Güncelleme Tarihi:
DİJİTALLEŞME GENÇLERDE CİDDİ EKLEM RAHATSIZLIKLARINA SEBEP OLUYOR!
Bilgisayar, tablet ve cep telefonu gibi araçların kullanımının artmasıyla birlikte hastaların yaş aralığın düştü. Bundan 10 yıl kadar önce bel, boyun, el ve bilek rahatsızlıkları ile başvuran hastalarımızın çoğunluğu 40 yaş üzeri kişilerdi. Günümüzde geldiğimiz noktada hastalarımızın çoklukla gençlerden oluşuyor ve bu gelecekte daha büyük sorunlara yol açabilir.
GÜNDE ORTALAMA 78 KEZ TELEFONA BAKIYORUZ!
Türkiye’de her 10 haneden 8’inin internet erişimine sahip olduğu ve akıllı telefon kullanımının % 90’ların üzerine çıktığını belirtildi. Günde ortalama 78 kez akıllı telefonumuza bakıyoruz ve bu istatistik, Avrupa ortalamasının 1.5 katı. Özellikle gençler, sabah uyandıkları andan itibaren 15 dakika içerisinde cep telefonu kullanmaya başlıyorlar ve bu oran ülkemizde %86 bandında seyrediyor. Gençlerin yoğun cep telefonu kullanımı nedeni ile yaşadığı duruş bozukluğu, boyun ağrılarını da beraberinde getiriyor. İnsanların cep telefonu kullanımı esnasında sürekli olarak boyunlarını eğik tutmaları sebebiyle boyun bölgesinde kireçlenme, kas bozuklukları, omurilik şekil bozuklukları gibi rahatsızlıkların görülmesi 30 yaşın altına indi.
İHTİYAÇTAN FAZLA KULLANILMAMALI
Cep telefonu kullanım yaşının 10’lara kadar indi. Cep telefonu ihtiyaçtan fazla kullanılmamalı, kullanılması gerekilen durumlarda ise olabildiğince vücuttan uzaktan tutulmalı ve devamlı aynı elde kullanılmaması gerekiyor. Yaşanan bel veboyun problemleri ileride kalıcı hale gelebileceği gibi, ameliyat gerektirecek rahatsızlıklar haline de gelebilir. Gençlerimiz bu konu üzerinde maalesef fazla durmuyor.
HEMEN AMELİYATA BAŞVURULMAMALI
Oluşan rahatsızlıkların tedavisinde ilk çözümün ameliyat olmaması gerektiğini vurgulanıyor. Ameliyat, bu tip rahatsızlıklarda başvurulacak en son çaredir. Ameliyat safhasından önce fizik tedavi uygulamalarıyla ciddi başarılar elde edebiliyoruz. Uzmanı tarafından yapılacak muayene, röntgen, MR yöntemleri ile teşhisi doğru tanımlayıp hastanın doktoruile birlikte yol çizmesi gerekiyor. Ayrıca yeni nesil tedaviler olarak tanımlanan ozon terapi, PRP, fitoterapi, proloterapi, PRGF ve kök hücre tedavileri de fizik tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı noktalarda hastalara çare oluyor.