Güncelleme Tarihi:
Sakın yanlış anlamayın, kötü seksle noktalanmış bir one night stand'den bahsetmiyorum. Bir sürü anlamsız kısa ilişkiyi ve aşk testlerinin aptal seçeneklerini geride bıraktıktan sonra birgün eski bir arkadaşım yeniden hayatıma girdi. Hem de bu defa bir aşk macerası olarak! Bir sürü yanılgıların,
bir dolu pişmanlıkların, kız arkadaşlarla kafa çekilen ve sarhoş olunan yalnız gecelerin ardından
tam da ümitsizliğe kapıldığım anda işte beklediğim o mükemmel adam karşımdaydı.
Zeki, duygusal ve sorumluluk sahibiydi. Çok iyi bir işi ve bana aşkla bakan gözleri vardı. Daha ne isteyebilirdim ki! Şık restoranlarda yenilen yemekler, liseli aşıklar gibi cilveleşilen sinemalar ve
sadece masum bir flörtle geçen birkaç haftanın ardından bir gece nihayet evimde, yatağımdaydı. Saçları saçlarıma, elleri ellerime dolaşıyordu. Tam heyecandan aklımı yitirmek üzereyken herşey bitiverdi. Arkadaşlarım bu durumun üstesinden gelebileceğimi söylediğimde benim deli olduğumu düşündüler. Ve yıllar boyunca da üstesinden gelebilmek için uğraştım. Kendi kendimi, eğer bu ilişkideki geri kalan herşey mükemmelse cinsel hayatımızın kötü oluşunu tolere etmem gerektiğine ikna etmeye çalışıp durdum. En sonunda birgün daha fazla dayanamayacağımı anlayıp onu terk ettim.
Seks terapisti Dr. Sandor Gardos bazı çiftlerin cinsel anlamda uyumsuz olabileceklerini, ama pek çoğunun havlu atıp vazgeçmek yerine cinsel yaşamlarını renklendirmek için çabalarlarsa bu sorunu yenebileceklerini dile getiriyor: "Bütün çabalar sonuç vermediyse o zaman karşılıklı ilgiyi bozan birşeyler var demektir.
İlk birkaç deneme başarısızlıkla sonuçlanabilir. Fakat bu o ilişki için kötü seksin kader olduğu anlamına gelmez." Peki, dünyada hiçbir şey öyle kolay kolay değişmezken, biz neden ilişkilerimizde bazı şeyleri değiştirmek için bu kadar sabırsızız? Belki de bunun nedeni cinsel özgürlüğümüzü yeni kazanmış olmamızdır. Eskiden böyle değildik. Eğer partnerimizle seks hayatımız kötüyse, gözlerimizi kapatır ve ülkenin sorunlarını düşünüp, vakit geçirmeye çalışırdık. Fakat şükürler olsun ki artık cinsel özgürlüğümüzü elde etmemizde büyük katkıları olan ' and the City' gibi erotizm sorunsalını irdeleyen diziler ve seks-shop?lar var; ve biz kadınlar ihtiyaçlarımızın biliniyor olmasından çok mutluyuz.
Artık ne istediğimizi ve ne zaman istediğimizi çok iyi biliyoruz. Prezervatif üreticisi Trojan tarafından yeni yapılan bir araştırma kadınların %65?inin cinsel ilişki esnasında aktif olabildiğini, %88?inin de misyoner pozisyonundan sıkıldıklarında başka bir pozisyon önermekten mutlu olduklarını gösteriyor. 'Yahoo! Personals' web sitesinde yapılan ankete göre de erkeklerin %69?u ve kadınların %75'i ilk buluşmanın ilk saatinde cinsel kimyalarının uyup uymayacağına karar veriyor. Yani kimse kimseye fazla bir şans daha tanımıyor ve etrafta denenip çöpe atılmış flörtlerin sayısı hergeçen gün biraz
daha artıyor.
Kimya sınavından kalmayın!
Çiftler arasındaki, kimya derken aslında adını bir türlü koyamayacağımız, kontrolümüz dışında gelişen şimşek çakması gibi bir tür enerjiden söz ediyoruz. Ve o şimşek ne menem birşeydir ki, eğer doğru zamanda çakmazsa mükemmel olma potansiyelindeki bir ilişkininin daha başlamadan sona ermesine neden olabiliyor.
Buradaki soru, eğer o şimşek çakmazsa arkamıza dönüp bakmadan kaçmalı mıyız, yoksa hala kalıp çabalayarak değiştirebileceğimiz birşeyler var mı? Uzmanlar bu tür durumlarda biraz sabır göstermek gerektiği konusunda taraftarlar. Yani partnerinizin numarasını cep telefonunuzdan silip, maillerini çöp kutusuna yollamadan önce hala yapabileceğiniz bazı şeyler var. Dr. Gardos bu tür durumlarda öncelikle bizi rahatsız eden şeyin ne olduğunu belirlememiz gerektiğini düşünüyor: 'Yatakta iyi değil' cümlesinin içeriği kişiden kişiye değişiyor.
Yumuşak ve şefkatli dokunuşlar bir kadın için cinselliğin alevlenmesinde doğru adımlarken, bir diğerinin bu yüzden bütün isteği kaybolabiliyor. O istediğiniz bazı şeyleri yapmıyor mu? Ya da onun yaptığı şeyler aslında nefret ettiğiniz şeyler mi? Eğer sorun sadece bunlardan biriyse o zaman çözümde kolaylıkla mesafe katedebilirsiniz.'
Seks terapisti Jennifer Isham'a göre cinsellikten neler beklediğimizi bütün detaylarıyla düşünmemiz ve kendimize karşı dürüst olduğumuzdan emin olmamız gerekiyor: 'İlk sevişmede mükemmel performans bekleyenlere ya da erotik maceralar yaşamak istedikleri halde hiçbir çaba göstermeyenlere kesinlikle tolerans göstermiyorum. Erkek arkadaşınızın sizin aklınızdan geçenleri okuyup mucizevi bir biçimde gizlice istediğiniz herşeyi yapmasını mı bekliyorsunuz? Eğer bütün sorumluluğu partnerinize veriyorsanız kendinizden utanmalısınız. Kendinizi tanıyıp nelerden hoşlandığınız belirleyin ve bunları partnerinizle paylaşın. Unutmayın, kendi alacağınız zevkten kendiniz sorumlusunuz.'
Onun egosunu sarsmayın
Seksten neler beklediğinizi belirlemek için şöyle bir yöntem deneyebilirsiniz: Küveti doldurup bütün geceyi banyoda Barry White dinleyerek geçirin. Fantezilerinizi düşünün ve sonra bir deftere notlar alın. Partnerinize beklentilerinizi açıklarken unutmamanız gereken çok önemli bir şey var: Erkeklik egosu çok kırılgandır.
Dolayısıyla beklentilerinizi ona aktarırken bunu bir yaptırım gibi yansıtmak yerine onun hakimiyetini sarsmayacak biçimde yaklaşmamız gerekiyor. 'The Big Bang and Sex Etiquette for Ladies and Gentlemen' kitabının yazarları Emma Taylor ve Lorelei Sharkey "Uyumsuzluk öğrenilmiş bir davranış biçimidir, kitaplardan, arkadaşlardan, Michael Douglas filmlerinden ya da kötü pornolordan", diyor
ve ekliyorlar: "Partnerinize nelerden hoşlandığınızı öğretebilir ve onun hoşlandığı şeyleri de siz öğrenebiliriniz.
Bunun için gerekli olan şey iletişim kurmak, göstermek ve söylemektir." Dr. Gardos ise cinsel sorunların tek nedeninin uyumsuzluk ya da iletişimsizlik olmadığını dile getiriyor: "İlişkinin ne kadar zamandır sürdüğüne bağlı olarak problemler fiziksel olmaktan öte olabilir.
Kırgınlık, stres ve kızgınlık gibi duygular ve durumlar libidoyu yok edebilir. Bu durumda ilişkinin sadece seks boyutunu değil, psikolojik yapısını da irdelemek gerekir." Dolayısıyla bir seks terapistine gideceksek, o uzmanın mutlaka psikolojinin diğer alanlarında da donanımlı olmasına dikkat etmemiz gerekiyor.
Kişilerin geçmişinde cinsel suistimal gibi ciddi sorunlar ya da çocukluğa dair rol modellerinde problemler varsa ve bu sorunlar ilişkiye yansıyorsa o terapistin tüm bu konuları ele alması beklenmelidir.Taylor ve Sharkey çiftlerin seks terapistine gitmekten kesinlikle çekinmemeleri gerektiğini düşünüyor, zaman ve çaba harcanmadan daha iyi bir cinsel yaşam elde edilemeyeceğini söylüyorlar.
Sorunu çözmekte geç kalmaksa olayı tamamen çözümsüz bir noktaya taşıyabiliyor: "Uzun süreli ilişkilerde cinsel tutku zamanla eksilebilir. Fakat daha ilişkinin başında ateşli bir cinsellik yoksa, o ateşi zaman geçtikten sonra yakabilmeniz mümkün olmaz." Bütün bu çabaları gösterdikten sonra hala arzu ettiğiniz şeyi elde edemediyseniz tıpkı benim gibi sizin de ayağa kalkıp kızarkadaşlarınıza şöyle söylemenizin zamanı gelmiş demektir: "Tutkusuz bir hayat istemiyorum kızlar!" Uzun soluklu bir ilişkide birçok şeyin yokluğunu önemsemeyebilir, mahrum yaşamayı göze alabilirsiniz. Ama seks, yani iyi seks, asla onlardan biri olmamalı.