Cildinizin sessiz koruyucuları: Nutri-kozmetikler

Güncelleme Tarihi:

Cildinizin sessiz koruyucuları: Nutri-kozmetikler
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 2004 07:00

Bir sabah aynaya baktığınızda kırışıklıklar, sarkmalar, pörsümelerle karşılaşırsanız sakın paniğe kapılmayın. Çünkü yaşlanmanın en acımasız etkileri önce ciltte kendini gösteriyor. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu doğru zamanda doğru ürünlerle yaşlanmaya "dur" demenin yollarını anlatıyor.

Haberin Devamı

Kaynak: Elele

Cildinizi korumak ve genç kalmasını sağlamak için sadece doğrudan cildinize uyguladığınız kozmetiklerden kazandığınız destek çoğu kez yeterli olmaz. Genetik yapınız ve kodlarınız; beslenmeniz, fiziksel aktivite düzeyiniz, uykunuz, stresiniz, sigara ve alkol kullanımınız gibi pek çok değişken cildinizi etkilemektedir. Erken yaşlarda yaşam tarzınızda yapacağınız olumlu ve akılcı değişiklikler cilt hücrelerinizi korumada size yardımcıdır. Eğer kozmetik ürünlerine yatırdığınız paraların boşa gitmesini istemiyor, daha geç ve genç yaşlanan, sağlıklı, pürüzsüz ve sıkı bir cilt arzuluyorsanız; cildinizi bilinçli bir şekilde yaşlanmanın oluşturacağı olumsuz şartlara karşı hazırlamak için, sadece doğrudan cildinize uygulayacağınız koruyucu ve iyileştirici ürünlerle (kozmofarmasötikler) yetinmemelisiniz. Siz de, "Nutri-kozmetik"lerden yararlanmayı düşünmelisiniz. Bu yazı sizi cilt dostlarınız nutri-kozmetiklerle tanıştıracak bir dizinin ilk bölümüdür! Eğer daha geç ve genç yaşlanmak istiyorsanız ve yaşlandıkça güzelleşen, düzgünleşen, sevimli, anlamlı, hoş bir cilde sahip olmakta kararlı iseniz... Bu genç ve sağlıklı yüzün sadece size ait olmasını, sizi hatırlatıp, sizi anlatmasını, o "ikinci el ve fotokopi güzelliklerden biri olmamasını arzuluyorsanız bu diziyi daha dikkatli okumalısınız.

Alfa Lipoik asit: Cildinizin koruyucu meleği olabilir

Son günlerin en popüler antioksidanı olan Alfa Lipoik asit (ALA) aynı zamanda çok etkili cilt koruyucusu nutri-kozmetiklerden biridir. Antioksidan özelliği ile cilt hücrelerinizi yaşlandırıcı etkilerinden hiç kuşku duymadığımız "serbest radikaller"e karşı korur. Bu toksik maddelerin ateroskleroz (damar sertliği), çeşitli iltihabi durumlar (osteoartirit), şeker hastalığı, karaciğer rahatsızlıkları ve akciğer hastalıkları gibi dejeneratif sorunlardan başka cilt yaşlanmasında da etkili oldukları bilinmektedir. Güneşin zararlı UVB ışınlan kadar etkili bir cilt yaşlandırıcısı olan serbest radikal hasarına önem vermelisiniz.

Alfa lipoik asit "evrensel" bir antioksidan olarak kabul edilmektedir. Çünkü serbest radikalleri hücrenin hem sulu, hem de yağlı kısmında yok edecek güce sahiptir. Bu çok önemli bir özelliktir. Hem suda hem de yağda eriyebilen, bu nedenle de hücrelerin tüm bölümlerinde tam ve etkin bir serbest radikal avcısı-yok edicisi gibi davranan bu muhteşem antioksidanı, sadece suda eriyen C vitamini veya sadece yağda eriyen E vitamini, Koenzim 010 gibi diğer bazı antioksidanlardan ayıran temel bir özelliktir.
Alfa lipoik asit enerji döngüsünde de rol oynadığı için; yorgunluk hissedenler ve enerji metabolizmasını geliştirmek isteyenler tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Cilt hücreleri üzerindeki koruyucu etkisi nedeni ile pek çok kozmetik firması "lipoik asit'li ürünlerini çoktan piyasaya sundu bile. Yapılan çalışmalar lipoik asidin cilt hücrelerini yenilediğini, serbest radikal hasarına karşı onları korumada oldukça etkili olduğunu, kırışıklıkları engelleyip cildin daha genç, parlak ve duru görünmesini sağladığını gösteriyor.

Alfa lipoik asidi vücudunuz üretebilir, ayrıca besinler aracılığı ile de alabilirsiniz. Kırmızı et, maya ve karaciğerde bol miktarda bulunan antioksidan etkili bu bileşikten daha fazla yararlanmak istiyorsanız; yağsız veya az yağlı kırmızı et, mayalı, kepekli ekmekler ve tahıl ürünlerini belirli porsiyonlarda tüketebilirsiniz. Ancak kolesterol sorununuz varsa, vejetaryen iseniz veya kırmızı etten uzak duranlardansanız, ağız yolu ile kullanımdan da yararlanabilirsiniz. Bu destekler tüm vücudunuz için gereklidir. Cildiniz için lipoik asitli kremler iyi bir seçim olabilir. Cildine iyi bakan dikkatli ve bilinçli kadınlar alfa lipoik aside hiç de yabancı değildir. Son zamanlarda lipoik asit içeren cilt bakım ürünlerinin sayısı hızla artıyor. Alfa lipoik asit (Thioctic acid) cilde doğrudan uygulandığında kolaylıkla emilebilse de, kararsız-dengesiz kimyasal yapısı sebebiyle uygulandıktan çok kısa bir süre sonra oksitlenir. Bu nedenle serbest radikallerin ciltte oluşturduğu zararları engellemek, foto yaşlanmayı (güneş ışığına bağlı cilt yaşlanması) azaltmak için sadece dışarıdan kullanımı ile yetinmemeli, ağız yolu ile de alfa lipoik asit desteği alınmalıdır. Alfa lipoik asidin ağız yolu ile kullanımı cilt dışında kalan pek çok yaşlılıkla ilgili sorunda da koruyucu ve tedavi edici yarar sağlar. Alzheimer hastalığı, katarakt ve şeker hastalığında faydalı olabileceği gösterilmiştir. Ağız yolu ile kullanımda 250-500 mg arasında değişen dozlarda kullanılabileceği belirtilmişse de, bizim önerimiz günlük destek için 50-150 mg'lık dozların kullanılmasıdır. Daha fazla serbest radikal saldırısına maruz kalan ciltlerde destek dozu 200-250 mg'a yükseltilebilir.
Yapılan çalışmalarda, lipoik asidin hafiften ortaya doğru olan kırışıklıkları neredeyse yüzde 50 oranında azalttığı görülmüştür. Göz çevresinde de kullanım açısından daha uygundur. Çoğu kırışıklık savaşçısı ürün göz çevresi gibi hassas bölgelere uygulanamazken, lipoik asit düşük konsantrasyonlarda ve özellikle kırışıklıkların yoğun olduğu bölge olan göz çevresine bıle sürülebilir.

Alfa lipoik asit nutri-kozmetik ürünlerin geleceğinde çok önemli yeri olabilecek bir ürün gibi görünmektedir. E vitamininden 400 kez daha güçlü antioksidan etkisi olan bu ürünü iyi izleyin!

Koenzim Q10 cildinizi koruyabilir ve onarabilir

Koenzim Q10 (Co Q10) cilt bakım endüstrisine yeni girmiştir. Koenzim Q10'nun iki önemli etkisi vardır, ilki, hücre içinde üretilen biyolojik enerjinin (ATP) mekanizmasında bu çarkın önemli dişlilerden biridir. İkinci önemli nokta ise; bu maddenin güçlü antioksidan etkisidir. Yaşlanmaya neden olan serbest radikallerin zararlı etkilerini yok eder. Normal şartlar altında, vücudunuz yeteri miktarda Koenzim Q10 üretebilir. Yaşlanma, stres, tıbbi tedaviler gibi çeşitli faktörler vücudunuzdaki Koenzim Q10 düzeyini azaltır. Sonuç olarak, hücrelerinizdeki bu stres yenilenmeyi de engellemektedir. Yaşlılığın getirdiği bir dezavantaj olarak vücudunuzdaki Koenzim Q10 miktarı siz yaşlandıkça daha da belirginleşen bir azalma göstermektedir. Bu nedenle sağlıklı ve uzun yaşam alanında çalışan hekimler bu maddeden yaşlanmayı geciktirme ve yaşlanma sorunlarını hafifletmede yararlanmayı tavsiye etmekteler. Kalp yetmezliği ya da hipertansiyon gibi dejeneratif hastalıklarda da anti-aging etkisinin yanında belirgin koruma sağlayan bir nütriyent (besleyici) olan Koenzim Q10 ile mutlaka tanışın!

Koenzim Q10'nun cildinize yararları nelerdir?

Bir cilt kremi olarak oldukça etkilidir. 30 yaşın üzerinde iseniz, vücudunuzla birlikte cildinizdeki Koenzim Q10 miktarı da düştüğü için kolajen, elastin ve diğer önemli cilt moleküllerini üretme yeteneğinizi ciddi bir düzeyde azaltır, kaybedersiniz. Koenzim Q10 miktarı az olan bir cilt serbest radikal hasarından kurtulamaz. Koenzim Q10 cildinizi yenileyebilir ve serbest radikal hasarını azaltabilir. Ayrıca küçük bir molekül olduğu için cildinize kolaylıkla nüfuz eder. Koenzim Q10'nin cildin canlı tabakalarına kadar işlediği, tamirini ve yenilenmesini kolaylaştırdığı gösterilmiştir. Ayrıca cilde dışarıdan ve doğrudan uygulandığında kırışıklıkları önleyip, cilt sorunlarını azaltabileceği gözlenmektedir.
Bazı firmalar Koenzim Q10 içeren kozmetik ürünlerini piyasaya sunmuşlardır. Bu ürünlerin yeterince etkili olup olmadıkları çok açık değildir. Koenzim Q10 ile ilgili olarak tam anlamıyla ve gerçekçi olarak yapılan az sayıda çalışma mevcuttur. En önemli çalışma 1999 yılında Alman araştırmacılar tarafından yapılmıştır. Sonuç; uzun süreli Koenzim Q10'nun göz çevresindeki kaz ayaklarını azalttığıdır. Olumlu etkilere sahip bir nutri-kozmetik olarak koenzim Q10'nu besinlerle de alma şansınız var.

Sakatatlar, kırmızı et ve tavuk eti koenzim Q10 bakımından zengindir. Yine de sağlığınızı korumak ve güçlendirmek için hayvansal yağ içeriği fazla, kolesterolü yüksek olan sakatatlara yönelmeli, koenzim Q10 içeriği yüksek cilt bakım ürünleri ve desteklerinden de yararlanmalısınız. Ağız yolu ile alınan koenzim Q10'nin cilde rahatlıkla ulaşabildiği anlaşılmaktadır. Eğer 30'lu yaşlardan sonra hem kalp ve damar sağlığınızı koruyup desteklemek, hem de cildinizi daha genç ve canlı tutmak istiyorsanız, ağız yolu ile kullanılan Koenzim Q10 desteklerinden yararlanmayı düşünebilirsiniz. Günlük doz 50-400 mg arasındadır.

Cildinizin sessiz koruyucuları: Nutri-kozmetikler

C vitamini en etkin koruyucudur

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!