Güncelleme Tarihi:
Ortalama çiftlerin birçoğunda cinsel ilişki sonrası sevgi, şefkat gösterme, duygusal yakınlık olmuyor. Genelde erkek sırtını dönüp uyuyor. Bu bir süre sonra cinsel işlev bozukluklarına yol açıyor. Cinselliği ve yaşanan ilişkiyi keyifsizleştiren faktörler sadece bununla sınırlı değil. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Doğan Şahin, "Görev kabilinden yürütülen cinsel yaşam, baş ağrıları, yorgunluk gibi isteksizlik belirtilerine yol açar. Belli bir süre sonra da cinsel ilişki sıklığı azalır ve yataklar ayrılır" diyerek pek çok çiftin yaşadığı durumu özetliyor.
Ülkemizde cinsel mutluluğu engelleyen sosyo-kültürel etkenler neler?
Ülkemizde insanlar yetiştirilirken, kadın ve erkek cinsel rolleri katı bir şekilde ayrılmakta, ayrışan cinsel roller eşler arasında dengeli ve paylaşıma dayalı bir ilişkiyi engellemektedir. Bizim kültürümüze erkek evde iş yapmamayı ve eşinin kendisine hizmet etmesini beklemeyi öğrenir. Eşler evde birlikte geçirdikleri zamanda çoğunlukla ayrı işlerle meşgul olmakta, aralarındaki iletişim ve paylaşım yetersiz kalmaktadır.
Birçok erkek akşam eve geldiğinde doğruca televizyonun başına geçip, karısının sofrayı hazırlamasını beklemektedir. Yemekten sonra da doğru salona dinlenmeye gitmekte, eşinin bulaşıkları yıkayıp, ortalığı toplamasına yardım etmemektedir. Daha sonra en çok yapılan ortak faaliyet gene iletişim ve paylaşımı engelleyen, birlikte TV seyretme olmaktadır. Gün boyu ayrı duran ve iletişimleri zayıf olan çift böylelikle ortak zamanlarını da değerlendirememekte, uykuları gelince de gidip yatmaktadırlar.
Erkek eşine cinselliği yakıştırmıyor
Birçok kadın cinselliği eşlerinden öğreniyor. Çocuklukları, gençlikleri boyunca cinsellikten uzak durmaları için cinselliğin ayıplandığı, kınandığı, hatta acı verici, zahmetli bir şey olarak öğretildiği bir ortamda yetişen ve cinsel hazzı tanımadan evlenen kadınlar, hem cinsellikten ürküyor hem de yanlış inanışlar dışında hiçbir şey bilmeyerek cinsel yaşamlarına başlıyor.
Erkekler de cinsel deneyimleri olsa bile cinselliği benzer bir şekilde algılarlar ve çok sayıda yanlış inanca sahiptirler. Erkekler de eşlerine cinselliği, cinselliğe meraklı olmayı pek yakıştıramazlar, başka birini kirletmek, aşağılamak, sahip olmak, becermek gibi algıladıkları cinselliği eşleriyle yaşamak konusunda zorluklar yaşarlar. Birçok çift kısıtlı, fazla çeşitliliğe sahip olamayan ve kendi arzularını keşfetme çabasından uzak, rutin, kısa ve doyum vermeyen bir cinsel ilişki tarzını kısa sürede benimser.
Cinsel iletişimleri zayıf olduğu için ve ayrıca cinsel arzuları ve tercihleri konusunda kendilerine bile rahat ve açık olamadıklarından nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadıklarını, nasıl daha çok haz alabileceklerini konuşup paylaşmazlar.
Birleşme öncesi sevişme süresi, ortalama bir kadın için çoğunlukla kısadır. Birçok durumda kadın yeterince uyarılmadan ve kendisini hazır hissetmeden kendisini cinsel birleşmenin içinde bulur. Birleşme süresi de genellikle kısa olduğundan kadın orgazm olmadan ilişki biter. Yine ortalama çiftlerin birçoğunda sevişme sonrası sevgi ve şefkat gösterme, duygusal yakınlık yaşama gibi bir durum söz konusu olmaz ve erkek sırtını dönüp uyur. Bu şekilde tekrarlanan cinsel deneyimler bir süre sonra cinsel istek, uyarılma ve orgazm bozukluklarının gelişmesine neden olur.
Cinsel yaşamı keyifsizleştiren nedenler neler? Yazının devamını okumak için ilerleyiniz...
Birkaç yıllık deneyimden sonra, kadınlar çocukluklarında kendilerine öğretilen şeyin doğru olduğuna inanmaya başlarlar. Gerçekten yaşadıkları cinsellik sadece erkeğe hizmet etme amacını gütmektedir ve kadın bundan fazla bir zevk almamaktadır. Görev kabilinden yürütülen cinsel yaşam, baş ağrıları, yorgunluk gibi isteksizlik belirtilerine yol açar. Belli bir süre sonra da cinsel ilişki sıklığı azalır ve nihayet yataklarını ayırmayı başaran kadın, huzura ve özgürlüğe kavuşur. Kendi kızlarına aynı şeyi öğretir: Cinsellikten keyif alınmaz...
Peki ya erkekler?
Eşleriyle kendi neden oldukları doyumsuz cinsel yaşamları iyice kısıtlanan erkekler ise ya bu duruma razı olur ve cinsellikten uzaklaşarak kendilerini başka işlere verirler ya da başka kadınlara, paralı ilişkilere yönelirler. Onlar da böylelikle aynı şeyi doğrulamış olurlar. Seks hayvani bir şeydir ve ancak saygı duyulmayacak hafif kadınlarla yaşanır. Eşleri ise tıpkı anneleri gibi saygın ve cinsellikten uzak kutsal varlıklardır. Onlar da oğullarına aynı şeyi öğretir, hatta bunun ilk adımı olarak oğullarına paralı bir ilişki ya da bir 'manita' ayarlamak için arkadaşlarını veya abileri devreye sokarlar.
Neler cinsel yaşamı keyifsizleştiriyor?
İşte cinsel yaşamı keyifsizleştiren nedenler:
Cinsel isteğinizin olup olmadığına aldırış etmeden cinsel ilişkiye girin.
Gergin, güvensiz ortamları tercih edin. Birbirinize kırgınlıklarınız varsa bunları konuşmak ve çözmek yerine cinsel ilişkiye girin.
Hamilelik istenmediği halde, güvenli bir koruma yöntemi seçmeyin, cinsel ilişki sırasında hamilelik kaygısıyla gerginliğinizi artırın.
Cinsel birleşme öncesi, sevginizi göstermek, beğendiğinizi ve arzu duyduğunuzu ifade etmek ayrıca birbirinizi birleşmeye hazırlamak gibi işlevleri olan ön sevişmeye fazla vakit ayırmayın. Apar topar cinsel birleşmeye geçin.
Karşı tarafı rahatsız edebilecek ağız kokusu, akıntı gibi sorunlarınız varsa bunları tedavi ettirmeyin, sevişme öncesi hijyen ve temizliğinize özen göstermeyin.
Erken boşalma ya da uyarılma zorluğunuz varsa bunları tedavi ettirmek yerine bu sorunlarınızla cinsel yaşamınızı sürdürmeye çalışın.
Eşinizin sevişirken sizi rahatsız eden tutumları varsa değiştirmesin diye bunları söylemeyin, katlanmaya çalışın.
Cinsel isteklerinizi, arzularınızı, eşinizin size yapmasını istediğiniz şeyler varsa bunları da söylemeyin, hevesiniz körelsin.
Farklı cinsel aktiviteler denemeyin, olur da bunlardan çok keyif alabilirsiniz. Bunun yerine baştan aşağı sırası değişmeyen, hep aynı şeyleri yapın ve rutin bir sevişme usulü geliştirin.
Genel iletişiminiz ve cinsel iletişiminiz kısıtlı olsun, birbirinize arzularınızı söylemediğiniz gibi, cinsel isteğinizi de belirtmeyin.
Fiziksel temasınızı mümkün olduğunca azaltın. Cinsel birleşme dışında birbirinize sevginizi, arzunuzu belli edecek temaslardan kaçının.
Sevişmeye hazırlık olmadan aniden geçin. Eşinizi duygusal ve erotik olarak hazırlamayın.
Cinsel fantezilerinizi eşinizle paylaşmayın, bunlar arkadaş toplantılarında konuşulabilecek şeylerdir, eşler arasında konuşulması ayıptır.
Birbirinizi erotik olarak uyarabilecek, mesajlaşma, telefon, erotik hediyeler gibi şeylerden uzak durun, bunlar ancak ahlaksız insanların yapabileceği şeylerdir.
Hatice Yaşar / Radikal