Güncelleme Tarihi:
Kırışıklığı önleyemeseniz de geciktirebilirsinizBunun için iyi beslenmek, egzersiz yapmak ve doğru ürün kullanmak gerekiyor. Yaşlanmayı hızlandıran sigara ve şok diyetlerden uzak durun.Kafanıza göre davranıp cildi ürün bombardımanına tutmamak, güneşle mesafeli bir ilişki kurmak, cilt temizliğini abartmamak ilk akla gelebilecek önlemler. Özellikle piyasada bulunan ve kısa sürede 'mucize' vaat eden ürünlere karşı da dikkatli olmak gerekiyor. Uzmanlar, bu tür ürünleri kullanmadan önce kesinlikle dermatoloğa danışılmasını öneriyor. Aksi halde istenmeyen sonuçlarla karşılaşılabiliyor.Aktardan alınan malzemeye dikkat!Ciltle ilgili yapılan en sık hatalardan biri de çok yararlı olduğu düşünülerek aktarlardan alınan malzemelerle evde ürün hazırlamak. Isırgan otu alıp yüzüne süren ve geriye dönüşü çok zor hasarlara yol açanlar bunun en tipik örneği. Gelişen tıp ve kozmetik bir yandan sorunlu ciltler için çözüm geliştirirken bir yandan da insanoğlunun hep içinde olan 'ölümsüzleşme' isteğine de dokunuyor. Yaşlanmaya karşı geliştirilen çözümlerle artık 50'sindeki bir kadın 35'indeymiş gibi görünebiliyor. Ancak bunu başarmak için doğru tedaviyi, doğru yerde almak gerekiyor. Pürüzsüz, genç ve ışıltılı bir yüz dışında kadınların en büyük sorunu olmaya aday selülit de en fazla üzerinde çalışılan alanlardan biri.Geciktirmek size bağlıGeçen yılların acımasızlığına ve yerçekiminin gücüne cilt karşı koyamaz. Kırışır, sarkar. Ancak bunu geciktirmek elinizde. Basit hayat tarzı değişiklikleri dışında tıp ve kozmetiğin katkılarından faydalanabilirsiniz. Dermatoloji uzmanı Prof. Dr. Gönül Ergenekon, yaşlanmanın güneşin etkisi, soğuk, rüzgâr, nem azalması, alkali sabunlar, yanlış kozmetiklerin kullanımı ve sigara gibi faktörlerle oluştuğuna dikkat çekerek, erken yaşlardan itibaren bakıma başlanması gerektiğini söylüyor.Cilt güzelliğiniz için bu galerileri de ziyaret edin!Cilt ne zaman yaşlanmaya başlıyor? Deri yaşlanması genetik, metabolik ve endokrin faktörlerin rol oynadığı doğal ve ultraviyole ışınlarının rol oynadığı dış kaynaklı yaşlanmayı kapsayan karmaşık bir olay. Gerçek yaşlanma genler ile planlanan doğal, fizyolojik bir süreç. Çevresel etkiler olmasa da bu süreç gerçekleşir. Ancak çevresel etkiler yaşlanmayı hızlandırır, artırır ve erken başlatır. Derinin yaşlanması kişiden kişiye değişiklik göstermekle beraber 25-30 yaşları civarında başlamaktadır.Diyet, deriyi yaşlandırırNeler yaşlanmayı hızlandırıyor? Genetik-ailesel özellikler kişinin deri yapısını etkiler. Bu durum aynı yaşlardaki kişilerin farklı yaşlanma karakteristiklerini belirler. Dış kaynaklı yaşlanma ise kronik olarak güneşin etkisiyle gelişmekle birlikte soğuk, rüzgâr, nem azalması, alkali sabunlar, yanlış kozmetiklerin kullanımı ve sigara gibi diğer çevresel faktörlerin de etkisiyle gelişir ve kısmen engellenebilir.Genetik olarak yatkın zeminlerde yaşlanma belirtileri genç yaşlarda daha belirgin olur. Beslenme alışkanlığının deri yapısı üzerinde önemli etkisi var. Düzgün, yeterli ve çok yönlü beslenme deri sağlığı için oldukça önemli. Aşırı kilo verme ve diyet, deride gevşeme ve sarkmalara neden olurken, aşırı kilo almalar da elastik ve kollajen liflerde bozulmalara neden olabiliyor. Yaşlı deride su kaybı çok fazladır. Yaşlanmada görülen kuruluk kısmen derinin en üst tabakasındaki su içeriğinin azalmasına bağlıdır. Çeşitli çalışmalarda sigara içenlerin içmeyenlere oranla daha fazla yaşlanma belirtileri gösterdiği ortaya çıkmıştır. Sigara içimiyle küçük damar kan akımı etkilenir ve destek doku yapılarında bozukluklar olur.Cilt güzelliğiniz için bu galerileri de ziyaret edin!Menopoz dönemi ve sonrasında kadınların çoğunda deride kurumalar, el ve özellikle ayak tabanlarında çatlamalar, deri kırışıklıklarında artma ve deri elastikiyetinde azalma yakınmaları dikkat çeker. Bu tablo östrojenin deri yaşlanması üzerindeki önemini desteklemekle beraber, bu rol tam açıklanamamıştır. Yine östrojenin kollajen sentez ve yıkımında rol oynadığı da düşünülüyor. Erkeklerde androjen azalmasıyla birlikte olan bu durum derinin yapı ve fonksiyonlarını etkiliyor. Vücuttaki büyüme hormonu her on yılda yaklaşık yüzde 14 azalıyor. Büyüme hormonlarındaki bu eksilmeyle organizma, protein üretim gücünü önemli oranda yitiriyor.Kırışıklıklar önlenebilir mi?Doğru beslenme: Yeterli ve dengeli bir diyet oluşturmanın ilkesi besin çeşitliliğine önem vermek, gereksinim olan tüm besin öğelerini (E, C, A, B6, B1, B2, B12 vitamini, niasin, karnitin, karatenoid, bioflavonoidler, folik asit, biotin, çinko, selenyum, manganez, demir, bakır) yeterli miktarda almaktır. Yeterli ve dengeli beslenmek için; boya uygun beden ağırlığını korumak, bunun için enerji alımını, enerji harcamasına eşit olacak şekilde ayarlamak, daha az doymuş yağ, daha az kolesterol tüketmek, basit karbonhidratların (şeker) tüketimini azaltmak, sık sebze ve meyve tüketmek, günlük tuz tüketiminin beş gramı aşmamasına özen göstermek ve günde en az sekiz bardak sıvı alınmasına dikkat etmek gerekir.Sigara: Yeni kollajen sentezinde azalmaya ve elastin liflerinde bozulmaya neden olduğundan sigara içilmemeli ve alkol alımına dikkat edilmelidir.Egzersiz programları: Genel olarak egzersiz haftada en az üç-altı kez olmalı, 30-60 dakika sürmeli, düzenli olmalı ve maksimum kalp hızının yüzde 70 düzeylerinde olmalıdır. Hormon Tedavisi: Östrojen, testosteron, DHEA ve tiroid hormon takviyesi doktor kontrolünde uygun kişilere yapılabilir. Deride kurumalar, el ve özellikle ayak tabanlarında çatlamalar, deri kırışıklıklarında artma ve deri elastikiyetinde azalma yakınmaları önlenebilir.Kırışıklıklara karşı bakım ne kadar etkili? Nasıl bir bakım öneriyorsunuz? Deri bakımına erken yaşlardan itibaren başlanmalıdır. Deri bakımında öncelikle deri tipini tayin edip ona göre bakım prosedürünü uygulamak yararlı olur.Her cildin ihtiyacı farklıNormal deri: Görünür bir lezyonu, hissedilir bir rahatsızlığı olmayan, normal elastikiyete sahip, üst tabakasının normal su içeriği ve yağ salınımı olan deridir. Normal derinin mekanik ve fizyolojik bütünlük dengesi iyi olduğu müddetçe herhangi bir değişiklik ve uygulama gerekmez. Yine de bu denge değişebilir. Onun için normal deri bakımında, normal deri pH'nı değiştirmeyen uygun sabunlar, şampuanlar kullanılmalı. Deri, dış hasarlardan korunmalı soğuk ve rüzgâra karşı mevsime uygun nemlendiriciler, özellikle de su içinde hafif yağlı hidrasyon ürünleri ve güneşten koruyucu kremler kullanılmalı.Cilt güzelliğiniz için bu galerileri de ziyaret edin!Yağlı deri: Tipik olarak ergenlikte ve genç erişkinlerde görülen bir deri tipidir. Deri kalınlaşması ve artmış yağ salınımı özellikle burun ve alında yağlı, parlayan bir yüz görünümüne neden olur. Şiddetli durumda gözenekler genişlemiş olarak dikkat çeker, yağ bezlerinin sayısının daha fazla olduğu vücudun üst kısımlarında görülür. Yağlı derinin bakımı, dış faktörlere karşı genellikle daha az duyarlılık gösterdiğinden diğer deri tiplerinden daha az yaşlanma riski vardır. Bu nedenle daha az korunmaya ihtiyaç gösterir ve bakım daha çok temizleyicileri içerir. Esas gerekli olan cildin tamamen yağını almadan, derideki aşırı yağı azaltmaktır. Yağın şiddetli bir şekilde azaltılması yağ bezlerinden yağ salınımını artırabilir. Yüz yıkama ya hafif yağ içeriği olan bir sabunla ya da bir sindet ile gerçekleştirilebilir. Klasik, orijinal sabunlar oldukça deterjandır. Arkasından bol durulama izlemelidir. Temizleme sırasında çok sıcak su kullanılmamalı, gözenekleri açıp derin temizleme amacıyla sık buhar banyoları yapılmamalıdır. Değişen çevre ve hava koşullarına karşı gerekli hafif, su bazlı emülsiyonları ve güneşten koruyucuların kullanılması ihmal edilmemeli.Kuru deri: Üst tabakasının bariyer fonksiyonunda azalma ve deriden su kaybında artma ile karakterizedir. Su seviyesi yetersiz olduğunda bazı enzimler işlevlerini göremez. Bu da cildin kuru, pürüzlü ve cansız görünmesine yol açar. Bakımda, sert yıkamadan, sıcak su ve buhar banyolarından kaçınılmalı, deri dış etkenlerden, özellikle solar UV, soğuk, sıcak ve kimyasallardan korunmalıdır. Sadece yağ içeren sindetler ve oldukça hafif surfaktan temizleyiciler tavsiye edilir. Nemlendiriciler, örtücü lipid film tabaka oluşturanlar, pullanmayı önleyici ürünler kullanılılabilir.Hassas deri: Derinin üst tabakasının bütünlüğünün bozulmasına bağlı bariyer fonksiyonunun azalması sonucu dış faktörlere ve uygulanan bazı maddelere karşı aşırı reaksiyon gösteren deri tipidir. Kaşıntı, kuruluk, batma ve yanma gibi şikâyetlerin yanı sıra kırmızılık, şişlik, plak oluşumu gibi belirtiler gözlenir. Hassas deri bakımına yaklaşımda, derinin gerçekten hassas olup olmadığının iyice incelenmesi gerekir.Uygun temizlik ürünleri ve nemlendiricilerin seçimine önem verilmeli. Sıradan sabunların kullanılmasından kaçınılmalı, deri pH'ına yakın ürünler tercih edilmeli. Derinin fizyolojik dengesini bozmadıkları için yağ asidi, gliserol ve yağ içeren temizleyiciler (sindetler) önerilir.Hidrasyon ürünleri olarak deriden su kaybını azaltıcı, bariyer fonksiyonu ve deri nemlenmesini sağlayan çeşitli parfüm ve katkı maddesi içermeyen emülsiyonlar, cold kremler kullanılmalı. Güneşten koruyucu olarak kimyasal koruyuculardan ziyade mineral içeren koruyucular tercih edilmeli.Cilt güzelliğiniz için bu galerileri de ziyaret edin!Yaşlanma süreciyle ortaya çıkan deri: Kişinin yapısına (hormonal, genetik vb.) göre değişmekle beraber genelde kuru, kaba, tonusunu kaybetmiş ve bariyer fonksiyonu bozulmuştur. Cilt temizliğinde sadece yağ içeren (yağ asitleri, gliserol ve yağlar) temizleyici losyonlar tavsiye edilir. Bunu takiben cilt dikkatlice durulanmalı. Basit sabunlar kullanılmamalı. Kuru ciltlerin temizliğinde krem veya losyon temizleyiciler tercih edilir.Kaba ve kuru görünümü rahatlatmak amacıyla kullanılabilecek nemlendirici ürünlerin amacı kuruluğun, yağsızlığın ve kalınlaşmanın düzeltilmesidir. Deri yaşlanmasında öncelikle derinin üst tabakasından nem kaybının önlenmesi, azalan nemin yerine konulması ve hücrelere oksijen taşınmasının artırılması sağlanmalıdır.Hatice Yaşar / RadikalCilt güzelliğiniz için bu galerileri de ziyaret edin!