Biraz güneş, biraz da aşk

Güncelleme Tarihi:

Biraz güneş, biraz da aşk
Oluşturulma Tarihi: Haziran 30, 2004 06:00

Psikiyatrlar yaz aşklarını bulunan ortamdan uzaklaşıp stresten arınmaya bağlıyorlar.

Haberin Devamı

Şimdi yaz aşklarının rnevsimindeyiz. Kışın sıkıntılı, insanı bunaltan havasının uzaklaşmasıyla birlikte neredeyse herkes aynı duyguyu yaşar; mutlaka aşık olmalıymışız gibi gelir; eğer olamazsak boşa geç­miş bir yaz yaşamış oluruz. Çünkü güneşin, deni­zin, tatilin ve iş stresinden arınmanın verdiği ke­yifle dinlenen ruhumuz ve vücudumuz, birden bire kendine ait olanı, yani aşkı aramaya başlar.

Psikiyatr Dr. Armağan Samancı, yıllardır sür­dürdüğü araştırmalarında bu olgunun çok dikkat çekici olduğunu söylüyor. Samancı, "Dikkat ederseniz yaz, güneş, tatil ve mutlulukla birlikte anılır. Bu nedenle, mevsimsel olarak güneş ışığının arttığı zamanlarda insanlar kendilerini iyi his­sediyorlar. Güneş ışığı ile ruh durumu arasındaki bağlantı zaten biliniyor. Yani, insanlar yaz sezonunda doğal olarak canlanıyor.

Yaz dönemleri, insanların tatile gittiği, yaşa­dığı ortamın stres ve yoğunluğundan uzaklaştığı dönemler. Stres ve sıkıntı azalınca insan doğal olarak kendi yoğunluklarına dönüyor. Kendine dönüce de daha yoğun duygular içine giriyor. Ya­şanılan yoğun stres ve sıkıntılar, doğal olarak ki­şileri duygularından uzaklaştırıyor ve sevginin, aşkın azaldığı bir toplum ortaya çıkıyor. Bizde öy­le değil miyiz?" diyor.

Duygusal serbestleşme önemli

Psikiyatr Dr. Bahadır Bakım da stres ve sıkın­tı içinde yaşayanların, yaz mevsimi ve yaz tatili ile birlikte bir serbestleşme yaşadıklarını ve bu duygusal serbestleşmeyle bağlantılı olarak yaz aşklarının karşımıza çıktığını söylüyor.

Peki ama, uğruna şiirler yazılan, filmler çeki­len yaz aşkları ne kadar gerçek?

Psikiyatr Dr. Armağan Samancı'ya göre, aşk aslında çok illüzyonsal bir olgu. Ancak, illüzyon olsa bile, her yaşanan aynı zamanda bir gerçek. Aşk, insanların kendi iç dünyalarındaki modeli karşısındaki kişide yakalaması ve yoğun duyguya girmesidir ki, bunun için duyguların serbest bırakılması lazım. Yani, yaz bir anlamda aşka kapı açıyor denilebilir.

Ve herkes tarafından çok iyi biliniyor ki, yaz aşktan genellikle başladığı gibi kısa sürede biti­yor. Psikiyatrlar, her yaz aşkına tutulanda bu beklentinin hakim olduğuna ve bunun yanlış bir beklenti de sayılamayacağına, çünkü hayatta yo­ğun yaşanan her şeyin aynı hızla bitebileceğine dikkat çekiyorlar.

Samancı bu konuya ilişkin olarak şunları söy­lüyor: "İnsanlar bir duyguyu yoğun olarak yaşamaya başladıkları zaman, ilişkinin her türlü noktasına da yoğun olarak bakıp inişe geçebiliyorlar. Duygusal yoğunluklar kısa sürelerde belirli bir noktaya yükselip, inişe geçebilir. Sıkı olarak kapatılmış duygular aniden serbestleştiğinde sağ­lıklı yaşanmayan durumlar meydana gelebilir. Bu bitişin ardından insanı sonbahara doğru ne bekler? Kayıp reaksiyonu olabilir; ama, daha çok kızgınlığın bir parçası olarak yaşanıyor bu reaksi­yon. Bir grup insan bu reaksiyonu kendine yönel­tir ve depresif sürece girer. Eğer karşısındakine yöneltirse agresif olur. Ama, temel olarak yaş, özleme, arama, depresif semptomlar görürüz. Birçok şarkıda yaz aşklarına bu nedenle rastlar­sınız. Yaz aşkları, hoş zamanlarda yoğun yaşa­nan duygular olduğu için hafızaya yerleşmeleri mümkün. Duygusallığı yoğun yaşanan olaylar akılda kalıyorlar."

Yaz aşkları için tüyolar

Yazlık mekanlarda tanışacağınız insanların gerçek kişiliklerini ve dünyaya bakışlarını anlamak asla mümkün olamaz. Bu nedenle, ilk karşılaştığınız ve hoşunuza giden insana hemen yakınlaşmak yerine, onu mekanın büyüsünün dışında tanımaya çalışın.

Hoşlandığınız birinin sizin fark etmediğiniz bir partneri olabilir; harekete geçmek için acele etmeyin.

Çekingen ve kendine güvensiz biri olabilirsiniz; ama bu yaz

tüm önyargılarınızdan kurtulup beğendiğiniz birine kendinizi beğendirmenin yollarını arayabilirsiniz.

Yaz aşkları yaşayanların çoğu, bu aşkın, o tatil beldesinde yaşanıp biteceğini düşünür ve ona göre hareket eder. Yani güleceğe dair büyük ümitler beslemeyin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!