Güncelleme Tarihi:
Halk arasında uygulanan tuzlu suyu buruna çekmek ve denize girmek gibi davranışların sinüzit hastalığında yardımcı tedavi olarak kabul gördüğünü ifade eden Koyuncu, şunları söyledi:
“Yapılan çalışmalarda deniz suyu ve tuzlu su gibi yardımcı tedavilerin burun akıntısını azalttığı, burun hava geçirgenliğini artırdığı ve hastanın kendisini daha sağlıklı hissetmesini sağladığı görülmüştür. Ancak kesinlikle bunlar birebir sinüziti geçiren yöntemler değil. Asıl tedavi ise antibiyotiklerle yapılıyor.
Evimizde tuzlu su yapıp buruna çekebiliriz veya eczanelerde satılan deniz sularını alabiliriz. Bu uygulamaların hastanın kendisini daha sağlıklı hissetmesini sağladığı görülmüştür. Hasta daha rahat nefes alıp veriyor. Özellikle solunumun rahatladığı ispatlanmıştır. Tuzlu suyun hastaya hiçbir zararı yok. Hasta tuzlu su kullanarak kesinlikle konfor hissedecektir. Tuzlu su kullanarak burnu açılacak ve rahat nefes alacaktır. Sinüzitte hastanın en önemli sıkıntısı hastanın rahat nefes alamaması, burun tıkanıklığıdır.”
Sinüzit mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu dile getiren Koyuncu, “Sinüzit hastanın bütün konforunu düşürür. İş gücü kaybı yapar, insanın etrafıyla ilgisi kesilir, huzursuzluk, iş yapmada ve işe gitmekte zorluk yaşanır. İnsanın hayat kalitesini düşüren mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Sinüzit cerrahisinde ise endoskopik sinüs cerrahisi uygulanıyor. Burun içerisinden girilerek sinüslerdeki iltihap düzeltiliyor. Hastaya daha az zarar veren ameliyatlar yapılıyor. Dışardan ameliyat izi belli olmuyor” dedi.