Cinsel sorunlara dokunarak terapi

Güncelleme Tarihi:

Cinsel sorunlara dokunarak terapi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2004 09:00

Cinsel yaşantınız nasıl gidiyor? Yoksa, siz de tutkulu ve sağlıklı bir birlikteliği yakalayamadınız mı? Öyleyse size cinsel terapiden yararlanmanızı tavsiye ediyoruz.

Haberin Devamı

En zevkli ödev Bu terapiler, gözünüzü korkutmasın! Yapmanız gereken şey, terapiye katılmak ve size verilen ev ödevlerini yerine getirmek. Üstelik, bu ödevler çok zevkli! Kimimiz cinsel soğukluktan yakınıyor, kimimizse orgazmın güçlüğünden. Bu sıkıntıların sadece kadınlara özgü olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Erkeklerin cinsel yaşamları da pek parlak değil doğrusu. Onların en büyük sıkıntıları ise, erken boşalma ya da ereksiyon sorunu. Cinsel yaşamla ilgili yanlış ve eksik bilgilenmeler, bilgilendirmeler, toplumsal baskı, günlük koşuşturma ya da stres derken, cinsel birlikteliğin keyfine bir türlü varamadık. İyi ki artık ülkemizde cinsel sorunların değerlendirilip tedavi edilebildiği "Cinsel Tedavi Klinikleri" var ve sayıları gün geçtikçe artıyor. Bu kliniklerde üroloji, jinekoloji ve psikiyatri uzmanlarından oluşan bir ekiple, çoğul disiplinli bir yaklaşım benimseniyor. Üstelik, bu tedavilerden oldukça başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Yeter ki, zaman kaybetmeden konunun uzmanlarına başvurun ve tedavinizi aksatmayın. Cinsel terapinin ayrıntılarını Acıbadem Hastanesi Cinsel İşlev Bozukluğu Merkezi'nden Psikiyatrist Doç. Dr. Cem İncesu ve Hattat Kliniği'nden Psikolog Meliha Karayay'a sorduk.Kadınlar da erkekler de dertli!Acıbadem Hastanesi Cinsel İşlev Bozukluğu Merkezi'ne 2 yılda başvuran toplam 1002 kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, kadınlarda en sık görülen sorun vajinismus, erkeklerde ise sertleşme problemi. Yüzde 66 gibi yüksek rakamlarda seyreden vajinismusu, yüzde 25 ile "cinsel istek azlığı", yüzde 17 ile "orgazm bozuklukları" izliyor. Veriler, erkeklerin yüzde 58'inde sertleşme bozukluğu ve yüzde 42'sinde ise erken boşalma sorunu görüldüğünü ortaya koyuyor. Araştırma sonucuna göre, cinsel sorunu olanların yüzde 77'si evlilerden oluşuyor. Başvuran kişilerin ortalama evlilik ya da ilişki süresi ise yedi yılı buluyor. Cinsel terapiye başvuran kişilerin yaşları 14 - 81 arasında değişmekle birlikte yaş ortalaması 35 civarında seyrediyor.Sorunlar dile getirilmiyor ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında, "vajinismus"ile "erken boşalma"sorunlarının ülkemizde çok daha yüksek oranlarda olduğu görülüyor. Ancak, Acıbadem Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cem İncesu'ya göre, araştırmalarla saptanmış kesin veriler bulunmamakla birlikte, ülkemiz kadınlarında en sık görülen sorun aslında "cinsel isteksizlik" ve "orgazm güçlüğü."Doç. Dr. İncesu, araştırma sonuçlarıyla çelişen bu duruma şöyle bir açıklık getiriyor: " Vajinismus, cinsel tedavi merkezlerine en sık başvuru nedenini oluşturuyor. Aslında toplumumuzda kadınlarda cinsel istek azlığı, orgazm güçlüğü ya da cinsel doyumsuzluk gibi yakınmalar, vajinismusa oranla daha sık görülüyor. Vajinismusun en sık başvuru nedeni olmasının kaynağında ise çiftin çocuk sahibi olma arzusu yatıyor." Kadınlarda vajina girişindeki kasların psikolojik nedenlerle kasılması sonucu cinsel birleşmenin gerçekleşememesi ile seyreden "vajinismus" evlilik yaşamını ciddi biçimde tehdit ediyor ve bu nedenle de tedaviyi çabuklaştırıyor.Eğitim düzeyleri yüksek Acıbadem Hastanesi Cinsel İşlev Bozukluğu Merkezi'nden Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ferruh Şimşek'e göre dikkat çekici bir başka nokta da, cinsel tedavi kliniklerine başvuran kişilerin eğitim düzeylerinin Türkiye ortalamasının üzerinde olmasına rağmen, cinsel sorunlarıyla uzun yıllar yaşamaları. Bunun nedeni ise, cinsel sorun yaşayan kişi ya da çiftlerin sorunlarını kabullenmekte güçlük çekmeleri. Öyle ki, yaşadıkları cinsel işlev bozukluğunu zorlu yaşam koşulları, iş stresi, yetişme koşulları ya da eşlerinin hataları veya anlayışsızlığı gibi kendilerinin dışındaki etkenlere bağlamaya çalışıyorlar. Ortada bir cinsel sorun olduğu kabullenildikten sonra da ne yazık ki sorun uzun süre eşler arasında bile konuşulmuyor, tedavi ya da çözüm arayışına girilmiyor.Kısa sürede köklü çözüm! Prof. Dr. Ferruh Şimşek, uzun süre tedavisiz kalan ve yıllar boyu sürüp giden cinsel sorunların çiftin yaşamında yeni sorunlara yol açacağı uyarısında bulunuyor. Bunların başında kişinin kendisinde ya da eşinde başka cinsel işlev bozukluklarının da tabloya eklenmesi geliyor. Bu da sorunun daha da ağırlaşmasına yol açıyor. Çiftin ilişkisinin ve iletişiminin bozulması ve çeşitli evlilik sorunlarının ortaya çıkması, giderek kişide ya da eşinde depresyon gibi çeşitli psikiyatrik hastalıkların belirmesi de yine sık görülen ek sorunlar arasında yer alıyor. Cinsel terapi programı, ortalama 6 - 10 seans sürüyor. Seansların en az haftada bir sıklıkta sürdürülmesi gerekiyor. Çünkü seanslar arasındaki süre uzadığında, özellikle vajinismus sorunu olan kadınlar, bilinç altlarında çeşitli bahaneler yaratarak terapiyi aksatabiliyor. Bu da tedaviden başarılı sonuç elde edilmesini engelleyen önemli bir sorun haline geliyor. Genellikle davranışçı ve bilişsel psikoterapi olarak adlandırılan tedavi yönteminin ilkeleri doğrultusunda bazı özel tekniklerin ve egzersizlerin öğretilmesi, cinsellikle ilgili yanlışlar ve doğrular üzerinde durulması, cinsel terapinin temel noktalardan bazılarını oluşturuyor. Cinsel terapide, özellikle fiziksel nedenlerin bulunmadığı, cinsel birleşmeyi engelleyen vajinismus, erken boşalma, sertleşme bozukluğu gibi cinsel işlev bozukluklarının iyileştirilmesinde son derece başarılı sonuçlar elde ediliyor. Öyle ki, merkezlere başvuran, cinsel terapi uygulanan ve tedavisini sürdüren kişilerin yüzde 90'ında düzelme sağlanabiliyor. Cinsel terapinin nasıl uygulandığına gelince.Cinsel yaşam öyküsü önemli Cinsel terapide öncelikle kişinin cinsel yaşam öyküsü ayrıntılı bir şekilde ele alınıyor. Cinsel eğitimi kimden almış, ilk cinsel deneyimini nasıl yaşamış, çocukluk ve ergenlik döneminde cinselliği nasıl algılamış, tacize uğramış mı? Bu bilgiler cinsel tedaviden başarılı sonuç alınması için son derece önemli rol oynuyor. Ardından, kişinin yaşadığı cinsel sorun hakkında yine detaylı bilgiler ediniliyor. Sorun ne zaman başlamış, nasıl gelişmiş, kişiden kişiye farklılık gösteriyor mu, herhangi bir hastalığı var mı? Şeklindeki sorularla "cinsel sorun" net bir şekilde ortaya konuluyor.Fizyolojik hastalık var mı? Cinsel yaşam öyküsünün ve sorunun detaylı olarak ele alınmasının ardından, kişinin herhangi bir sağlık problemi olup olmadığı tespit ediliyor. Çünkü, fiziksel sorunlar da cinsel yaşamda sorunların oluşmasına yol açabiliyor. Bu noktada kadınlar için jinekologlar, erkekler içinse ürologlar devreye giriyor. Örneğin, eğer hormonlarda bir dengesizlik varsa, bu sorun giderilmeye çalışılıyor. Herhangi bir hastalık nedeniyle kullanılan ilaçlar da cinsel yaşamı olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri. Bu nedenle, kişinin herhangi bir ilaç kullanıp kullanmadığı da tespit ediliyor. Yaşam öyküsünün alınması, kişilik testleri ve fiziksel muayenenin ardından cinsel terapiye başlanıyor.Cinsel mitlere ambargo! Günümüz insanının, eğitimli olsa da, cinsellikle ilgili yanlış inanışları ve değer yargıları yüzünden cinsel deneyimsizliği maalesef had safhada. Bunlardan en yaygın bilineni ise "Erkeklerin her zaman cinsel birleşmeye hazır oldukları. Eşleri her dokunduğunda ereksiyon olamıyorlarsa, fiziksel bir sorunyaşadıkları." İşte, bunun gibi yanlış inanış yüzünden ereksiyonda en ufak bir sorunla karşılaşan erkek büyük bir tepki gösteriyor ve bu reaksiyon da sıklıkla "performans anksiyetesi" gibi cinsel işlev bozukluğunun oluşmasına yol açıyor. Cinsel mitler hiç kuşkusuz ki kadınları da etkisi altına alıyor. Dolayısıyla cinsel terapide öncelikle bu yanlışların düzeltilmesi ve doğru bilgilerin aktarılması hedefleniyor.Bireysel değil, eşli çözüm şart! Uzmanlar, cinsel terapiye mutlaka eşlerin de katılması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Çünkü, terapide sadece sorunu olan kişinin değil, aynı zamanda eşinin de cinsel yaşamla ilgili bilgisine başvuruluyor.İlişkiden kaynaklanan bir takım sorunlar var mı? Eşinin cinsel ilişkiye ya da soruna yaklaşımı nasıl? Kendisinin bir cinsel sorunu var mı? Tüm bu soruların yanıtları da, cinsel terapide mutlaka öğrenilmesi gereken bilgileri oluşturuyor. Çünkü sorun çözümlenmediğinde zamanla partnerin de cinsel sorun yaşamasına yol açabiliyor. Terapinin çiftlere uygulanmasının bir başka nedeni de, eşlerin, verilen ev ödevlerinin yerine getirilmesini check etmelerini sağlamaları. Ayrıca, çoğu ev ödevleri birlikte yapıldığı için eşlerin de terapiye katılması şart görülüyor. Uzmanlar terapide eşlerle tek tek de görüşüyorlar. Bunun nedeni ise, işlerin bazı sorunları birbirlerine aktarmada Kişinin hem tek başına, hem de eşiyle birlikte uygulaması gereken ev ödevleri mevcut. Bu ödevler, masaj, cinsel birleşme teknikleri, uyarılma noktalarının keşfedilmesi gibi çeşitli uygulamaları içeriyor.Ödevlerde eşlerin katılımı çok önemli. Çünkü, bireysel ev ödevinde, eşinin ödevini yapıp yapmadığını kontrol etmek zorunluluğu var. Erkekte erken boşalma sorunu varsa, mastürbasyon yapması gerektiği söyleniyor. Erkek mastürbasyon yaparak boşalma anını geciktirmeyi öğreniyor. Boşalma süreçlerini tek tek yazarak cinsel terapi sırasında psikiyatristine aktarıyor. Vajinismus gibi sorunlarda, kadından öncelikle vücudunu tanıması isteniliyor. Örneğin, kadına ayna karşısında vajinasını incelemesi gerektiği aktarılıyor. Ayrıca, kadının yine ayna karşısında bir takım egzersizler uygulayarak,vajinasının nasıl gevşeyip yeniden eski haline döndüğünü kendi gözleriyle görmesi sağlanıyor. Bazı sorunlarda çiftlere cinsel birleşme yasağı konuluyor. Ama bu noktada ne yapılması gerektiği de aktarılıyor. Örneğin, eşlerin tıpkı flört dönemindeki gibi birbirlerini uyarmaları gerektiği belirtiliyor. Böylelikle eşler, bir süre sonra uyarı noktalarını keşfetmeye başlıyor. Bu şekilde kendinden gelişen cinsel uyarıların artırılmasına çalışılıyor. Orgazm güçlüğü gibi sorunlarda çeşitli cinsel birleşme teknikleri aktarılıyor. Bu sayede çiftlerin orgazmı keşfetmeleri sağlanıyor. güçlük çekmeleri. İşte, bu noktada psikiyatristler aracı konumuna geçerek çiftlere yardımcı oluyor.EV ÖDEVİNDE NELER VAR? Kişinin hem tek başına, hem de eşiyle birlikte uygulaması gereken ev ödevleri mevcut. Bu ödevler, masaj, cinsel birleşme teknikleri,uyarılma noktalarının keşfedilmesi gibi çeşitli uygulamaları içeriyor.Ödevlerde eşleri katılımı çok önemli. Çünkü, bireysel ev ödevinde,eşinin yapıp yapmadığını kontrol etmek zorunluluğu var.Erkekte erken boşalma sorunu varsa, mastürbasyon yapması gerektiği söyleniyor. Erkek mastürbasyon yaparak boşalma anını geciktirmeyi öğreniyor. Boşalma süreçlerini tek tek yazarak cinsel terapi sırasında psikiyatristine aktarıyor.Vajinismus gibi sorunlarda, kadından öncelikle vücudunu tanıması isteniyor. Örneğin, kadına ayna karşısında vajinasını incelemesi gerektiği aktarılıyor. Ayrıca, kadının yine ayna karşısında bir takım egzersizler uygulayarak, vajinasının nasıl gevşeyip yeniden eski haline döndüğünü kendi gözleriyle görmesi sağlanıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!