Güncelleme Tarihi:
Hastalık olarak kabul edilmeyen, ancak gerekli önlemler alınmazsa kronikleşebilen bahar yorgunluğu sendromu, havaların ısınmasıyla birlikte çoğumuzu etkileyen bir durum. En yaygın belirtileri ise bitkinlik, enerji eksikliği, sürekli yorgunluk, isteksizlik, uykusuzluk veya sürekli uyuklama isteği ve hatta depresyon. Uzmanlar ise bu sendromla ilgili olarak, hava ve mevsim değişikliğinin insan biyoritmini olumsuz etkilediğini söylüyor.Bahar aylarında havadaki elektrik yükünün arttığına dikkat çeken uzmanlar, pozitif iyonların artmasının vücuda zindelik sağladığını, negatif yüklü iyonların artmasının ise yorgunluk, halsizlik ve gerginliklere neden olduğunu belirtiyor. Negatif iyon yükünün artması, zaten vücudumuzda var olan bazı rahatsızlıkları da tetikliyor. Bunun sonucunda da bahar aylarında alerjik reaksiyonlarda, solunum yolu rahatsızlıklarında, kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarında, romatizma ve mide hastalıklarında artış görülüyor.Uzmanlar havadaki elektrik yükünün özellikle İstanbul gibi büyük kentlerde daha fazla olduğunu ve bu duruma hava kirliliğinin, sanayi atıklarının ve trafik yoğunluğunun etkisinin de eklenmesiyle, bahar yorgunluğu sendromunun etkilerinin daha yoğun yaşandığını söylüyor.Bahar yorgunluğuyla birlikte, kas ağrılarının, omuz, sırt ve boyun ağrılarının artabileceğini, yorgunlukla birlikte konsantrasyon bozukluğu, neşesizlik, aşırı sinirlilik, hafıza zayıflaması, uyku bozuklukları ve baş ağrısı yaşanabileceğini söyleyen uzmanlara göre bahar sendromu bir haftayla bir ay arasında sürebiliyor. Ancak sürenin uzaması durumunda da kronikleşebiliyor. Mevsim değişimi, insanları fizyolojik yönden olduğu kadar psikolojik yönden de etkilediği için "mevsimsel depresyon" ortaya çıkabiliyor.Mevsimsel depresyon ise yaşamsal sorunlar ortaya çıkarıyor. Etkilenme oranı ise insandan insana değişiyor. Bazı insanlar daha az etkileniyor, bazıları ise uyum sorunu yaşıyor. Sendromu kronikleşmiş hale gelenler ise doktora gitmiyor.Ne yapmalı?Uzmanlar bahar sendromunu en hafif şekilde atlatmanın mümkün olduğunu söylüyor ve küçük bir yapılacaklar listesi veriyor. Bu listeye göre: - İçilen günlük su miktarı 3 litre civarında tutulmalı.- B ve C vitaminleri açısından zengin sebze ve meyve ağırlıklı beslenilmeli, magnezyum, potasyum ve çinko desteği yapılmalı.- İyi ve kaliteli bir uyku düzeni sağlamak için her akşam aynı saatte yatıp, sabahları da aynı saatte kalkılmalı.- Sigara, alkol ve kafeinden uzak durulmalı, doğa yürüyüşleri ve basit jimnastik hareketleri yapılmalı.