kırıntısı ve sos ile fırınlanması.
Salamura, tütsülenmiş, marine edilmiş, soya ve krema soslu, veya bilmediğiniz, garsonun da tarif edemediği karışımlardan, tereyağında kızartılmış, galeta unlu, mayonezli, derin yağda kızartılmış yemeklerden uzak durun.
2. Dünya mutfaklarını keşfetmek isteyenler için aşağıdaki tavsiyelere dikkat edin.
Japon mutfağı: Sadece sushi yiyerek doymayı beklemeyin, önden miso soup (yosun ve tofu ile) ve/veya soya filizi/çin lahanası salatası tüketin, ana yemek olarak 6 adet sushi veya 8 sashimi (tuna, levrek, somon tercih edilebilir, yılan balığı ve avokadodan uzak durulmalıdır) sipariş edin.
Çin mutfağı: Sağlıklı ve uzun yaşamları sağlık idolu olan Çinlilerin mutfağı özellikle ülkemizde Türk damak zevkine göre modifiye ediliyor gibi gelmiştir bana hep. Son derece yağlı, düşük karbonhidratlı bir örüntüye sahip yemek kültürlerinde en sevdiğim seçimler sebze çorbaları, wokda pişen (tabii ki yağsız) sebzeler, buharda pişirilmiş wontonlar, pilavlar ve de sebzeli et/tavuk/balık yemekleridir. Ancak bunların arasında nasıl bir kombinasyon yapacağınız çok önemli.
Amerikan tarzı restoranlar: Ne seçim yaparsanız yapın tabağın sadece yarısını yiyin, yoğun soslu, kızartma ağırlıklı seçimlerden uzak durun.
Not: Kesinlikle Meksika esintileri olan salata veya yemekleri sipariş etmeyin. Genelde kızarmış tortilla ve yüksek kalorili sosların kullanıldığı bu mutfak diyeti sabote eder.
İtalyan mutfağı: Önden servis edilen zeytinyağı tabağı, foccacio ekmek ya da grisinileri pas geçin. Hamur ağırlıklı olan bu mutfağın iştah açıcıları da doğru alternatifler içerebilir. Tatlı, şarap tüketmemeye dikkat edin.
3. Kalori tuzaklarından kaçmak için kendinize kolay çözümler bulun. Tatlı mönüsü ile gelen garsonu kibarca reddedin. Görmek, aslında aklınızda olmayan kışkırtıcı tatlıları yemenize neden olabilir. Unutmayın gözden uzak mideden de uzak.
4. Porsiyon kontrolü yapın. Porsiyon miktarlarının kısıtlayabilmek için bir arkadaşınızla yemek paylaşmaya gayret edin ya da tabağın yarısını daha servis edildiği anda ayırın dilerseniz bunu başka bir öğün için paketletip eve götürün. Bu yöntem, yani yemeğin sizinle geleceğini bilmek tekrar yiyebileceğinizi bilmek psikolojik olarak da telkin edici olacaktır.
Diyetisyen Berrin Yiğit
Akkavak Sok. Halil Bey Apartmanı
No: 31 D: 29 - 30 Nişantaşı
(0212) 291 75 15 – 16