Güncelleme Tarihi:
Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD)'ın düzenlediği toplantıda, yaşlılıkta kadın cinselliği ve cinsel mutluluğu etkileyen faktörler masaya yatırıldı.Kadınların, 'yaşlandım, sarktım, şişmanladım' diyerek cinsel ilişkiden uzaklaşmasının, yaşla birlikte kuruyan ve atrofiye uğrayan cinsel organların işlevini iyice azalttığını, bunun da cinsel mutsuzluk anlamına geldiğini söyleyen uzmanlara göre boşanmalar en çok 50 ile 55 yaşları arasında gerçekleşiyor.Türkiye Menopoz ve Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Ertüngealp, Türkiye'de menopoz yaşının 48, yaşlılık için limitin ise 65 olduğunu söyleyerek menopozun cinsellikte önemli rol oynadığını söyledi. Prof. Ertüngealp, "Menopoz sonrası en önemli olay kilo almaktır, insülün rezistansı arttığı için eskisi kadar yense bile daha çok basen bölgesinden kilo alınır ve armut tipine dönüşülür. İkincisi ciltteki bozukluklardır, bu bozulma sadece yüzü değil bütün vücut ve vajeni etkiler" dedi.Vajinadaki kuruluk ve atrofi cinselliği etkiliyorProf. Ertüngealp, "Östrojen eksikliğinde, vajina epiteli en çabuk kaybedilen yapıdır, üriner sistemle beraber vajina epitelindeki reseptörlerin azalmasıyla PH, yani asit baz dengesi değişir, vajinanın kurur ve atrofiye uğrar. Bunun birinci sonucu kadının kendisini anneanne olarak yani yaşlı görmesi, ikincisi cinsel ilişki sıklığı azaldığı için organın kullanımı da azalır ve atrofi olduğu için de acılar başlar" şeklinde konuştu.Boşanmalar en çok 50-55 yaşlarında oluyorMenopoz döneminde kadınların yüzde 36'sında cinsellikle ilgili sorun gözlendiğini belirten Prof. Ertüngealp'e göre önlem alınmazsa cinsel mutsuzluk başlıyor ve bu durum, boşanmaların daha çok 50 ile 55 yaş arasında olmasını açıklıyor:"Vajendeki değişiklikler ve acı kadını seksten kaçmaya ve cinsellikten soğumaya iter. Bu nedenle yaşam kalitesini yüksek tutmak için ciltle mücadele ediyor, spor yaptırıyor, kilo alımını önlüyor ve kişiye özel hormon tedavileri uyguluyoruz."Yaşlı kadın değil, yaşını alan kadınİstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Cinsel Tedaviler Programı Başkanı Prof. Dr. Arşaluys Kayır ise yaşlılığın da cinselliğin de aniden çıkmadığını, bunun bir değişim ve yılların birikimi olduğunu söyleyerek, "Bu dönemi yaşlı kadın değil, yaşını alan kadın diye nitelendiriyorum. Bu dönem bilgiler, anılar ve tatlarla ilgili bir birikimdir ve gençlik ile orta yaşta oluşmaya başlayan bu birikim yaşlılıkta kullanılır" şeklinde konuştu.Yaşlıların yüzde 70'i duygusallıktan hoşlanıyorAraştırmalara göre, yaşlıların yüzde 70'i fiziksel yakınlıktan ve duygusallıktan hoşlanıyor. Cinsel birleşme olmadan dokunma ve okşanmaktan hoşlanma oranı kadınlarda yüzde 64, erkeklerde ise yüzde 82. Prof. Kayır'ın sözleri de bu sonuçları destekliyor:"Yaşlılıkta erkekte de değişiklik oluyor, heyecanlar duruluyor ve ilişkilerde hız düşüyor. Bunlara bir de kadının, 'yaşlandım, sarktım, şişmanladım' diye düşüncelerinin eklenmemesi gerek. Belli noktalara takılıp kalınmamalı, iki tarafın da bedenlerinin sadece belli noktalarıyla değil bütünüyle ilgilenilmeli. Fizyolojik değişimler olabilir ama sadece bunları önemsememek gerekir, ruhsal ve duygusal ilişkinin boyutu da cinsellikte çok önemli."İşleyen demir ışıldar"Kadınlar cinsellik açısından en yüksek noktaya 30'lu yaşlarda ulaşır, cinsel ilişkinin orgazm ile sonlanması gerekir, oral seks daha çok gençler içindir" gibi cinsel mitlerin, 50 yaşından sonra hekime başvurmayı engellediğini ifade eden Prof. Kayır, "sönük bir cinsel yaşam, kadının mutsuz olduğu anlamını taşımasa da cinsellik insana iyi gelir ve unutulmamalıdır ki işleyen demir ışıldar, yani kadın her yaşta aktif olmalı. Coşkusu adına cinselliği yaşamalı, bunu da sadece orgazm olarak nitelendirmek doğru değil. Birisinin onu cinsel olarak çekici bulduğunu düşünmek, kadının psikolojisi üzerinde olumlu etki yapar" dedi.Tülay Sağlam – NTV