Beyne check-up zamanı

Güncelleme Tarihi:

Beyne check-up zamanı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2004 09:00

Beyin hastalıklarını, henüz klinik bulgu vermeden saptamak mümkün

Haberin Devamı

Beyindeki dejeneratif hastalıkların görülme sıklığındaki artış, toplumda bu hastalıklarla ilgili bilinç artışını da beraberinde getirdi. Özellikle yakın çevresinde dejeneratif beyin hastalığına yakalanmış biri olanlar, kendi beyinlerinde bir sorun olup olmadığını, damarlarının durumunu merak eder oldu. Yaşam süresinin uzaması, toplumun giderek yaşlanmasıyla beraber, Parkinson, Alzheimer ve beyin-damar hastalıkları gibi, yaşlılıkla görülme sıklıkları artan hastalıklar da yaygınlaşmaya başladı. Halk arasında 'bunama' olarak bilinen Alzheimer'in görülme sıklığı, örneğin 65 yaşın üzerinde % 5-10 civarı, Parkinson hastalığının görülme sıklığı ise yaklaşık % 1-2. Yani istatistiklere göre Türkiye'de 250 bin civarında Alzheimer hastası, 150 bin civarında ise Parkinson hastası bulunuyor. Bunların dışında beyin hücre kaybıyla seyreden diğer beyin hastalıklarına da günümüzde daha sık rastlamak mümkün. Ayrıca sigara, hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, şişmanlık gibi faktörler de toplumumuzda beyin hastalıkları açısından en önemli risk faktörleri arasında yer alıyor.Beyindeki dejeneratif hastalıkların görülme sıklığındaki artış, toplumda bu hastalıklarla ilgili bilinç artışını da beraberinde getirdi. Özellikle yakın çevresinde dejeneratif beyin hastalığına yakalanmış biri olanlar, kendi beyinlerinde bir sorun olup olmadığını, damarlarının durumunu merak eder oldu. Genel kontrol amacıyla hastanelere, uzman doktorlara gelen insan sayısındaki ciddi artış üzerine de Medica Tanı Merkezi'nde yeni bir "beyin check-up" ı programı başlatıldı. İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Emre'nin anlattıklarına göre beyin check-up'ında amaç, beyni olumsuz etkileyebilecek, özellikle beynin işlevini ve yapısını olumsuz etkileyebilecek risk faktörlerini ve gelişmekte olan hastalıkları henüz göze çarpan bir belirti vermeden saptamaya çalışmak.Risk faktörlerinin tuzakları Prof. Dr. Murat Emre, "Beyni etkileyebilecek risk faktörleri olabilir. Bunlar yavaş yavaş tuzaklarını kurarlar. Fark edilmemiş bir yüksek tansiyon beynin küçük damarlarını etkiler, beyin bölgelerinin birbirleriyle haberleşmede kullandığı kablocuklara zarar verir. Ama henüz bu bir şikâyet olarak ortaya çıkmamış olabilir. Amaç, beynin hastalanmasını henüz klinik bulgu vermeden saptamak ve beyni etkileyebilecek risk faktörlerini erken dönemde saptayıp önlemleri erken dönemde almak" diyor. Beyni etkileyen hastalıklarda, kendisi ve risk faktörü erken dönemde tespit edildiği zaman en fazla sonuç alınan beyin damar hastalıkları. Bunların arasında inmeler, beyin damarlarının tıkanması sonucunda oluşan bunamalar, beyin damarlarının tıkanması sonucunda oluşan hafif zihinsel bozukluklar yer alıyor. Çünkü damar risk faktörlerini tespit ettiğiniz zaman hastalığı kontrol altına alma olasılığınız yüksek. Örneğin bir tansiyonu, kolesterolü, şekeri, fazla kiloları kontrol altına alma olasılığınız yüksek. Beynin büyük ve küçük tüm damarlarının hastalanması sonucu ortaya çıkan felç, bunama, zihinsel bozukluk gibi hastalıklarda şans daha yüksek oluyorBeyin check-up'ında neler yapılıyor Check-up'lar kişinin risk faktörlerine göre belirlenebiliyor. Beynin zihinsel işlevleri, eğitim ve yaşa göre standardize edilmiş testlerle ölçülüyor. Uzmanlar bunlara nöropsikolojik testler diyor. Bunlarla beynin zihinsel işlevlerinin olması gereken seviyede olup olmadığı saptanabiliyor. Ayrıca ultrasonla beyni etkileyen büyük damarların durumu saptanıyor, bir pıhtılaşma, kireçlenme olup olmadığına bakılıyor. Beyni besleyen dört büyük damar da bu şekilde inceleniyor. Check-up'ta beynin basit bir görüntülemesi var. Bu görüntülemede beynin hücre kaybetmeye başlayıp başlamadığı, beynin dokularında, özellikle de küçük damarlarda klinik bulgu vermemiş bir hasarın olup olmadığı inceleniyor. Bir de tansiyon, kolesterol, şeker, folik asit eksikliği, tiroid bezinin işlevleri gibi beyni etkileme riski yüksek olan parametreler gözden geçiriliyor. Son olarak bütün bunlar bir nörolog tarafından değerlendirilerek basit bir nörolojik muayene de yapılıyor. Prof. Dr. Murat Emre, "Yani özet olarak beyin check-up'ında beynin zihinsel fonksiyonlarını, hareket işlevlerini, görüntü ile beynin kendisini ve damarlarını gözden geçiriyor, hastada gelişmekte olan bir beyin hasarı olup olmadığını, işlevlerin ne durumda olduğunu, beyin için bir risk faktörü olup olmadığını inceliyoruz" diye anlatıyor. Özel bir şüphe olmadan, rutin olarak bakılan taramada özellikle saptamaya çalışılan şeyler beynin damarlarını etkileyen hastalıklar. En kolay bunlar yakalanabiliyor, önlem alınabiliyor. Çünkü beynin damar hasarlarını, damar tıkanıklıklarını, damar hasarlarının oluşturduğu doku kayıplarını ve beyinde birtakım yapısal bozukluklarını görüntülemeyle saptamak mümkün.Peki, beyin check-up'ını özelikle kimler yaptırmalı? Prof. Dr. Murat Emre, genç bir insanın yaptırmasının anlamı ve gereği olmadığını belirtiyor ve ekliyor: "Ancak orta yaş ve üzeri insanlar için söz konusu olabilir. Özellikle de damarsal risk faktörleri olduğu bilinenler yaptırmalı. Aşırı kilolu insanlar, ailesinde benzer hastalıklar olan insanlar, sigara içenler, kalp-damar hastalıkları geçirmiş olanlar. Bir ya da birkaç risk faktörü olanlar, risk faktörü olma olasılığı yüksek olan insanlar ve de ailesel riski olanlar." Beyin check-up'ını yılda bir kez yaptırmak yeterli. Ancak risk faktörlerine göre bu sıklık değişebiliyor. Örneğin kişide ilk taramada beyni besleyen büyük damarlarda % 40-50 daralma olduğu tespit edilirse 6 ay sonra tekrar ultrasonla bakmak gerekebiliyor. Hazırlayan: Bade Gürleyen/ Tempo Dergisi

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!