Güncelleme Tarihi:
Kış dönemi günlerin kısa gecelerin uzun olması, soğuk hava ile azalan hareket ve aktiviteler ve kalın-geniş kıyafetler giyildiği için vücuda olan farkındalığın azalması gibi nedenlerle kilo almanın en çok yaşandığı mevsim. Her sene olduğu gibi bu sene de ilkbahar ve yaz aylarında telaşa kapılıp, ayda 80 kilo verdiren (!) diyetlerin, armudun sapı-üzümün çöpü haplarının, müshil ilaçlarının peşine düşmemek için, bu kış bir değişiklik yaparak beslenme ve vücut farkındalığımızı kaybetmeyelim!
Peki neler yapalım?
Bağışıklık sistemini sağlam tutup, hastalıklardan korunmak/hafif atlatmak için:
- Kuşburnu, ıhlamur, ekinezya, adaçayı gibi bitki çaylarını günde 2-3 fincan içmeyi alışkanlık haline getirin.
- Limonun, zencefilin, balın, karabiberin ve tarçının gücüne inanın! Bunların gücünü bitki çaylarıyla birleştirip, voltran oluşturun!
- Turunçgiller neden kış meyvesi sanıyorsunuz? Greyfurt, portakal, mandalina, turunç; işte bunlar hep bağışıklık güçlendirici C vitamini kaynağı!
- Vitamin alacağım, hasta olmayacağım diye günde 1 kilo portakal, 2 litre meyve suyu içmenize gerek yok. C vitamini günlük alınıyor, fazlası idrarla atılıyor, yani vücutta depo edilmiyor. Günde 1-2 adet portakal/mandalina bile günlük C vitamini ihtiyacınızı karşılamaya yetiyor.
Kilo dengesini korumak için:
- Evet TV ve içerik platformlarında çok güzel diziler var ve kışın zap yapmaktan veya bilgisayar başında vakit geçirmekten başka hobiniz yok, kabul! Ama bari bunların karşısında her gün sürekli cips, bisküvi, gofret vb. sağlıksız yiyecekler atıştırıp durmayın. Alışverişleriniz sırasında da bu tarz ürünleri satın almayın, yoksa tüketeceğiniz kesindir. Ve hepsi size kış sonu büyük miktarda yağ ve pişmanlık olarak geri dönebilir, ben şimdiden uyarayım.
- İlla bir şeyler atıştıracaksanız bunların yerine kütür kütür havuç dilimlerine veya marul yapraklarına ne dersiniz? 1 çay bardağı kadar leblebi veya 1 kase kadar yağsız patlamış mısır da olur. Tamam, çok istiyorsanız ara sıra yine cips de yersiniz. Mesela sadece cumartesi akşamlarını serbest atıştırma günü seçebilirsiniz. Ama inanın her gün olmaz…
- Izgara veya fırında balık yiyin. Hamsi, istavrit, palamut, mezgit, tekir, dil balığı, uskumru kış aylarının en iyi balıkları. Haftada 1-2 kez yemeye çalışın. Balığın kendi yağı yeterli olduğu için pişirirken ekstradan yağ eklemeye gerek yok. Derisini de tüketmemek gerekiyor.
- Turunçgillerin suyu değil, kendisi! Sırf hasta olmayayım diyerek, her gün litre litre taze sıkılmış meyve suyu içip, kilo alanlar bile var. Sıkmayın, kendisini yiyin. Diyelim ki canınız istedi sıktınız, 1 küçük su bardağını geçmeyin.
- Kışın ısınmak isteğiyle tatlılara doğru aşırı bir yönelme yaşıyor olabilirsiniz. Bu isteğinizi her gün künefe yiyerek değil; makul ölçülerde sütlü tatlılar, ev yapımı meyveli yoğurtlar tüketerek karşılamaya çalışın. Biliyorum, havalar soğumaya başladı ama günde yarım saat de olsa veya haftada 3 gün 1’er saat bile olsa yürüyüş yapın. Kış sonunda bunun için şükredeceksiniz! Hem çok güzel ısıtıyor, tatlı isteğinizi azaltıp, doğalgaz masrafını yarı yarıya indirmek istemez misiniz?
Depresyonla savaşmak için:
- Öncelikle yeterli beslenin, öğün atlamayın, uzun süre aç kalmayın. Dengesiz beslenmek ve aç kalmak sizi mutsuz edecektir.
- Omega-3 yağ asitlerinin depresyona karşı tedavi niteliğinde olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. Bu noktada da devreye en iyi kaynaklar olarak yine mevsimin taze balıkları giriyor.
- Ceviz, keten tohumu ve soya da iyi kaynaklar arasında. Düzenli olarak bu yiyecekleri tüketmeye dikkat edin.
- Kahvenin anti-depresan etkisini de unutmayalım. Doğru dozda kafein enerjiyi ve isteği artırır. Günde 3-4 fincanı geçmeyin.
- Bitter çikolatasız olur mu hiç? Yine vücutta mutluluk hormonu olan seratonini artırıcı özelliğiyle baş anti-depresanlarımızdan birisi olan o tatlı yiyecek. En az %70 kakao içermesine dikkat edin. Kilo kontrolu açısından günde 40 gramı geçmeyin.